sarı saç

165. Sabit aabi'nin en sevdiği(!) saç 

164. 20 yıldır sarı saçlıyım dipleri yağlı uçları kuru saç tipim var sadece uban care coconut aloe vera şampuanı ve kremi iyi geliyor bir de bioblass argan saç yağı duş sonrası 

163. Simsiyah saçı sarı yapmanın sağlıklı ve sürdürülebilir bir yolu var mı diye düşünüyorum uzun süredir.

Açıcı olmadan ucuz, basit bir renk oluyor. Açıcı ile buz gibi sarılar tutturuyorum ancak sürekli açmak da uzun vadede saçımı dökebilir. Saçlarım bu kadar gür ve kalın telli olmasaydı şu an ne halde olurdum bilmiyorum. Bu yola baş koyacak biri varsa tek tavsiyem: yapmayın... şu an saçımı kahve, siyah boyamayı çok isterim ancak sağlıksız ve boyanmış kahverengi saçın hiçbir şekilde çekiciliği yok. Saç bu kadar yıpranmış ise doğal renkler de tutmuyor, akıyor zaten... lütfen ışıl ışıl, doğal kahverengi/siyah saçlarınızı açarak sapsarı yapmayın, bir arkadaş diyor da

162. bana asla yakışmayan hiçbir rengi tonu gitmeyen saç rengi. ben özellikle beyaz, açık buğday tenli ve renkli gözlü olup feminen yüz hatlarına sahip olanlara daha çok yakıştırıyorum. 

161. Cilt alt tonuna gore secim yapilmasi gerektigine siddetle katildigim, yaklasik 17 senedir sahip oldugum sac rengidir. Bir insana hangi rengin yakisacagini yuz hatlari degil cilt alt tonu belirler aslinda. 

Bakimi cok zor bir sactir. Bir kere bir noktadan sonra asla uzatamazsiniz, dipten uzar uclardan kopar. Bu saci elde etmek icin acici kullanmak zorundasiniz ( boyayla acanlarda acicili boya kullanir, boyuyorum demeyin yani) , sac pigmentlere ayrilmak zorunda. Normal boya ile sari sac farkini soyle aciklayabiliriz. Biri normal yikama , digeri leke cikarici kullanilmis yikama. Ikinci secenekte kiyafet nasil yipranir? Sac da boyle. Cok cok iyi bakmak, arada saca dinlendirme sureleri vermek, mumkunse keratin yuklemesi yaptirmak hatta sac uzun olsun isteniyorsa kaynak, cit cit gibi ek saclar gerekir. 

Bu kadar yerince sogudum sanabilirsiniz ama sanmayin. Sari sac oyle bir illettir ki eger size gercekten yakisiyorsa , dogru tonu bulduysaniz, orjinal sarisin zannediliyorsaniz , vazgecemezsiniz. Saci surekli daha da actirmak istiyor insan kesinlikle yetmiyor. Tatilde yanarsiniz ama bir turlu yetmez ya onun gibi birsey iste. Bu ugurda yillardir saclarimi uzatamiyorum , sadece dinlenme surelerinde kolajen takviyesi ile birlikte uzatabilmisligim var ki o da sariya tekrar devam ettikce uclardan kopuyor.

Yani ne seninle ne sensiz bir konudur benim icin. En cok yakistigi tenin sari alt tonlu orta veya acik bugday( yani tam olarak ben) oldugunu dusunuyorum. Yuz hafif renkliyse makyaj ihtiyaciniz daha az olur.  Beyazlara ise oyum kizildan yanadir her zaman saridan degil. 

160. makyaj yapar gibi cilt alt tonuna göre sarı tonu seçilirse mükemmel duruyor süslüler yaşlandırma bile yapmaz.

159. ten rengine göre saç boyası kullanılırsa her kadına yakışacağını düşündüğüm ama hiç beğenmediğim saç rengi.

