1041.
Bu aralar kolektif bir şekilde herkesin hücum ettiği beyaz keten pantolonlar iğrenç gözüküyor kadında da erkekte de. Çok özür dilerim ama bollaşmış beyaz donla denize giren dayıları anımsatıyor. Yapmayın :( (gizlinot: Keten gömlek, elbise, etek falan çok güzel de pantolon noooo)
1042.
Bir kadının cinsel özgürlüğünü onay inşaası olarak kabul etmek kadını aşağılamaktır.
1043.
Airfrey diye bir kelime yok, doğrusu airfryer. Airfrey denildiğini Duyunca içimden gıcık oluyorum.
1044.
Oversize blazerlar çok komik görünüyor umarim bir an önce modası biter. Özellikle de yaşı 18-22 arası olup alakasız yerlere oversize blazer içine minik crop altta yine saçma bir şeylerle kombinler yapanlar sanki baba cosplayi yapıyor gibiler. Cafe'ye veya gece kulübüne o dev blazerlar ile gidilmesi de bence çok abes duruyor. Mathilda Djerf yasaklansın lütfen.
1045.
36 bedenden yukarı kadınların balık abiye giymemesi gerekiyor. dolap'tan abiye bakiyorum 38 ve 40 beden abiye giymiş ablalarin göt-göbek fırlamış. kiminin sırt etleri boğum bogum belli oluyor. helen tarz abiye alsalar hepsi gizlenecek halbuki
1046.
bu son zamanlarda kendini sev, kendini ön plana al, enerjini koru vs. gibi "kişisel gelişim" zırva cümlelerinden o kadar gına geldi ki anlatamam. bence insan ilişkilerini önemli oranda zedeliyor.
ben de kişisel gelişime baya sarmıştım. benim için iyi olmuştu orası ayrı çünkü ben kendimle hiç ilgilenmemiştim bu zamana kadar, bu içsel yolculuğa çok ihtiyacım vardı. ama bir noktada -buraya kendimi de dahil ediyorum- insanların bunu yanlış anladığını düşünüyorum. insanlarla bir şey konuşmak istiyorsun "şu an enerjim buna müsait değil." beraber şöyle bir şey yapalım mı diyorsun "yok orası bana iyi gelmez." "bugün bedenimin ve ruhumun sesini dinlemeliyim." bunlar bir noktada insanı bence toksik bir bencilliğe itiyor. hele manifest konusunda hiçbir şey yapmadan etmeden birçok şeyin kendine geleceğine inanan bir kesim var, burası zaten apayrı bir konu belki onunla ilgili de bi entry yazarım. ama artık insanların bu yapmak istemedikleri şeyler için buldukları bu "manevi" bahaneler bana çok komik geliyor. peki ben kendimde bunu nasıl fark ettim? bu düşüncelerin beni iyice tembelleştirdiğini gördüm. önceden hayalleri hırsları olan ve bunlar için çabalayan biriydim. şimdi baya her şeyi salmış olduğumu, bir şeyleri yapmak istemediğimi, istemediğim için böyle antin kuntin sebepler ürettiğimi fark ettim. biraz boomer görüneceğim belki ama önceden kişisel gelişim mi vardı ya? ha bana derseniz sen belki sınırı tutturamamışsın ama yok etrafımdaki insanlar da böyle bi "zorunda değilim" kafasına girdi. bu iş de sosyal medyanın elinde oyuncak oldu bence aklı olan kendini kurtarsın. ayrıca ben bir insanın da sürekli kendisiyle ve psikolojisiyle ilgilenmesini de hiç sağlıklı bulmuyorum. bir yıl önce kötü bir şey yaşadım ve psikolojik olarak kendimi iyileştirmek istedim. bu süreçte bir sürü kitap okudum video izledim, bunlar beni sıfırdan bir yere getirdi kabul ama içime daldıkça daldım ve en son kafayı yiyecek noktaya geldim, daha fazlasını okumalıyım, izlemeliyim şunu da çözmeliyim. insanoğlunun içinde büyük bir kontrol etme arzusu var, egonun en büyük yansıması bu. bu sebeple zaten insanlar teslimiyetten, gerçek hayattan uzaklaşıp bu tür dünyalara yöneldiler. manifestlerle çekim yasasıyla bir şeyler olursa bunları kendileri yapmış olacak çünkü, veya enerjimi koruyorum zırvalığı altında yapılması gereken şeyleri bile yapmamaya bahane bularak da yine kendi hayatlarını kontrol ettiklerini düşünüyorlar: enerjiye de inanıyorum, enerjiyi düşüren yerlerde bulunmamaya, o insanlarla buluşmamaya ama bunun fazlası artık çok toksik geliyor.