yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (25686)
    • medya (188)

    1981. Bazen bazi insanlarin akraba iliskilerine hayran kaliyorum. imreniyorum. Benimse candan diyebilecegim 1 elin parmagini gecmeyecek kadar akrabam var. Mesela susluler dedelerini filan yaziyorlar o kadar ozeniyorum ki. bazen diyorum bir sulalede bu kadar insanin gereksiz olmasi imkansiz acaba ben mi bazi konularda yanlis dusunuyorum. keske arkadaslarimizi secebildigimiz gibi akrabalarida secebilsek yada hayatimizdan cikarabilsek ama olmuyor. Atsan atilmaz satsan satilmaz style. Offffffffffffff of.

    Akraba derken 1. Dereceler haric :)

    16 mayıs 2015 23:27 16 mayıs 2015 23:28

    1982. herkesin malumu bir yazarımız var.beyaz tenle ilgili başlıklarda benim saydığım, sıkılıp yarıda bırakmama rağmen, 20 girdisi var. hepsinin genel özelliği de o a4 kağıdıyla aynı olmayan teninle nasıl kendine beyazım dersin nasıl! nasıl! nasılll!!

    Kendisini sözlüğün hatta ülkenin en beyazı seçelim de bitsin.daha fazla beyaz ten başlığı görecek güçüm kalmadı (gizlinot: swh )

    17 mayıs 2015 11:13

    1983. tercihinize ve çabanıza bağlı olmayan şeylere sahip olduğunuz için ne övündünüz ya. müslüman doğar, hıristiyanı sevmez. türk doğar ermeniyi sevmez. beyaz tenli doğar esmeri sevmez. neyinle gurur suyuyorsun arkadaşım? uzun yıllar gece gündüz uğraştın da ondan mı beyaz tenli oldun? çaba mı gösterdin, neyin kıskanılsın? neyine takdir bekliyorsun? sülalenden bilmemkim bir yerden bir yere göçmüş, sen bunun neresiyle övünüyorsun? ya da millet bunun neyini kıskansın? niye ayrıca bir triplerde geziyorsun?

    çok ilginç, asıl mesele herhangi birinin kıskanılması değil. mesele, insanların kıskanıldıklarını zannetmesi. o kadar yerdiğiniz kadınlar kulübünde böyle saçmalık yok, o yüzden de ekşi sözlükte "kezbanlar topluluğu" yazıyorlar burası hakkında. dönüp bir kendinize sorun "kıskanıldığımı düşünüyorum ama ben kimim ki?" diye.

    kadın kadına rakiptir yazınca da "nidin iyli didin, binci çik çirkin" diye bik bik söylenirsiniz. hadi be.

    17 mayıs 2015 11:41


    1984. Az önce instagramdan ilk sevgilimin rus sevgilisinin profilini buldum. (gizlinot: denk geldim diyelim, stalklamadım.)

    Bakarken iç çekip; "Şu dünyanın işleri..." dedim, daha neler göreceğim...

    Ellerim ve yüzümden başka hiçbir yerimin görünmediği son derece normal bir fotoğrafta sırf omzumun üzerinden baktığım için kıskançlık yapan," poponun çıkıklığı belli oluyor" diye fotoğrafı silmemi isteyen(gizlinot: silmedim tabii ki) adam kız arkadaşının sürekli el kadar bikinilerle dikkat çekici pozlar vermesine bir şey demiyor galiba. (gizlinot: yanlış anlaşılmasın; kadınlar tabi ki istediği gibi giyinecekler. Burada kadını eleştirmiyorum, adamın çelişkili durumunu anlatmaya çalışıyorum.)

    Cinsellik konusunda kendini tutan, evliliği bekleyen(!), bunu bana duyduğu saygıyla ilişkilendiren(!) adamın kızla gezdiği yerlerde gittiği otel odalarında fotoğrafları var, kamuya açık. Kız ikisinin yatakta 'after sex selfie' tadında fotoğraflarını paylaşmış, adam uyurken...

    Bu kafadaki bir adamın 'kıza saygı duymuyor' olmasını beklersiniz değil mi? Alakası yok! Anladığım kadarıyla en az bir yıldır beraberler, kıza birkaç haftada bir güller alınmış, onun için ülkeler arası yollar tepilmiş, tatillerde tatil beldelerinden buluşulmuş, kim bilir ne kadar paralar harcanmış...

    Haa bu arada ayrılık sebebimiz 4 dil öğrenmiş bir mühendis olarak Türkiye'de kısıtlanacağını düşünüp yurt dışına çalışmaya giderken beni ayrılığa sürüklemesi; daha sonra da "Ben kendimi biliyorum, orada dayanamaz seni aldatırdım. Sonra yine dayanamaz bunu sana anlatırdım. Öyle biterdi, böyle bitmesi daha iyi..."(!) demesiydi.

    Fotoğraflara bakarken "iyi ki kurtulmuşum bu adamdan." dedim.

    Türk erkeği birlikte olduğu kadın Türkse bakire olsun, ağır olsun, hanım olsun gibi aptal saptal beklentilere giriyor, ona dokunmamayı ona olan saygısıyla ilişkilendiriyor, sonra bu bastırılmışlık olur olmaz yerlerde dışa vuruyor; ama aynı Türk erkeği bir Rus'la birlikte olduğunda bunların hiçbiri zerre kadar umurunda olmuyor ya...

    Ahlak anlayışınız batsın, size her şey müstehak...

    17 mayıs 2015 11:50 17 mayıs 2015 11:55

    1985. o eski tatlı havası kalmamış gittikçe çirkinleşmeye başlayan bir sözlüğe sahibiz. özellikle blogger/vlogger kitlesine yazılanları okudukça ben hayretler içerisinde kalıyorum kusura bakmayın. bir kullanıcı adı altında insanların özel hayatlarından dış görünüşlerine nasıl bu kadar çirkince yargılayabiliyorsunuz? mod'lar abudik gubidik şeyleri kaldıracaklarına biraz bu işlerle uğraşsınlar. yazık günah bu insanların da aileleri var, çevreleri var. ekşi sözlük'ün östrojen yüklü ve agresif versiyonu olmaya ramak kaldı, tebrikler hanımlar.

    17 mayıs 2015 18:09 17 mayıs 2015 18:36

    1986. sözlükte buzdolaplı (gizlinot: buzdolabılı mı diyeydik ehuhe ) , beyaz eşyalı başlıklar gördükçe kafamda evde kaldım alarmları çalmaya başladı. ki hiç mi hiç hoşlanmadığım bir kalıptır (bkz: evde kalmak ) yaşlı teyzelerden 'felancanın gızı da evde kaldı gorüyon nu' laflarını duyunca hemen atlayıp içimdeki feministi ölümüne konuştururum. neyse konumuz bu değil.

    bir insanı az da olsa tanımak, en azından evlilik gibi aşırı korkunç, ürkünç, kutsal müesseseye (gizlinot: se'leri sayınız ) adım atacak kadar tanıdığınızı zannetmek için birkaç sene geçirmek lazım diye düşünüyorum, hatta 4-5 sene fena olmaz. e yaş olmuş 24, hatta yakında 25 olacak, hala ufukta bir aday yok. hemen yarın bile beyaz atlı prensim gül cemalini gösterse -ki hiç sanmıyorum-, 5 sene sonra evlenecek olsak yaş olacak 30, çocuk sahibi olmadan da birkaç sene takılmak (gizlinot: swh ) isteyenlerdenim, al sana 32-33.

    biyolojik olarak anne olmak için en uygun yaş aralığı 25-35 dersek, 2 çocuk arasında da 2 sene boşluk olması gerektiğini düşünürsek benim de 2 veya 3 çocuk istediğimi -ki bu istek de aniden geldi, eskiden ne çocuğu yea derdim- düşünürsek, noluyor? benim iş yaş oluyor. her yaşta sendromlu çocuk dünyaya getirme ihtimali var ancak, 30 yaşından sonra eğri ivme yapıyor, dolayısıyla aslında 30'dan önce çocuğum olsun diyorum. bu durumda 5 sene önce hayatımın aşkıyla tanışıp, şu an da evlilik arifesinde olmamız gerekiyordu.