158. kendiliğinden kuru yapısı olan sahip olduğum saç. pek çok ürün deniyorum canlılaştırmak için tel yapısından dolayı sorun yaşıyorum. bir gün doğru ürünü bulcağıma inanıyorum

157. Arkadaş kurbanıyım sözlük... çocukluğunda (13 yaşına kadar) baya platin sarı kafalı bir çocuktum. Yaş aldıkça saçlarım koyulaştı ve açık küllü tonda sabitlendi. Sol tarafımda doğuştan bir tutam nişan dedikleri çok çok açık bir saçım var. doğal saçlarımın üzerine röfle yaptırmıştım son 6 aydır böyle kullanıyordum aslında çok da güzeldi. Son aylarda ilk beyazlarımı fark ettim şakaklarımda, diplerden 5 6 parmak kendi saçım geldiğinden oralarında haliyle kumral olduğundan batmaya başlamıştı. İki yalın arkadaşım "ay ne soluksun, ay sen koyu yapsan ne yakışır, aman herkes sarışın." Diye diye çeldiler aklımı. Gittim canım saçımı garnier 8.0 koyu sarıya boyadım tek renk olsun, beyazlarımda kapansın diye. Kutunun içinden çıkan 30 luk oksidanla karıştırınca benim kendi dibim oldu turuncu, bakır. Röfleler kapamadı. Sol tarafımdaki o açık sarı bir tutam saç boyayı tutmadı. Şu an saçımda iğrenç üç renk var... ne halt edeceğimi düşünüyorum mahvettim saçlarımı. Bu arada saçlarımı uzatmaya çalışıyorum. Burada bir süslü saçınızı sarı yapacaksanız istediğiniz boya getirip öyle boyatın yoksa sarı saç hangi boyda yapılırsa öyle kalıyor incelmekten, kopmaktan ötürü demişti. Ben de uzatmaya çalışıyorum şu an. İstediğim boya gelince komple açtıracağım. İlginç bir şekilde etrafımdaki esmer arkadaşlarımın hiçbiri sarışınları sevmiyor. Ama ben Bir daha da kimseyi dinlemem. Sarışınları, sarışınlığı seviyorum. 

156. Geçen sene saçlarımı griye boyattıktan sonra gri boyanın akması sonucu edindiğim saç rengiydi. Yaklaşık bir yıl sarı saç kullandım. Hala da uçlarım sarı. Öncelikle evet çok güzel görünüyor ben de çok seviyorum ama sürdürülebilir değil kesinlikle. Bi kere kim ne derse desin saçı yıpratıyor, üst üste boyadıkça saç iyice lastiğe dönüyor ve püskül bi görüntü alıyor. Bakımlı görünmesi için mecbur ısıl işlem kullanmak gerekiyor o da saçı yıpratan başka bir etken zaten. Nitekim güzel ama sağlıksız saçlarınız oluyor.

Saçınızı sarıya boyamayı düşünüyorsanız benim tavsiyem önce uzatıp sonra boyamanızdır. Çünkü sarı saç asla uzamıyor arkadaşlar. Sürekli uçlarından kopuyor ve hep aynı boyda kalıyor. Hangi boyda boyattıysanız o boyda kalacaksınız sarışınlık sürecinizde. Benim kendi saç rengim koyu kestane hatta siyah bile denebilir ama sarı tahmin ettiğiniz gibi çirkin olmamıştı aslında. Arada sarı saçlı fotoğraflarıma bakıp tekrar mı boyatsam diyorum yalan yok ama saçlarımı uzatmak istediğimden vazgeçmek zorundayım bu sevdadan. Belki bir gün yeniden sarışın olurum...

155. lise sondan beri sarı belasının içerisindeyim. (şu an 24'üm) sarı saçın verdiği zararı engellemenin hiçbir yolu yok, en azından benim için olmadı. sürdürülebilir görmemeye başladım bu rengi maalesef. maliyetini de geçtim ciddi anlamda kel kalacağım.

154. Yok arkadaş almayayım bir daha teşekkürler. 1 yıl süren sarı saç maceram sonunda bitti ve kendi saç rengim olan koyu kumrala döndüm.

