1. arabaya bağlı, kullanım şekline ve alışkanlıklarına bağlı, hangi şehirde yaşadığına bağlı bir sürü şeye bağlı süslücüm :) şimdi ben mesela istanbul'da yaşıyorum, gideceğim yere tek toplu taşımayla ve hızlı biçimde gidebiliyorsam araç çıkarmıyorum mesela çünkü atıyorum metro durağına çok yakın oturuyorum ve kartal'a gitmem lazım, e metroyla gitmek varken niye e5 trafiği çekeyim, park yeri arayayım diyorum. ya da mesela zincirlikuyu'ya gitmem gerekiyor sabah, e sabahın 9'unda köprü trafiği çekeceğime metrobüsle 15 dakikada giderim diyorum. ama ben ayrıca araçla da çok sağa sola giden insanım, herhalde ayda hiç gitmiyorsa 2 depo benzin alıyorumdur. ama benim arabam corsa, hem az yakıyor hem de deposu büyük değil, o yüzden masrafı görece düşük araba. x6'nın yaktığı benzinle, depo hacmiyle corsanınki arasında iki depo fark var.
trafik ve kasko sigortaları çok değişken, araç ne hasar var mı yok mu, çok önemli oluyor. benim hasarsızlık indirimim var, %65 indirimli zaten kaskom. senede 5 kere tamir gören araçla benim kaskom aynı değil yani, keza 10 milyonluk araçla 1 milyonluk aracın kasko teklifi de aynı değil. ama kaskosuz araç kullanılmaz o başka, trafikte kıyamet kadar 20-30 milyonluk araç var, eskaza kenarına sürtsen 500-600 bin lira tamir masrafı ödetirler, ondansa senede 10 bin 20 bin neyse verip kasko yaptırmak gerekiyor. muayene ücretleri çok yüksek değil, 2 yılda bir zaten. arabanın hasarı, masrafı da yine araca bağlı, bmw'nin tek lastiğini patlatsan 20 bin liralık olursun, opel'in patladığında 5 binlik olursun.
yani araç kapıda yatar mı yatmaz da 7/24 araç tepesinde olmak, toplu taşımayla gidilecek yere araçla gitmek bence özellikle işi gücü olan insan için çok sürdürülebilir bir şey değil. maddi gücün yeterli değilse de çok üst segment araçlara çıkmak da sürdürülebilir bir şey değil çünkü dediğim gibi aracın fiyatı arttıkça masrafı da artıyor. ama ufak, çok masrafı olmayan bi aracı alabilecek durumun varsa mutlaka al, hiçbir şey olmasa da hayat kaliteni yükseltir