1. sevgilim.
yaklaşık 7 aylık bir ilişkimiz var. inanılmaz ilgili biri. bugünümle, geleceğimle, açlığımla, tokluğumla, huzurumla, huzursuzluğumla, ne bileyim aklınıza gelebilecek çoğu konuda işte. canım şunu çekiyor desem bulur getirir. hastayım desem kalkar götürür. (asla talep etmiyorum bu arada yanlış anlamayın) özledim desem kıyamayıp gelir. belki de sorun bu. kıyamayıp…
nasıl anlatılır bilmiyorum ama somutlaştırayım; dedim ya kıyamayıp gelir mesela bir çayını içicem bahanesiyle, ufak ufak sokulurum yanına temas etmek için, sarılır, öper ama bu tutkulu bir öpüş olmaz çoğu zaman. annenizi ya da arkadaşınızı öpmek gibi. sevgi dolu bir öpüş sanki, o temasım onu heyecanlandırmaz. çok bunaldın evde hadi yürüyüşe çıkalım der ama yanyana yürürken sadece kolunu omzuma atar, koluna girmemi ister, biraz yakınıma çekip öpeyim demez, çünkü benim o an sadece temiz havaya ihtiyacım vardır, onun sıcak dokunuşuna ihtiyacım olduğu aklına gelmez. yanyana bişeyler izliyoruzdur, saçımla oynar, bir iki öper (şehvetli değil, sevgi dolu) sonra oynaşmadan ya da işler alevlenmeden çay içmeye geri döner mesela. elbise denedim, hafif de dekolteli, sanıyorum ki en azından aşkım biliyorsun karışmıyorum ama kıskandım valla türevi bir şey desin, hafif yükselsin, sevgilim ya çünkü; sadece gönülden bir çok güzel olmuş diyip geçti. ki asla elbise insanı değilim, ayda yılda bir giyerim. sadece üzgünlükle elbiseyi çıkardığımı hatırlıyorum.
geçen bir soru açılmıştı burada ‘bebek gibi sevmek’le alakalı. galiba sevgilim de beni tam olarak ‘bebek’ gibi seviyor. ve ben ‘kadın’ gibi hissetmiyorum. ait hissetmiyorum, hissedemiyorum.
dokunmuyor, süzmüyor, beğeni dolu bakmıyor, oynaşmıyor, cilveleşmiyor, öperken nefesinin değiştiğini bile hatırlamıyorum inanın. hadi kendin duruyorsun hormonlarını nasıl durduruyorsun, ona da ayrı ayar oluyorum. velhasılı kelam, beni sadece seviyor, çok seviyor. ama bana yetmiyor. ben bu kadar iyi şeyi yapmasına rağmen sevgilime hala açım sanki, yanındayken özlüyorum muhabbeti bende doğru çünkü adam yanımdayken aramızda köprüler var, ve bunu bir tek ben hissediyorum.
konuşmadınız mı diyeceksiniz, olabilecek her türlü yolla konuştum. inanın çok kavgasını verdim. her defasında sen üzerime geldikçe ben bunaldım artık oluyor. birbirine destek olmak, bir ömür geçirmek, her koşulda bir olmaktan daha mı önemli tüm bunlar, her şey yatak mı’ ya bağlanıyor ve konu hiç anlamadığım bir şekilde kapanıyor. şimdiyse sevgilime, dikkat çekmek istiyorum, hayatımdaki kişiye, sevgilime yaklaşırken 10 kez düşünüyorum, öpüşmek için adım atamıyorum, ben resmen sevgilimin cinselliğinden çekiniyorum.
bir video izlemiştim. şefkat, şehvet ve merhamet ismi. birbirine çok yakın ama bir o kadar uzak ve düşman kavramlar.
peki ben neyin içindeyim süslüler? karmakarışığım. ilk kez evlilik düşündüm bu kadar her şeye duyarlı bir insan karşısında. ama şimdi bilmiyorum. mantıkla mı düşünmüşüm onları? peki aşık mıyım şimdi? değilsem olabilir miyim yeniden? uykularım kaçıyor, her gece uyumadan önce kendi kendime nefret kusuyorum bu duruma, ona karşı da artık dilim zehirli bir ok gibi, sürekli laf sokuyorum. haksızlık ettiğimi düşünüyor, seni mutlu etmek için daha ne yapqbilirim diyor, haklı olabileceğini düşünüyorum ama sonra diyorum ki, beni nasıl mutlu edebileceğini o kadar çok açık açık söyledim ki sana….
belki de hata ettim bu kadar çok anlatmaya çalışarak. galiba sevgi dili farklı. sevgi dilimiz farklı ve ben sadece dönüştürmeye çalışıyorum… ya da cidden şımarığım. siz ne dersiniz?
buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim.