drunk elephant

12. Müptelası oldum bu markanın malesf. Ne denediysem efso çıktı! Boş 1 ürününe denk gelmedim henüz. (Belki marula oil?) 

Yalnız markayla ilgili gıcık olduğum 1 durum: ambalaj ve sosyal medya konusu. 12-13 yaşında kızların ölüp bittiği, aldırmak için evde çıngar çıkardığı ürünler haline gelmiş bu marka. İçerikleri çocuklara uygun olmamasına rağmen ambalajlar çocuksu ve cicili, bicili. Tiktokta falan da sağlam bir kulisi var sanırım. Marka çıksın delikanlı gibi “18 yaş altı için uygun değildir” açıklaması yapsın allahını severse ya! 

12 yaşındaki yeğenimi zar zor ikna ettim. Daha doğrusu edemedim. Sana uygun değil diyorum ama assssla geçmiyo ona yani bizim zamanımızda yaşlı teyzelerin “makyaj yapman guzum, zararlı” falan demesi style boş konuşuyomuşum alıyo dnfnnf. Neyse şuna ikna ettim en azından: ben sana boş kutularını veriyim odana süs diye koy. Açabilirsen içine nivea doldur ortamlarda drunk elephant dersin kim bilecek dedim :) Bu fikre hemen atladı, gözleri parladı, mega sevindi! Neyse yarın bu gelecek, kaç haftadır da bitti bitecek diye kutuları bekliyor. (Şimdi sıradaki eleştirim kutuların şeffaf olmayışına, kolay açılamayışına ve içini göremeyişime geliyor) framboos serumumun dibi kaldı heralde ya bikaç damla ziyan olmasın, seyahat boy bir krem kutusuna sıkayım da bitireyim, 2 gün de kutudakini kullanırım dedim. Demez olaydım sık allah sık bitmedi! :(( 20 günlük falan ürün varmış daha içinde :( velhasıl boş kutular çocuğa gidecek, krem kutusuna bastığım serumu da bitene kadar kullanıcam artık.. inş bozulmaz :’(

11. Fiyatının karşılığını verdiğini düşünmüyorum, biraz pazarlama mantığı ile böyle sanırım. Kullandıklarımdan en çok polypeptide cream nemlendiricisini beğendim, kışın sivilce yapmadan güzel nemlendirdi. Buna rağmen bitince tekrar almadım

10. cilt bakim urunlerini hic kullanmadim ama cocomino glossing sampuanini cok begendigim bir marka. sacima gercekten parlaklik verdi, daha saglikli gorunuyor. ilk defa bir sampuana verdigim paraya acimadim.

9. İçeriği çok çok temiz ama yine de o paraya beklediğim wow etkisini alamadım ürünlerinden. Ben tlc framboos (glikolik asit serum), c-firma (c vitamini), protini polypeptide (nemlendirici krem), b-hydra (nemlendirici serum), c-tango (göz kremi), no. 9 jelly cleanser (temizleyici), marula yağı ve umbra sheer (güneş kremi) ürünlerini kullandım.

Temizleyicisinin benim klasik cosrx low ph good morning gel'imden aşırı ekstra bir farkı yoktu, kötü değil güzel ama fiyatı yüzünden benden pas.

C-firma'nın oksitlenme sorunu var. 79 euro verip 6 haftada oksitlenip işe yaramaz hale gelecek bir c vitamini ne kadar alınası gelir bilmiyorum.

Tlc framboos çok güzel bir glikolik asitti. The ordinary'nin köpüren ürünlerinden sonra drunk elephant formülasyonu ilaç gibi geldi valla. Bu asiti çok çok beğendim, tekrar alacağım.

Protini polipeptide kağıt üzerinde muhteşem bir nemlendirici. Ancak yüzümü nemlendirdiğini hiç hissedemedim. Bir de şu var ki pompalı değil kapaklı kutu geliyor, parmağımı komple nemlendiricinin içine sokmay sevmediğim için ben pamuklu çubukla sürdüm hep. Kapağını da sık sık açık bıraktığım için kurudu. Bayağı plastik kıvamına geldi krem. Yeni nemlendirici arayışındaydım belki bu olur demiştim ama maalesef. Hydro boost deneyeceğim artık ceraveden çok sıkıldım.