Bundan önce balyajmış ombreymiş bir şekilde saçlarımı açık renk kullanıyordum ama diplerim hep kendi rengiydi. Doğal görüntüde idi saçlarım. Sonra bana bir heves geldi daha da daha da diye diye tamamen sarı saçlı olmaya karar verdim. Artık ombre görünümünü demode bulmamın da etkisi var. 1 yıl içinde zamanla saçlarımı açtım, önce koyu sarı sonra 9 10 seviyesinde sarı, ama her boyamada açıcı kullanmak istemediğimden direk sarı boyayla boyadığım da oldu, haliyle benim kahverengi dipler sıcak açık kahverengi oldu. Boyaya mavi katmalar, cila yapmalar vs derken saçlar yıprandı tabi. Kendi kendime balyaj bile yaptım, o görüntüyü topladı, hersey güzeldi ama saç uzuyor dip derdinden kurtulamıyoruz ki. Dibiymiş, tonuymuş yıldım vallahi. Makyaj da istiyor bu renk. Kendimi makyajsızken çok cansız hissediyordum, eski çekiciliğim gitmişti sanki. Sürekli makyaj yapan biri değilim, haliyle ya devamlı makyaj yapacaktım ya da o şekilde kabul edecektim. Aynaya her makyajsızken bakışımda bu saç sana olmadı diyordum kendi kendime. Arada Kaş boyamak da cabası. Saçla bitmiyor iş arkadaş, bir de kaş derdi var. En sonunda pes ettim ve şuan gerçekten çok daha iyi buluyorum kendimi. Aynaya baktığımda canlı, daha enerjik ve genç bir yüz görüyorum.

Kisaca sarı saça heves edenler, benim devamlı makyaj yapacak zamanım ve hevesim var, saçım da olsun yıpransın ben bakım yapar kurtarırım diyenler denesin.

Not: bu girdi saçı normalde sarı ya da sarıya dönük açık kumral olmayanlar için yazılmıştır. Zaten doğalda da açık renkte ise sarışın olmak çok zorlamayacaktır.

153. Bu renge alışan bir daha başka saç rengiyle rahat edemez bence. Ünlü üstad duayen Kemal Doğulu bir programda "aynaya bakınca sarışın bir kadın görüyorsanız mutlaka sarıya dönersiniz" demişti. Katılıyorum. Issız adaya düşsem yanıma alacağım ilk şey oryal olurdu. Saçımı yıpratsa da, duşta ve sonrasında 500 farklı ürün kullanıp yine de saçımı ahenkle savuramasam da kendimi başka renk saçla düşünemiyorum artık.

152. 4-5 yaşıma kadar isveçli gibi beyaz-sarı saçlarım varmış. İlkokula başladığımda ise açık küllü kumrala döndüler. Yıllarca ne olduğunu anlayamadım ve hep o renge geri dönmek istedim. Bu uğurda yıllarca papatya suyu uyguladım ve başarılı oldu, daha sonra güneşe yatmak için eskisi kadar vaktim olmadığu için balyaj yaptırdım ama pişman oldum. Koyulaşmış da olsa orijinal rengim boyayla tutturulamayacak özellikte. Artık sarışın olmadığımı kabullendim, küllü kumralıma geri döneceğim saçım uzadıkça.

151. Bir esmere ya çok yakışır ya hiç yakışmaz ortası yoktur

150. karantinayı fırsat bilen bendenizin, brad mondo'yu hatmedip maviden döndüğü saç rengidir. saçımı aşama aşama açtım ve arada büyük failler yaptım. siz de yapmayın diye bütün sırlarımı anlatacağım.

öncelikle saçınızı tanımalısınız süslüler. saçınız kalın telliyse, rengi kuzguni siyah değilse bile çoook zor açılır. bu yüzden uygulama sırasında mutlaka folyo kullanmalısınız.

saçınızda önceden kalma boya varsa -ki benim saçımda kızılın üstüne kumral, onun üstüne mavi vardı, mutlaka saçınızın sağlığından emin olmalısınız. ben bemix, evigen, bephantene 3lüsünü sürekli şampuana karıştırıp kullandığım için nispeten sağlıklı saçlara sahiptim.

saçım kalın telli ve sert diyorsanız yanmalara karşı ekstra dikkatli olmalısınız. ilginçtir ama ince ve yumuşak, aşırı kaygan tüy gibi saçlar, yani fine hair boyaya ve açıcıya karşı daha dayanıklıdır. kolay kolay kopmalar yaşamazsınız ince saçla. kalın ve kuru saçlarda ise risk büyük.

