yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    14 yanıt
    • linki kopyala
    • şikayet et

    sonradan kendini sevmeyi başaranlar, nasıl başardınız?

    kötü bir çocukluk geçirdim, bir çok açıdan eksikti. çok şükür şu an çok daha iyiyim. mükemmel olmasa da hayatımı düzene soktum. 1,5 yıldır terapi de alıyorum. ancak kendimin en büyük düşmanı kendimim hala. hiç kimseye olmadığı kadar kendime acımasızım. yaptığım hiçbir şeyden başarıdan tatmin olmuyorum. hala içten içe kendimden utanıyorum. kendini sonradan sevebildiniz mi? nasıl başardınız? benzer şeyler yaşayan varsa dertleşmek istedim

    1. İç huzurumu sağlayamıyorum, herkesten farklı olduğumu hissediyorum. Sanki herkes mutlu hayatla bir de ben dışındayım gibi

    bugün 11:18

    2. Suslu ben de boyleyim ya. Isin kotusu baskalarinin söylediği guzel şeyleri de bana acidiklari icin, ya da sadece iltifat olsun diye söylediklerini dusunup daha cok kuruluyorum. Sevgilim var mesela sadece iyi kalpli oldugum,icin benimle diyorum kendime. Bana gore bana ayilip bayilma, cok begenme ihtimali yok gibi bir sey cunku kendimi eksik ve yetersiz buluyorum her manada. Bunlari asmak icin cozum önerileri olan varsa ben de takipteyim soruyu

    bugün 11:38

    3. süslücüm çocukluğun neden kötü geçti ve kendini sevmemenin nedenleri neler ?

    bugün 11:44


    4. ben de çok uzun zamandır bunun üzerine çalışıyorum hala istediğim noktada değilim. ben kendimde şöyle bir şey fark ettim benim de çocukluğum kötü geçti başarılarım kutlanmadı başarısızlıklarım ise büyük olay oldu. yani başarı benim için o kadar olağandı ki hiçbir şeyde takdir edilmedim böyle böyle ben de kendimi takdir etmedim hiçbir zaman. arkadaslarım falan bana diyor ki işte neler başardığını gör bunlar kolay şeyler değil ama bana böyle iyi hissettirmek gibi geliyordu.

    şimdi bir şeylerin yeni yeni farkına varıyorum ama başarılarım hala yeterli gelmiyor hep bir şeyler yapmalıyım fazlasını yapmalıyım diyorum ve bence hala insanlardan beklentim var. ben kendini sevmememin büyük oranda dışarıdan gelecek sevgiyi alamamakla ilgili olduğunu düşünüyorum insanız çünkü takdir edilmeye övülmeye ihtiyacımı var bir de bizler kendini övmek kötüdür diye büyütüldük zaten bu yüzden hep dışardan bekledik dışarıdan gelmedikçe de kendimiz de göremedik.

    ben bu süreçte gerçekten bana değer vermeyen herkesi hayatımdan çıkardım bakın beni övmeyen falan değil ama sizin kendinizi sevmemeniz beğenmemeniz de insanlara yansıyor ve insanlar bunu kullanıyor. çevremi falan değiştiriyorum ama içimdeki boşluğu da asla dolduramıyorum ben de işte.

    bugün 11:51

    5. ben açıkçası bu konuda çok emek verdim ve 5-6 senenin sonunda " i think i am finally clean " diyebiliyorum.

    süslü bu konuda hakkında çok kitap okudum, podcast dinledim, terapiye çok uzun süre gitmedim ama kendi kendimin terapisti oldum hep. zaten farkındalığım hep çok yüksekti.

    açıkçası bana bu yolculukta iyi gelen şeyler şunlar oldu;

    1. yüzleşme. benim de çocukluğum kötü geçti ve bu okumalar/terapi sürecinde ailemi karşıma alıp istediğim her şeyi söyledim. öfke atakları, kavgalar, dövüşler, sonuna kadar gittim. annem anladı beni şefkat gösterdi, hareketlerine olabidiği kadar çeki düzen verdi, bana karşı çok anlayışlı ve sevecen (he tabi hala sorunlar oluyor ama en azından bana ne yaptığının farkında ve bunu düzeltmeye gönüllü) babamla da tamamen koptuk. görüşmüyoruz, max kardeşim aracılığıyla iletişim kuruyor. ama yine de çok iyi geldi göze aldığım şeylere değdi.