C-tango göz kremi olarak göz çevremde hiçbir sorun olmadığı için etkisini bilmiyorum ama mükemmel bir dudak kremi oluyor kendisi. O kadar beğendim ki dudaklarımda. Gece minnacık bir nokta kullanıp sabaha yumuşacık dudaklarla uyanıyordum. Bunu da tekrar alırım. Gerçi başka bir göz kremi daha var göz + dudak için onu denemeyi düşünüyorum.

Marula yağını hiç bilmiyorum etkisi ne oldu. Her akşam düzenli sürdüm. Belki de cildim hiç sorunlu olmadığı için etkisini göremedim ama klasik yağ. Bunun yerine kesinlikle ordinary alırım.

B-hydra güzel nemlendiren bir serumdu. Sabah akşam kullandım.

Güneş kremi berbat, bembeyaz ve inanılmaz ağır demir gibi kokuyor. Formülasyonunu beğenmediğim tek ürün bu oldu. Zamk gibi kalıyor suratta.

Benim beğendiklerim glikolik asit, c vitamini ve göz kremi ve b-hydra. Ama sorun şu ki c vitaminin tam boyunu kimseye tavsiye etmiyorum, oksitlenmiş halini ekledim medyaya, gerçekten değmez.

Formülasyonları çok güzel ürünlerin, yüzde köpürmüyor, hemen emiliyor yokmuş gibi.

Bunun dışında "smoothie" şeklinde karıştırıp kullanmak kat kat sürmekten çok çok daha pratik.

Ben sadece glikolik asitini gönül rahatlığıyla alırım. Benim 60 euro verdiğim set Türkiye'de 900 liradan satışa sunulmuş. O paraya gerçekten olmazsa olmaz ürünler değil. İçerik ve formülasyonu çok güzel amenna, ama yine de değdiğini düşünmüyorum. 

8. (yazar: Jean grey) e %100 katılıyorum. Sephora bazı markaları makul fiyatlarla getirirken (fenty, natasha denona, sephora collection gibi), bazı markalara yurtdışı fiyatlarına kıyasla inanılmaz bir zam bindiriyor (fresh, sunday riley, summer fridays gibi). Drunk elephant'ta bu aşırı zamlarla gelen ikinci grupta. Dikkat ederseniz cilt bakımı markalarının hepsi bu grupta. Sanırım sephora cilt bakım ürünleri hızlı tüketilip yenilenen ürünler olduğu için bu gruptan kar etmeyi hedefliyor. Ben açıkçası ürünleri denemek için küçük boylardan oluşan seti satın alacaktım. Sephora ona bile inanılmaz bir fark koymuş

(link: https://www.sephora.com.tr//drunk-elephant-the-littles-4-0-p10013754/ Sephora tr fiyatı) 999 tl

(link: https://www.cultbeauty.com/de/en/drunk-elephant-littles-40.html  cultbeauty fiyatı) 87 eur~783 tl

Ben 1-2 ay içinde yurtdışına taşınacağım için biraz daha bekleyip cult beauty'den sipariş edeceğim ürünleri. 

Bu arada daha önce c-firma ve tlc serumu ile virgin marula yağını denedim. Hepsi güzel ürünler ama alternatiflerini başka markalarda rahatlıkla bulabilirsiniz:

C-firma > by wishtrend %15 c vitamini serumu

Tlc serum > ben bha olarak cyrene ve paula's choice'dan, aha olarak derma e markasından daha memnun kaldım. 

Virgin marula yağı > the ordinary'nin de aynı ürünü var. O da güzel bir ürün ama ben kuşburnu yağından daha memnun kaldım.