kullanılan açıcı sizi vezir de eder rezil de. eğer kuaför malzemeleri satan dükkanlara girip "açıcı" isterseniz, size verdikleri ürün %99 üstünde "hair opener" yazan saçma sapan çamaşırsuyundan hallice bir şey olur. kutu boya açıcıları, yani markette satılan bildiğimiz markaların kutularda satılan açıcıları ise skandal ötesi şeyler. asla saçı istenildiği gibi açmadıkları gibi, dehşet yıpratıyorlar. bu konudaki tek istisnayı palette deluxe yoğun saç açıcıya veriyorum. gerçekten yıpratmadan açan, güzel kaldıran bir ürün. yalnız onun da oksidanı sıkıntılı, birazdan anlatacağım.

genellikle kavanoz gibi kutularda yarım kiloluk toz halinde satılan ve fiyatı 60-90 lira olan bir açıcı sizin işinizi ömürboyu görür. yalnız, oksidanı ayrıca almanız gerekecek onlar için. bu tarz açıcılarda ise önerim blondme.

oksidan işine gelirsek; oksidan saçın gözeneklerini açarak diğer maddenin saçın içine nüfuz etmesini sağlayan bir kimyasal. oksidana boya karıştırırsanız açık olan gözeneklerden boya girer ve renk verir, oksidana açıcı karıştırırsanız o gözeneklerden açıcı girer ve saçtaki pigmentleri sökmeye başlar. oksidanın volümü de gözenek açma hızını veya miktarını belirten bir şeydir. 20 vol oksidan, daha az gözenek açacaktır 40 vol ise daha çok.

20 vol (%6) oksidan ilk kez saç açma için yeterli olmuyor. eğer 2. kez açacaksanız 20 veya 20liği aynı miktarda suyla karıştırıp 10 vol oksidanla açabilirsiniz. 2. kez açacakların 30 ve 40 vol oksidanlardan uzak durması gerekiyor. çünkü zaten saçın gözenekleri ayvayı yemiş durumda, 40lık oksidanla haşırt girip saçı kopartmaya gerek yok.

kutu açıcıları sevmeyişimizin bir başka sebebi de bu oksidan meselesi. adamlar fix 40 vol (%12) oksidan koyuyor içine. herkesin saçı 40ı kaldıramaz. kaldı ki brad mondo 40 volün gereksiz olduğunu, onun yerine 30 volle folyolayarak açılması gerektiğini söylüyor.

özetle, saçınız işlem/boya görmemiş bir saçsa banko 30 vol (%9), altında başka boya varsa ve yıpranması azsa yine 30 vol kullanmalı, altta boya varsa ve çok kuru/yıpranmışsa saç açma işleminden uzak durmalısınız. önceden açılmış ama hala turunculukları olan, istediği kadar açılmamış bir saçsa, 20 vol (%6) oksidan kullanmalısınız.

saç açıcıyı hangi formda almış olursanız olun (ister kutu ister kavanozda), muttttlaka plastik kâsede karıştırın. kutulardan çıkan plastik şişelerde asla yeterince karışmıyor. boya olsa neyse, ama açıcı iyi karışmadıysa saçınızda büyük renk farkları, bir bölgede iğrenç turuncu, başka bi bölgede platin sarısı elde etmeniz çok olası. aman ha, çook iyi karıştırın.

saç açma işlemi, ısıyla katalize olan bir işlem. yani, saçınız ne kadar sıcaksa o kadar hızlı açılır. işlemin kendisi de ısı üreten bir işlem. o yüzden, saçınız çok koyu renkse veya açılması zor olan kalın telli grubundaysanız, açıcı sürdüğünüz her bölgeyi folyolayıp ısıyı orda hapsetmelisiniz. ayrıca açıcının çalışması için kendi ıslaklığı olması lazım. saçta belli bi noktada kurumasını engellemek için bir poşetin içine spreyle su fışkırtıp, poşeti kafanıza geçirebilirsiniz.

açıcıyı sürerken saçı küçük küçük parçalara ayırmanız şart. brad'in dediği gibi, "açıcı şampuan değildir!". biraz sürem sonra onu elimle karıştıram diye bir dünya yok. her yerine iiyyiiiiice boca etmek lazım. elle, tarakla falan karıştırmak yasak. o yüzden atlamadan her yere sürülecek. sürmeye ise kafa derisinden başlanmaz! kafadan ısı geldiği için orası beyaza dönerken, geri kalanı hala turuncu olur. önce deriden 2 parmak boşluk bırakıp her yere sürecek, 10-15dk bekleyip sonra diplere sürecksiniz.