    2. gerçek dostlar edinme. kendimi bildim bileli arkadaşlığa çok önem veririm ve çok kazık yediğim de oldu ama günün sonunda bana kalan arkadaşlıklarım bambaşka bir sıcaklıkta. insan sevildiği yerde çiçek açıyor derler ya bu çok önemli. sizi seven insanlarla vakit geçirin ve onların size iyi hissettirmesine izin verin. git gide onlara inanıp kendinizi de sevmeye başlıyorsunuz. hatta kendinize yükleneceğiniz zaman dostlarınız sizin kendinize verdiğiniz zararı görüp engelliyorlar ve kendinizle alakalı geliştirdiğiniz yargının aslında ailenizin yargısı olduğunu anlayıp kendinizi sizi seven insanların gözünden görmeye başlıyorsunuz ve bu çok sihirli.

    3. bireysel bakım her konuda; fiziksel, mental, soyal. kendinize olan saygınızı arttıran ve sonrasında saygıdan gelen bir sevgi doğurmakta.

    4. toksik kalıplarımı zor da olsa yımak ; en etkilisi de bu oldu. hiç kolay değil özellike self-destruction bir yapınız varsa. öyle bir anda da olmuyor. o içgüdü size yine bi boklar yedirtiyor o zaman da kendine şefkat gösterebilmek.

    ya aslında kendinize çocukmuşsunuz gibi bakmak, kendizi sağlıklı öğünlerle beslemek, kendinizi yürüyüşe çıkartmak, sinemaya götürmek, kendinizi 2 yaşındaki kız çocuğunuzu süsler gibi süslemek, hiçbir konuda fikriniz olmadığını düşünerek yaptığınız hatalara hoşgörü göstermek.

    çünkü bence travma bizi bir yerde kitliyor ve çocuk olamyı bırakamıyoruz. o konuda da bir çocuk büyütür gibi kendinizi büyütmek gerekiyor.

    dönüştüğüm kişiden çok mutluyum. mükemmel bir hayatım asla yok tabiki de ama o eski iç huzursuzluklarım can sıkıntısından yediğim boklar, eski öfkem artık hiçbir şey kalmadı. i think i am finally clean

    bugün 11:57

    6. Cevap yazan herkese çok çok teşekkürler. Cevap alamayacağımı düşünerek yazmıştım biraz da içimi dökerim diye düşünerek. İyileşen, kendine iyi gelmeyi başaran süslüm umarım ben de bir gün dönüp böyle diyebilirim. Terapi benim kendime ne yaptığımı fark etmemi sağladı, normalde bastırıp yokmuş gibi davranıyordum. Çocukken hayatta kalmam için, yani kötü şartlarda kendimi korumak için kendimi bu şekilde uyuşturup hayatıma devam edebiliyormuşum ama yetişkin dönemde insanı işlevsiz hale getiriyor maalesef.

    Ben babamla yüzleşemedim hiç. Babamın borderline olduğunu düşünüyoruz. Hayatımda desteği yoktu zaman zaman yıkıcılığı ve şiddeti vardı sadece. Ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Bazen sevgi gösterileri ama davranış olarak değil sadece laf olarak. Yüzleşmeye çalışsan da kabul etmezdi, daha da şiddetlenirdi. Onun dünyasına girmek imkansızdı açıkçası. Çocukken bunun farkında değildim tabi ki sadece korkuyordum. Annem de hayal kırıklığını, sinirini benim üzerimden çıkaran, her zaman başarı bekleyen, desteklemeyen, asla tatmin olmayan bi kadındı. Kardeşimle beni bu cehennemden çıkarmadı. Elini taşın altına sokmadı. Şu an konuştuğumuzda bunu kabul etmek istemiyor. Farklı hatırlıyor. Kendince elinden geleni yaptığını benim onun gibi olmamı istemediğini söylüyor. Ben artık kızgın değilim onlara. Eskiden normal bir ailem olmadığı için en çok onlara sinirlenirdim. Ama hayat işte onların da hayatı kolay olmamış ve bir şekilde bu noktaya gelmişler. Ben onlar gibi davranır mıydım sanmıyorum. Dediğim gibi sinirlenmiyorum sadece