7. amerika'da 68 dolara satılan kremin (güncel kur ile 550 civarı ediyor vergisi ile) burda 839 liraya satılmasını zaten orda da yüksek fiyatları diye normalleştirmemek gerekiyor. müşteri nasılsa baştan kabulleniyor diye direkt abuk fiyatlarla giriyorlar ülkeye. bütün ürünlere kafadan bi 40 dolar civarı eklemişler gördüğüm kadarıyla. ben hevesle bekliyordum markanın gelmesini, biten birkaç ürünümü tazelemeyi düşünüyordum ama havaya para vermek gücüme gidiyor be sözlük.. (aynısını (gbkz: fresh) markası da yapıyor, inadımdan almıyorum. %50 indirime girmediği sürece de almayacağım ürünlerinizi ne kadar seversem seveyim. al-ma-ya-ca-ğım! sınırlar açılana kadar beklerim, gider amerika'dan avrupa'dan alırım)

karşılaştırma amaçlı abd ve türkiye fiyatları, buyrun:

protini = 68 dolar, türkiye fiyatı = 839 lira

c-firma = 80 doları, türkiye fiyatı = 949 lira

a-passioni = 74 dolar, türkiye fiyatı = 899 lira

tlc framboos = 90 dolar, türkiye fiyatı = 1099 lira

*(eyaletine göre degişen ama ortalaması %7 civarı olan bi eyalet vergisi var, onu eklemek gerek ama onu ekledikten sonra bile uçuk fark)

hiç vergi bilmem ne falan da kabul etmiyorum, eğer (gbkz: tom ford) gibi bir marka amerika fiyatı ile aynı hatta bazen ucuza satabiliyorsa türkiye'de, demek ki diğer markaların yaptığı vergiyi bahane etmekten başka bişey değilmiş. karşılaştırma için;

tom ford allık = 63 dolar, beymen fiyatı = 445 lira

tom ford 4'lü far paleti = 88 dolar, beymen fiyatı = 620-655 lira

tom ford ruj = 55 dolar, beymen fiyatı = 455 lira

(dipnot olarak: tom ford da son zamanlarda sinsi sinsi zam yapıp duruyor, yoksa eski fiyatları abd fiyatının da altındaydı da, neyse hadi hala makul düzeyde fark.)

hadi tom ford lüks marka derseniz de (gbkz: fenty beauty) verelim hemen, o da makul derecede fark koyuyor 30-40 lira arası. sırf bu yüzden bile fenty alasım geliyor bazen;

fenty cream blush = 20 dolar, türkiye fiyatı = 199 lira

fenty gloss bomb = 19 dolar, türkiye fiyatı = 189 lira

flyliner eyeliner = 22 dolar, türkiye fiyatı = 189 lira

stunna lip paint = 25 dolar, türkiye fiyatı = 209 lira

hydrating fondoten = 36 dolar, türkiye fiyatı = 329 lira

eger sephora (gbkz: rare beauty)'yi getirdiğinde muadili olan fenty fiyatlandırması yerine fiyat bindirimi politikasını tercih ederse onu da boykot edeceğim gibi duruyor.

6. sephora türkiye'nin fiyat politikasıyla sosyolojik deney yaptığını düşündüğüm marka. cilt bakımı ürünlerine o bütçeyi ayırsaydım (gizlinot: şu anda bu fiyatların 1/3'ü veya çeyreği kadar bir bütçe ayırıyorum) o bütçeyi harcayacağım marka kesinlikle drunk elephant olmazdı. fiyat politikasının amaçlaması gereken hedef kitleyle ürün gamının tutarlı olduğunu düşünmüyorum.

kur etkisinin yanı sıra zaten yurtdışında da kendi fiyatları yüksek, ayırca bir kaç ürünü karşılaştırdım türkiye'de üzerlerine 150-200 tl eklenmiş (ki bu da büyük ihtimalle vergiler yüzünden)

sonuç olarak ülkemizde tutup tumayacağını merakla bekliyorum.

5. sephora onlineda bulabilirsiniz şu an, yurtdışında da fiyatı yüksek haliyle türkiyede de fazlasıyla yüksek

4. genel olarak ürünlerini sevdiğim bir marka. yalnız markanın "rutininizdeki bütün ürünler bizimkinden olmazsa sivilce çıkarırsınız haaa" gibi bi korku stratejisi var. ne zaman müşteriler şikayet etse "başka marka ile kullanmışsınızdır" diyorlar, o açıdan sınır bozucu bi tavırları var. kendileri suspicious six adını verdikleri 6 maddeyi(gizlinot: alkol, silikon, parfüm, sls, yağ vs..) kullanmadıkları için sivilcelerin bu içerikleri kullanan diğer ürünlerden olacağını iddia ediyorlar.

(gbkz: c-firma) c vitamini serumu holy grail'imdir. cildimin en büyük problemi kolay leke tutması olduğu için bu serum gözümün bebeği, kısa zamanda iyileşmesini sağlıyor izlerin. aylarca aynı sivilcenin izinin geçmesini beklemek zorunda kalmıyorum. (gbkz: sukari babyfacial) bana çok ağır geldi, fazla kurutuyor, kızartıyor, onun yerine daha hafif versiyonu olan(gbkz: tlc framboos)'u severek kullanıyorum. o da karıncalandırıyor biraz ilk sürdüğünde ama fazla germe kurutma olmuyor. (gbkz: marula oil) için de youtuberlar hemen emiliyor bişeycik hissetmiyosunuz diyolar ama bana fazla ağır geldi, asla emilmiyor, sabah uyanana kadar suratımın üstünde kalıyor o 2 damlacık yağ. ama yağlarla aram iyi değil zaten pek benim(gizlinot: bendeki minik sample 5ml)(gizlinot: kendim almazdım yoksa) kuru ciltliler sevebilir. (gbkz: a-passioni) retinolunu oldukça beğendim. denediğim ilk retinol idi, ama bununla başlanması pek önerilmiyormuş galiba, daha hafif bir konsantrasyon ile başlanmasını öneriyolar. ben de zaten (gbkz: protini) ile karıştırarak sürüyorum yüzüme, o zaman aşırı soyulma ya da cilt bariyerini zedeleme falan olmuyor. ama yine de dikkatli olmak gerek bunu kullanırken, retinol kullanımı konusunda bilgili olmadan kullanılırsa facia olabilir. ben protini'yi pek beğenmedim. yani bi zarar vermedi ama diğer kremlerden ekstra fazla bir şey yaptığını düşünmüyorum fiyatını hakedecek. ama elimdekini retinolu inceltmek için kullanacağım, kendileri öyle öneriyor. (gbkz: b-hydra) da tek başına gereksiz bir ürün benim için, kuru ciltliler tabi sevebilir ne kadar nem olsa kardır hesabı ama onun için de pahalı bir ürün, milyon tane ucuz muadili var sırf o amaçlı kullanılacaksa.

3. aha/bha serumu ve maskesi dışında hangi ürününü kullandıysam bende hayal kırıklığı yaratan marka. proteini polypeptide kremi ve b-hydra serumunun içindeki coconut alkanes sivilce yaptı bende. sivilcelere nasıl yaklaşılması gerektiği bilmediğim bir dönemde marula yağını da kullanmıştım. c vitamini de yağ tabanlı bir ürün, cildimde bir aydınlanma gözlemlemedim, sivilce de yaptı. aha/bha serumu ve maskesi sivilce yapmadı (bir süre sivilce çıkartmak normal tabi bu tarz ürünlerde) ama piyasada daha uygun fiyatlı aha/bha ürünler var.

bilmiyorum, ben de çok büyük heveslerle almıştım yorumlara kanıp. ambalajları, "branding" ve pazarlaması açısından başarılı markalardan. ambalajları güzel diyorum ama görüntü açısından, elinize aldığınızda plastik sonuçta. ürün performansı göz önüne alındığında piyasada daha uygun fiyatlı ürünler var.

lüks kozmetik almayı seviyoruz bunda bir sorun yok tabii ki. ama bana o vaadettiği "lüks indie" deneyimi geçmedi. kısacası küskün olduğum markalardan biri işte(gizlinot: swh).