8.
A4 aşkım geliyor
Kavanoz boyamak. Hiçbir sanatsal yeteneğim yok dümdüz alıp çizgi falan çekiyorum hiçbir gereği yok ama işte.
Aynı kıyafeti beşyüz yıl giymek. Şu an ilkokuldan kalma kıyafetlerim var. Çok kıyafet alan biri değilim ama üstümde paraladığım için çok kıyafetim olmuş oluyor.
Kıvırcık kabarık hatta tülermiş saç. Bu saçımın doğal hali iş yerindeki kızlar "cnımm biraz yağ mağ bişi mi sürsen" diyor ama ben hermione gibi gezmeyi seviyorum. Hermione muggle ve bankacıymış gibi.
Belgrad. Üç kere gittim. Yine gideceğim. Bence dünyanın en tatlı yeri. Gezmesi kolay, huzurlu, görece ucuz. İnsan başkaca ne ister. Bir de mutfağı aşırı iyi.
Saraybosna. Belgraddan sonra gelince göçmen olmadığımı iyice ispatlamış oldum. Genelde muhafazakar tayfa seviyor ama şehir merkezi çok küçük ve nereden baksanız dağları yemyeşil dağları görebiliyorsunuz.
Başka insanların tatilleri. Bana üç haftalık yıllık izin yetmiyor bu yüzden başkalarının tatil planları nereye gidecekler nersde kalaxaklar falan bunları konuşmayı çok seviyorum.
Ot. Ot kavurması yani. Nenemin köyündeki random toplanmış otlara bayılıyorum. Ben başta bunu herkes seviyor sanıyordum ama öğrenci evinde millete yaptım kimse yemek istemedi.
Yaşlılar. Yaşlı insanları çok seviyorum. Delüzyonlardaymış gibi yaşıyorlar. Nasılsın diyosun kilo ver diyo iyi iyi iyi gördüm seni diyosun şerife orospusu da hiç gelmiyo diyo. Mükemmel.
Çizgi film / animasyon. Çocuk yetişkin fark etmeksizin kaliteli bir çizgifilmin duygusunu verebilecek çok az şey vardır.
Avatar the last airbender. Kimse sevmiyor diyemem ama kimse sanırım 5 kere izlemiyor.
Başkalarının kıyafetlerini giymek. Annemin teyzemin yengemin falan bazaları benim hazinemdir.
Abidik gubidik şeyler giymek. Alışılmadık formlarda kıyafetleri seviyorum. Bir arkadaşım şey demişti "ne giydiğini anlayamadığım için sana dokunamıyorum belki oradan açılıyordur falan diye"
Eskiden kalma tabak çanak takımları. Annemin çeyiziyle evlendim neredeyse ve beni tanıyan yakınlarımız da yine bazalarından tabak çanak salata kasesi falan getirdi. Eşimin ailesi bi geldiklerinde "bunları nereden buluyorsun" diye şaşırmışlardı. Evimdeki hayatı 2000lers gelmeden dondurmaya çalışıyorum. Dyson hariç.
Yves rocher tendre jasmine-ilk ve tek kokum. Ama o kadar hafif ki sadece eşim koklayabiliyor gibi bir şey.
İşçi grevleri- nasıl olur da çöp toplayan mavi yakalı ilkokul mezunu tipler bizden çok kazanır. Grevin akpyle flörtünü ayrı tutarak bu aşşşırı hoşuma gidiyor. Silme beyaz yaka hayvan gibi kurumsal şirkette çalışıyorum ve bu öfke patlamalarına "alım var diye biliyorum istersen başvur" diyip bilgisayara dönmeye bayılıyorum fjgkgk
Benim hayattaki weirdoluklarım bu kadar sanırım ya.