    bugün 12:29

    7. 33 yaşındayım bu arada. Bu yaşa geldiğimde böyle olacağımı düşünmezdim. Yaş büyük bir yanılgı gerçekten. Ben hala o kırılgan küçük kızım. Göz çevrem kırışıyor, yüzüm sarkıyor ama içim o küçük sevilmemiş, kendini hiç bir şeye layık görmeyen küçük kız

    bugün 12:31


    8. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Başarılarım tesadüf gibi geliyor. Ne kadar çalışmış olursam olayım hak etmediğimi düşünüyorum. Arkadaşlık kuramıyorum içimi açamıyorum kimseye. Kimse benim içimi görmemeliymiş gibi düşünüyorum

    bugün 12:32

    9. Çok çok uzun yazdım kusura bakmayın. Şu sıra o kadar çok üzerinde düşünüyorum ki

    bugün 12:33

    10. öncelikle artık kimseye kendini kanıtlamak zorunda olmadığını hayatın başarıdan ve kıyastan ibaret olmadığını hatırla. sen ebevenylikte başarılı olamamış insanlar yüzünden ömrünün geri kalanını aynı karanlık duygular ile geçirmemelisin. unutma herkes geçici ama sen kalıcısın kendin için. ne güzel ki sen duygularının nereden geldiğinin farkındasın. bunlardan kurtulmayı bekleme ama bakış açın öyle güzel değişecek ki bunları aynı hislerle ve üzüntüyle hatırlamayacaksın. sen başarılı olmak zorunda değilsin, sen kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin. seni eleştiren yargılayan insanların ne derece yetkinlikleri var ki sen onları dikkate alacaksın. ne kadar yol katettiğini kendin bilebilirsin. mesela biri ile aynı bölümü okursun ve eşit ortalama ile mezun olursun. herkes düşünür ki seviyeniz aynı ama sen zorlu yollardan gelmişsindir kendi içinde savaşlar vermişsindir yanındaki bu savaşları vermeden sadece kendine odaklanmıştır. ama sen hariç herkes sizi eşit görür ama sen bilirsin ki eşit değilsiniz sen fazlasındır. bir tek kendine verecek hesabın olsun. bak başkalarına kafayı takarsan ve onların seni şekillendirmesine izin verirsen elin de koskocaman kaybın olur. insanlar der ki onu öyle yapma, şunu şöyle yap bak beni dinle ya da beni dinlemedin pişman olacaksın. sonra onları dinlersin ve pişman olursun o zaman şunu söylerler ' e yapmasaydın' bunu yaşamamak için tavsiyeleri dikkate al ama kararını kendin ver. kaybetmeyi gözünde büyütme, kaybetsem bile ben kaybettim ve bunun sorumluluğu bende demek bile çok güzel bir güç aslında. kendin ile ilgililen imkanın varken erteleme bol bol kendin ile arkadaşların ile vakit geçir. burada her zaman anonim veya ismini vermeden içini dökebilirsin fakat insanlara çok kırılgan taraflarını gösterme. sana yanlış geleni söylemekten çekinme. üslubuna uygun söylediğin sürece kimse sana laf edemez. içinde tutma. bunlar insanın kendine güvenini arrtıran dik duruşunu daha da dikleştiren şeyler. bu arada aileni sevmek zorunda değilsin eğer böyle bir hissin varsa kendini bu yüzden sakın suçlama.

    bugün 12:46