saçınız ilk sürüşten sonra alacalı bulacalı iğrenç bir turuncu olursa veya sidik sarısı olursa panik yok. açıcı için çok normal bu. tek seferde platin sarıya erişmeye gerek yok. 2 gün bekleyin, bu sırada saçınızı yağlarla iyice besleyin nemlendirin ve 2. tura 20lik oksidanla girin. yanmaz, merak etmeyiniz.

saçın yanması da biraz abartılıyor. saçında turuncu "yanık" gibi renk duran yandı zannediyor. yanma dediğimiz aslında saçı ıslakken tel tel tutunca çat diye kopması. ilk turdan sonra böyle kopmalar görürseniz açıcıyı en az 1 ay bir kenara kaldırın.

kuaförlerde saçını sarı veya gri yaptırıp yakan insanlara da bu sebeple şaşırmıyorum aslında. çünkü zaman yok kuaförde. tek seansta her şeyi halletmek ve müşterinin istediği rengi -saç telleri pahasına- sunmak zorunda. şöyle düşünün, saçınızın bir tutamını gri yaptıracaksınız. adam size bana haftada 1 olmak üzere 3 hafta geleceksin, ücreti de 3 katı alacağım dese gider misiniz? gitmezsiniz. tek seferde yapabilmek için basıyor oksidanı, basıyor folyoyu. yıkıyor önce, sonra bakıyor olmamış, hemen 1 tur daha. üstüne bir de rengi görün diye fön/maşa çekilmesi yok mu... tüm gözenekleri açılmış, yapısına tee içine kadar kimyasal sokulmuş ve pigmentleri sokulmuş zavallı saç, daha kendini toparlamaya ve gözeneklerini kapatmaya fırsat bulamadan ısıl işleme maruz kalıyor. vallahi içim acıdı. evde saç açacaklara da not olsun, saç açtıktan sonra ısı uygulamayın. soğuk ayarda saçınızı kurutun. bence en az 1 hafta maşa/fön gibi şeylerden uzak durun, saç kaybedersiniz boş yere.

saçın yapısı demiştik. her saç en doğru yöntemle bile platine kadar açılmayabilir. her saçın bir açılma limiti var. hem ince hem düz hem yumuşak saçları olanlar (saçlarında asla şekil tutmayanlar) diğerlerine göre daha şanslı, çünkü beyaza kadar gidebilirler. kalın tel, dalgalı/kıvırcık saç ise belirli bir yere kadar açılıyor. beyaz ummayınız.

saçlarımızı açtık. eee, sonuç? büyük bir hayal kırıklığı. çünkü saçı tonlamak lazım. açıcı sadece üzerine çalışabileceğiniz bir kanvas sağlar. saçtaki pigmentleri söker, atar. artık platin mi istiyorsunu, küllü sarı mı, rosegold mu yoksa gold sarı mı, ona göre bir cila veya toner kullanmanız gerekiyor.

bir de beyazlatma/küllendirme işi var ki çok ikircikli. benim deneyimlerime göre küllü saç için sarı boyaya minicik mavi katmak kötü bir yöntem. saçta yeşillenmeler oluyor. yeşil olmasa bile, bilmiyorum bence ideal küllenmiyor. onun yerine mor boya kullanmak daha etkili. minnnicik mor boyayı açık leylak/eflatun olana kadar saç kremiyle karıştırıp, sonra saça sürüp 30dk bekleyince güzel bir platin oluyor.