    şu an kendi kendime neyin kafasını yaşıyorsun kızım sen desem de, kafamda aniden oluşan evlenmeli çocuk istemeli düşüncelerden sıyrılamıyorum. koştura koştura lise bitmeden evlenenleri, hemen çocuk yapanları zamanında kınamıştım, tabi içimden, sanırım bu yüzden kınadığın şey başına gelmeden ölmezsin durumunu yaşıyorum. size de ibret olsun süslüler sosyal medyada ölümüne canım kocişim, aşkım oğlum'lu paylaşımlar yapan, on sene önce evlendiği halde (bkz: her gün düğün fotoğrafı paylaşan tipler ) tipleri yadırgamayın. ya da yadırgayın da siz de benim durumuma düşün, sonra da gelin dertleşelim ehehe.

    17 mayıs 2015 19:15

    1987. önümde vizesine bile girmediğim dolayısıyla direkt alttan alacağım 3 dersim,yarın başlayacak olan finallerim var.ve hala bir kitap defter yüzü açmış değilim.evet sonra bu keyfi bıraktığım dersler bi taraflarımda patlıcak seneye farkındayım ama anasını satim yok içimde dirhem çalışma azmi isteği yok.ben neden böyle oldum ya.

    17 mayıs 2015 23:06


    1988. tam yatacaktım yine gülmekten uykum kaçtı.

    buraya yazacağım her şeyin büyük harf olduğunu hayal edin tamam mı süslüler?

    zihniyetsiz birer pisliğiz biz. utanalım kendimizden. beyinlerimiz asvaltı bile hak etmiyor111!!!birbir

    bitti.

    18 mayıs 2015 00:42

    1989. o zaman herkes pijamasını giysin gelsin. bekliyorum sizi. çay koydum, mısır patlattım. yasemini de açtım. haydi

    edit: bilmiyorum bu saatte benim gibi fermuarı bozuk kotla sütyenle oturan var mıdır. pijamalısınızdır bence. düzenli kızlara benziyonuz

    18 mayıs 2015 00:42 18 mayıs 2015 00:44

    1990. Durumlarının çok iyi olmadığını bildiğimiz bir tanıdığın kızı yıllar önce sabıkalı biriyle evlenmişti. e tabi çocuğa doğru düzgün iş veren yok, kız desen o sigortasız orda burda çalışıyor. birde çocuğu var annesine bırakıyor, ananede kalan çocuğu akşamdan akşama görüyor. Kendisi kaynanasının evinde yaşıyor.

    geçenlerde karşılaştık, elinde iphone 6. başta dedim heralde onun değil. Sonra muhabbet ederken onunmuş öğrendim. Yahu oha dedim. Güç bela yaşamaya çalışıyorlar ama elinde 2.500 liralık telefon. Eski iphone 5 ide çocuğuna vericekmiş. Yazık ya ben utandım onun yerine. ha ihtiyacı olsa neyse, hani toplantıdan toplantıya koşsa, belleğinde proje saklasa falan ne bileyim.

    Benim elimde s3 var. Yahu her işimi görüyor, ki ben sürekli ödevdir, bilmem nedir sürekli telefonuma ihtiyaç duyuyorum. bozulana kadar bunu kullanacağım. Çünkü bana yetiyor.

    o parayla çocuğuna yatırım yapabilirdi, Ev almak için para biriktirebilirdi.

    Şu tabloyu görünce cem yılmazın (link: https://www.google.com.tr/url?sa=t&source=web&rct=j&ei=5r5ZVZuRJMirswHI-4GwCg&url=http://m.youtube.com/watch%3Fv%3DyYkHgXXrFII&ved=0CBwQyCkwAA&usg=AFQjCNGXRuhxQeAtBSQv1yv0ipEOiMdo_g donunu satar iphone alır) repliği aklıma geldi. gerçekten bu çılgınlığa çok üzülüyorum.

    18 mayıs 2015 12:47