ataerkiyi en çok ne zaman/nerede gözlemlediniz?

1. yazmayı unutmuşum, ben annemin kendi ailesinden kaynaklanan problemleriyle yüzleştiğinde bu gerçeklerle karşılaştım. bi noktadan sonra zorla okuldan alınma, miras konusunda yaşadığı ciddi adaletsizlikler, dayılarımın anneannem için hep daha önemli oluşu vb. üstelik bunlar kırsalda bile değil, büyük bir şehrin merkezinde varlıklı bir aile olmalarına rağmen yaşanmış

2. En çok iç anadolunun bir ilçesinde yaşlıların çoğunlukta olduğu evde çok küçükken fark ettim. Erkekler rahatça yayılmış şekilde oturup hizmet beklerken kadınlar hep onları memnun etme hizmet etme yedirme içinde derdine düştüklerinde

3. Ülkede kadınlar ailelerinden maddi olarak yardım göremiyor mesela kıza bir ev alınmıyor, nedeni? Damat yer ama erkek çocuğuna bu durum böyle değil. Ev alırken de yardım ediyorlar araba alırken de. Yani kadının evlenmeden kendi hayatını kurabilmesine destek sağlanmıyorken erkeğe sağlanıyor. Çevrenize bakın, görürsünüz. 

4. a2 - süslü bence çoğu insanın sahip olduğu bir tecrübeye değinmişsiniz. mutfaktaki o telaş, salondaki sükunet ve çayına limon isteyen dayılar, misafirliklerin bambaşka tecrübeler haline dönüşmesi...

a3 - yorumunuz içi teşekkür ederim size katılıyorum ama çevreme baktığımda görmediğimi düşünmeniz beni üzer. bu bağlamda kişisel tecrübelerin kişiden kişiye ne kadar değişebileceğini -ya da benzeşeceğini- merak ediyorum, kadınların tüm bunları sindirmek yerine paylaşmasının daha faydalı olduğunu düşünüyorum

5. Doktorum en çok hastanede gözlemliyorum. Sizinle aynı işi yapan erkekler doktor bey, hocam olurken sizin hemşire hanım, sekreter hanımdan öteye geçmeniz çok zor.

Hatta bırakın aynı işi kan alalım dediğiniz erkek hemşireye bile hocam derlerken size hemşire hanım diyebiliyorlar. 

Doktorum diye düzeltirseniz pardon doktor bey diyen bile duydum. Doktor hanım diye bi kombinasyonu bile söylerken garipseyen insanlar var.

Ya da bir erkek doktor gördüğünde dili içine kaçan milletimiz kadın doktorun karşısında çok rahat tavırlar sergiliyor otoritesini kabul etmiyor.

6. önce evde başladı. sonra akraba ziyaretlerinde olayın büyüklüğünü kavradım... istanbulda doğup büyümeme rağmen köyünü kafasından çıkaramamış babam sayesinde kendimi kaybettim. hükümsüzdür.

7. miras- kadın aileden miras hakkını talep ettiğinde aile istediğine verebilir deniyor bence kafasına göre davranamaz. kendi annemde gördüğüm ise kadın anca çalışırsa hak idda edebileceğini düşünüyor. atıyorum babanın dükkanı ve buna benzer işleri var.erkek olan direk ona sahip oluor diğer mallardan paylaşım yapılıyor. baba ölünce de eeee ama ben emek verdim benim hakkım. elbette hakkın var ama baban olmasa sen o dükkanı çabilirmiydin? yüzde doksan hayır. çalışmış olabilirsin. anana babana bakmış olabilirsin. fakat ölene kadar diyelim ki 20 yıl balktın 20 yıl boyunca bedavamı baktın. onların dükkanından para aldın. maaşından yararlandınsa fazladan hak idda edemezsin.

en çok ama ençok bayram sabahı erkek elinin öpülmesi erkek tarafına gidilmesi-

yani bunu her yerini öpüyorsun gibi geyiğe bağlayan picmeler var ki ben birşey demiyorum. beyin diye saman taşıyorlar.ulan zevk için yapılan şeyle üstünlük taslamak için yapılan şey aynı kefeye konurmu? hem kadın geleneksel olsun ama evlenirken erkeğide zorlamasın. öyle bir dünya yok

8. ay bide şey var yemeğin güzel tarafını erkeğe paylaştırma. ama sorsan asla kabul etmezler

9. briefly başta annemin ve teyzemin hayatını özetlemişsiniz. erken yaşta dedemin vefatının ardından dayılarım direkt olarak dedemin işini yönetmeye başlamışlar, pek çok mülkü kendilerine yeni lüks araba almak için ya da buna benzer sebeplerle sattıklarında annemle teyzeme hiçbir şey düşmemiş e çünkü onların neye ihtiyacı olabilir ki? küskünlük olmasın diye bunu senelerce devam ettirdiler. dayılarım anneanneme de bakmadılar bu arada, bu görevi de üstlenen annemle teyzemdi.

10. a4 - bunun yaşatacağı sinir bozukluğunu hayal bile edemiyorum, kolaylıklar diliyorum. Ben henüz öğrenciyim ve mesleğim gereği insanlarla fazla muhatap olmuyorum ama üniversitede, özellikle grup işlerinde, erkeklerin özellikle de sizden yaşça büyüklerse, sizi dinlememek ve yanlış olsa dahi kendi isteğini yapmak için kırk takla attığını çok defa gözlemledim.