bu toner işinde çok gerideyiz, bunu söylemem lazım. amerika'da çeşit çeşit her türlü hazır toner var. saçı yormuyorlar ve oksidan kullanılmıyor. tonerlar çoğu açma hatasını da kapatıyor. grinin, sarının, rosegoldun vs. her tonunda tonerları var. bizde ise schwarzkopf'un blondme serisinin 4 tonerı var. onun dışında, nevacolor'ın gri ve füme gri olmak üzere 2 tonerı var. hiçbirinin performansını beğenmedim. esas wella'nın T18 tonerı var, onu denemeyi çok isterdim. bildiğimiz beyaz yapıyor saçı. wella'nın toner serisi neden türkiye'ye gelmiyor, hiç anlamış değilim zaten. bir de gördüğüm kadarıyla manic panic'in snow white bir tonerı var. ülkecek tonerı (cilayı) sadece boyayla yapıyoruz. bu da sokakta gördüğümüz yıpranmış, yeşermiş sarılara sebep oluyor. her kadın cilayı her istediğinde attıramadığı için turunculaşmalar kaçınılmaz oluyor. halbuki toner işi bilinse ve ülkemizde çeşitleri olsa, herkes kendine cila atsa böyle bir sorunumuz kalmayacak.

kuaförlerle ilgili bir başka sorun da bu. bin tane kişiden şunu duydum "kuaförde saçımın bir kısmını/sakalımı vs. gri/sarı/küllü sarı yaptırdım, 1 hafta sonra turuncu oldu." ay neden acaba?! çünkü zaten saç yeterince yüksek sarıya kadar açılmamıştı. tek seansta olabildiği kadar yere kadar açılmış, üstüne boya cila atılmıştı. hali hazırda açık olan ve hatta imanı gevremiş gözeneklere o boya doldu. renk güzel oldu. ama o gözenekler doğal kapanma sürecinde yıpranmadan ötürü tam kapanamadı ve boya hemen aktı. zaten altındaki saçtaki pigmentler yeterince sökülmediği için, ortaya turuncular cırtlak yansımalar çıktı.

gri saç evde yapılır, nokta! o kadar iddialıyım. ya sizi seans seans açacak bir kuaför bulacaksınız ya da evde kendiniz parti parti açacaksınız. bakın ben saçımı 2 haftada 3 kez açıcı kullanarak anca çok açık sarıya açtım (öncesi maviydi). üstüne tonladım. şu an tonlayıcım aktığında alttan turuncular değil, düz çok benzer bir platin gözüküyor. tonlayıcıyla optik (görsel) iyileşmelere, o güzel renklere kanmayın. akınca alttan gelen rengi de sevmeniz veya sevmiyorsanız sevene kadar açmanız lazım. yoksa cilasına yetişmek mümkün değil.

tekrar etmek istiyorum. 20lik, 15lik hatta 10luk oksidanla en az 2 haftada 1 olacak şekilde yapacağınız açmalarla saçınız yanmaaaaz. yeter ki aradaki sürede saçı besleyin, ısı uygulamayın, oksidanı doğru seçin, saç tipinizi bilin vs. vs. deneme yanılma sürecinde 2 ayda sayısını unuttuğum kez saçımı açtım (kullandıklarımdan en az 5 diye tahmin ediyorum), tek yanma son seferinde yanlışlıkla 20lik oksidan vurduğum beyaz perçemlerimde oldu. başka yerinde yanma yok. bu arada ek not: beyazlaşmış yerlere tekrar açıcı asla sürmeyiniz.

neyse, cila işine dönelim:

mor şampuanla yapılan cila (toner) tariflerini de denedim. bence şampuanla oksidan birbirine iyi karışmıyor. saçım yer yer beyaz, yer yer sarı olmuştu. mor boyayla ve saç kremiyle yaptığım oksidanlı tonerda ise renk dağılımı daha homojendi. nevacolor'ın gümüş gri tonerı da rengi homojen dağıtmada çok başarılıydı.

araya zaman koyarak, fasılalar halinde saç açar ve oksidanı düşük volümde kullanırsanız, saçınızı yakmazsınız. saçınızı dinlendirdiğiniz dönemlerde yağlayıp ballayıp ampüllerle desteklemeyi unutmayın, çok öbdüm.

ekleme 1: internette bir çok toner (cila) tarifi mevcut. mor boyalı olan tarifte jean's color su bazlı boya kullanıyorum. kullandığım miktar bir pompa bile değil. bir pompayı alıp başka kaba sıkıp, fırçanın ucuyla minik minik ekliyorum. tonlayıcının rengi çoook açık bir lila olmalı! bu formüle yarım şişe 30luk oksidan eklerseniz, renk daha kalıcı oluyor. (yarım şişe 30luk oksidanı karıştırma kasesini tamamen dolduran saç kremine karıştırmış oluyorum, oksidan 10 volden aza inmiş oluyor, yıpranma yok.)

