özel anaokulunda psikolog/psikolojik danışman olarak çalışan var mı?

1. Ben her gün 4-5 saat sınıflardayım. Her sınıfın 2 öğretmeni var biri araya çıktığında yerine ben gelmiş oluyorum. İllaki sürekli kaos var çocukları durdurmak sürekli tetikte olmak durumunda kalıyorum. Onun dışında da angarya çoğu iş yap deniliyor kendimi lise mezunu yardımcı öğretmenden daha çok şeye koşuyor gibi hissediyorum

2. Joker elemean olarak kullanıldım bir ay dayandım. Sınıflara girmemi gözlemlememi istiyorlardı sözde ama yardımcı gibi iş yapmamı bekliyorlardı. Muhasebe hariç her şey bekleniyordu. İş tanımını isteseydiniz keşke

3. Aynı sürece tam 9 aydır dayanıyorum. İş görüşmesinde psikolog için bir oda var ama tabii ki tüm gün orada oturmayacaksın sürekli sınıflarda olacaksın demişti müdür. Sınıflarda olup gözlem yapacaksın denilmişti işte gözlem adı altında sürekli 2. öğretmenlik ya da yardımcı öğretmenlik bu. Maalesef ilk okul deneyimimdi doğru soruları soramadım girerken. Ne para ne servis ne çalışma hiç bir şey konusunda hakkımı arayamadım daha

4. Deneyim olarak düşünüp yeni iş arayın isterseniz. Yorum yapamayacağım çünkü özelde yapamayacağımı görüp devlete atandım. 

5. Devlete atanın ya mis gibi yatıyor pdrciler klimalı özel odalarında devlete pisi pisine masraf bu bölüm kapatılsın yerine daha işe yarar branşlar alınsın

6. 2 yıl isimli bir zincir kolejin merkez kampüsünde çalıştım. 1 yıl da butik anaokulu. Lise kademesine geçtim. Çünkü sadece kadınların olduğu iş ortamları aşırı yıpratıcı geldi.

Süslü senin sınırını çizmenle alakalı. Çalıştığın kurum meb'e bağlı ise özellikle kasım-haziran arasında bu sektörde hoca çıkarmak daha zor. Butik de dediğin şeyleri beklediler. Ama yapmadım. Tabii ki hoca tuvalete gitmem lazım partnerim de depoda dediğinde yardımcı oldum ama bunu düzenli bir görev olarak yapmadım. Merkez kampüs olan okulda da butikte de gözleme giriyordum. Ben pek odasında takılan bir psikolojik danışman değilim zaten. Ve anaokulunda öğrenciyi odaya almanın dezavantajlarını daha çok görüyorum. Öğrenci bu sefer sizinle aşırı bağ kurup sınıfa girmemek için veya sizle zaman geçirmek için sürekli odaya gelmek istiyor ve sizin oyun odanız sınıf oyuncaklarından daha renkli. Mesela sınıfta tabanca oyuncağı yok ama benim odamda var. Odama aldığım öğrenci sayısı daha azdı. Ben genelde her gün her sınıfın dersine girmeye çalışırdım ama orada da durun oturun demezdim. Ya beraber oynuyorduk ya da izliyordum. Öğretmenler çok zorda kalmışsa sınıf yönetimine müdahale de bulunurdum ama sınıfta büyük kaos olması lazım. Ve hocalara da sene başı toplantısında "ağlayan çocuğu kolundan tutup benim odama getirmek gibi bir davranışta bulunmayın. O bir fırsat anı bağ kurmanız için. Çok regresyon geçirmeye ihtiyaç duyuyor ve sınıftan ağlarken çocuk çıkarılması etiketleme davranışına sebep oluyor. Zor da kalırsanız ararsınız desteğe gelirim mutlaka. Ve ben çocukların gözünde otorite olmak istemiyorum. Örneğin sizlere öğretmenim derken bana ismimle seslenmelerini istiyorum. Çünkü sınıf otoritesi kurması gereken kişi ben değilim. Ben yetişkin bir arkadaşları olmak istiyorum" diyordum.

Ha ama merkez kampüs olan okul benden rehberlik dersi istedi ve her hafta 3-6 yaş arası gruplara duygu çalışmak kolay değil. 40 haftalık bir program ve 4 yaşa yaptığın dersi 5 yaşa yapamıyorsun. Böyle bir yanı vardı. Gözleme girmek beni zorlamıyor hatta seviyordum. Hiç gerek yokken yemekhanede bile eşlik ederdim. Ama her hafta rehberlik dersi yapmak ömrümden ömür alıyordu.

7. Yine geldi boş boş yatıyorcular. Emek veriyorum hakkımı alıyorum. Herkesi kendiniz gibi düşünmeyin lütfen