2. oksidanı lineer hesaplayabilirsiniz. 30luk oksidanı 20likle eşit hacimlerde karıştırırsanız 25lik olur.

3. cila (toner) gerçek bir renk değildir, optik göz yanılması diyebiliriz. gerçek renk, saçın açıldığı son renktir. onun üstüne mor pigment geçince görsel olarak beyaz oluyor, ama bu saçınız beyaz oldu demek değil.

4. küllü (koyu) sarı için boya kullanılmayan bir toner keşfedemedim. hazır açılmış saça sadece 1 fındık tanesi kadar mavi boya + oksidan + kabın alabildiğine kadar saç kremi olan toner tarifi = çöp, çok riskli, merhaba yeşil yansımalar. onun yerine açıcılı herhangi bir 1 tam tüp sarı boyayla 1 fındık tanesi kadar mavi boyayı karıştırın. yeşil yansıma çok daha az oluyor.

5. saçı açarken bazen el tekniği hatası bazen de saçın yapısıyla alakalı olarak bazı yerler çok yükseliyor, bazıları daha koyu kalıyor. böyle bir durum varsa bence yukarıda yazdığım nevacolor veya blondme hazır tonlayıcılarını kullanın. ev yapımı olanlar o farkları kapatamıyor.

6. açmadan önce saçınızın altında saç boyası varsa bleach bath (açıcı banyosu) yapabilirsiniz. tarifleri var internette.

7. hiçbir koşulda (saçınız kötü oldu ve koyu kumrala dönecekseniz bile) 2 gün geçmeden açılmış saçınıza tonlayıcı hariç işlem yapmayın. yanmaz da yağzıık. o açık gözenekler bi' kapansın.

8. açıcı kesinlikle saç derisini yakıyor/kaşındırıyor olmamalı (çok uzun beklemediyse tabi). ısınma ise normal ve istenen bir şey. saç deriniz yanıyorsa veya kaşınıyorsa a) oksidanı yüksek gelmiştir, b) saçınız temizdir, c) saç deriniz kurudur. her halükarda saç dibinize herhangi bir yağı çok az sürerek yanmaların önüne geçebilirsiniz.

9) saçı açmadan önce komple yağlamak saçı korumaz. aksine, işlemi zorlaştırır. saç açıcısı saçın içine girip etki ediyor. teorik olarak yağ sürme işlemi saçın içindeki yıpranmaya engel olamaz, sadece açıcının içeri girmesini zorlaştırır. yukarıdaki yağ sürme işlemini de sadece deriyi korumak için yapıyoruz, saçı değil.

149. Doğalına sahibimdir. Ama yıllar geçtikçe renginin koyulaşması hiç hoş değildir... ayrıca zaten sarı olan saçlarıma kuaförün sana ombre yapalım yakışır demesi aklıma gelmiştir. Eyy kuaför sen ne yapmak nereye varmak istemektesin??? Shshshs

148. Sarışın biri olarak bana yakışmayan saç rengidir. Açık Kahverengi saç beni daha canlı sağlıklı gösteriyor. Saçlarım sarıyken soluk, halsiz gözüküyordum. Makyaj yapmadığım da insanlar hasta mısın diye soruyorlardı. Sarı saçı çok beğeniyorum ve hep yapmak istiyorum ama yakışmıyor. 

147. Doğuştan sahip olduğum ve 26 senedir boyatmadigim renk, beyazlayana kadar da boyatmayacağım sözlük soluk moluk ben seviyorum kendimi böyle.

146. bazı insanların neden saçları yıllardır açılmaktan kuş kadar kalmasına ,tiftik tiftik olmasına rağmen inatla boyatmaya devam ettiğini anlayamadığım saç rengi.Sarı saç sevdasını anlayamadım gitti annemde öyle kendi doğal kestane saç rengi onu genç ve dinç gösterirken inatla sarıya boyatıyor saçlarını. kumral saçlarımı sun kiss le açmıştım bir dönem dipten, yazın yaptığım için birden güneş ve denizle sapsarı oldum, güzel ve doğal durmasına rağmen kestire kestire kendi saç rengime döndüm, sağlıksız bir görüntü veriyor yüze ve saça bence.