1667.
üniversitede kanlı bıçaklı olduğum kızı az önce iş yaparken mailbox'ımda gördüm.
Biz bu sevmediğimiz insanlara hayatımız boyunca maruz kalacak mıyız ya. kızla 6 senedir hiçbir şekilde muhattabımız olmadı bir anda mantar gibi mailbox'ımda bitii. o da benim ismimi görünce benzer şekilde hissettmiştir belki.
neyse biraz stalk yaptım iş hayatı yolunda gitmiş ve o sırada benim iş hayatı hiç yolunda gitmedi. yani başlatmayın pluton oğlak geçişine ama hiç adil gelmedi. ben tam burslu okumuş, 3.4 ortalama yapmıştım, daha sonra da üstüne tezli yüksek lisans yapmıştım ve o yarı-burslu 2 küsür ortalamayla mezun olmuştu. bir kez daha anlıyorum ki hayatta başarı hiç de çalışmaya iman şeklinde olmuyor. her konuda olduğu gibi iş hayatında da şans faktörü bambaşka ( ki bunu son 3 senede maalesef kötü tecrübelerle çok iyi anladım). bunu okuduktan sonra kıskanç / çekemeyen diyenler olacaktır. varsın deyin yani. ben diğer insanlar kötü/mutsuz/başarısız olsun demiyorum sadece ben de en azından verdiğim emeklerimin karşılığını alayım iyi / mutlu/ başarılı hissedeyim.
bazı konularda allah'a çok kırgınım maalesef.
1666.
Hani bu sanat sepet işlerinde para yoktu? Bugün 2 saatlik Workshop'a çok saçma bir miktar ödeyecek gittik. hoca size model resmi çok az göstericem dedi, modele bakmadan modeli yaptık neden mi? çünkü kimsenin heykeli modele benzemedi! Benzetmek gibi bir niyetleri de yoktu zaten. Müthiş iş ya, şahane bir beyaz yaka aktivitesi!
1665.
dün tiyatrodaydım ve yanıma ailesinin zoruyla geldiği bariz, tiyatroya pek de ilgisi olmadığı 50 metre öteden belli olan bir neandertal oturdu. bacaklarını pergel gibi 180 derece açtı. oyun zaten tek perde hepi topu 55 dakika. ona bile sabrın yoksa ne diye geliyorsun be angus. bir o yana döndü bir bu yana arada homurdandı falan tüylerim diken diken oldu. oyun allahtan tek perdeydi. iki perde olsa ne yapardım bilmiyorum. erkeklerin kamu alanlarında bacaklarını fazla açmaları bir şekilde engellensin ya devletten talep ediyorum.
1664.
sevgili süslük eski 'kız neşem'in geri geldiğini hissediyorum. belki aylar sonra hayata döndüğümü hissediyorum. evet dünya güzel bir yermiş güneş doğmaya devam ediyormuş hiçbir şey o kadar da zor değilmiş :) bu noktaya gelene kadar öldüm öldüm dirildim, bırakın evden çıkmayı 10 gün boyunca yataktan çıkmadığım, kimseyle konuşmadığım, camı açmadığım oldu. ama hayata geri döndüm sanırım. şükürler olsun allahım. bu neşe bu üretkenlik bu çalışkanlık bana o kadar iyi geliyor ki resmen geçtiğimiz bir yıla dönüp bakınca karanlık mağaranın içinde çamura batmışım gibi görüyorum kendimi
1663.
(link: https://www.suslusozluk.com/süslü-sözlük-itiraf?i=1342793 Bu girdimde) birisine tutuldum demiştim. Artık tutulma sinire ve nefrete dönüştü süslüler. Bir süredir beni görmezden geliyor. Ona inat ben de adım atmıyorum. Ben de görmezden geliyorum. Reddeceğinden yüzde yüz eminim. Elim kolum bağlı oturmak beni gıcık ediyor, gıcık ettikçe de kafama takıyorum. O gününü gün ediyorken ben hayattan soğudum, umudum kesildi. Kendimi utanç ve rezillik içinde buldum. Gerçekten yaptığım çoğu şeyden keyif almıyorum. Arkadaşlarım başkalarıyla flörtleşmemi öneriyorlar ama yok, yapamıyorum. Cesaretim yok, nefret ediyorum romantik ilişkilerden. Zorlanıyorum, çok zorlanıyorum. Böyle bir şeyi kafaya takacak kadar gurursuz olmanın acısını çekiyorum. Hayattaki sınavım gönül işleri olmamalıydı. Yapamıyorum. İçimi dökmek rahatlatmıyor. Hiçbir şey rahatlatmıyor.
1662.
Bugün sana daha çok ihtiyacım var. Gün geçtikçe daha zor oluyormuş. Beni senin hasretin öldürecek sonra sana kavuşcam gibi hissediyorum. Ne konuşabildim ne yazabildim bugün. Hiçbir şey yapamadım. Beceremedim yine. yokluğun canımı çok acıtıyor. Herkesin sevdiği yanında hayat devam ediyor klişesini söylüyor. Bilmiyorlar ki benim hayatım durdu yok işte. Benim senden başka kimsem yok.
Bomboş bir odada sessiz hücredeyim sesimi duyan yok. Çıkıp senin yanına gelmek istiyorum artık. Bari bir kez veda edebilseydim.
1661.
Bunu yazacak doğru başlık bu mu hiç bilmiyorum değerli sözlük ama bugün bir haberi okuyup hıçkıra hıçkıra saatlerce ağladım. Gencecik hayatının baharını dahi yaşayamadan koparılıp giden 20 yaşında akça pakça temiz yüzlü bir çocuk gördüm haberlerde. Okul harçlığını çıkarmak için kuryeliğe başlayıp, haince 25 yerinden bıçaklanarak vefat ediyor. Hani derler ya kelimelerin bittiği yerdeyiz, Türkiye olarak şuan tam oradayız. Bu genci koruyamadıysak eğer bize yazıklar olsun. Yaşadığımız hayatın da, atalarımızın kanını döktüğü bu toprak parçasının da bir anlamı yok artık. O minicik süt kuzusunu bu vahşi yaratıklardan koruyamadıysak, geleceğimizi de kaybettik, bizi bizi yapan değerleri de. Süslülere en büyük tavsiyem lütfen dövüş sanatlarına yönelin, bol bol spor yapın kendinizi koruyun çünkü yasalar bizi korumayacak. Canım o kadar acıyor ki bu haberi okurken bir parçamı da alıp götürdü.
1660.
Bir gün onu görüp geçecekmişim gibi geliyor. Ve bundan inanılmaz korkuyorum. Sosyal medyada veya yolda bir yerde, onu göreceğim ve o sırada -son zamanlarda olduğu gibi- kafamdaki seslerle cebelleşiyor olduğum için fark etmeyeceğim bile.
1659.
Sekiz haftasonudur hiç evde durmadım. Kaçmak için hep bi yerlere gittim. Dönüş yolları hüzünlü. Geçmişe dalıp gidiyorum. Pişmanlıklar, özlemler... ama Umarım doğru zamanda temelli kaçacağım.
Edit: eski hayatımı gerçekten çok özlüyorum.
12 mayıs 19:11
12 mayıs 20:33
1658.
rüyamda o kadar mutluydum ki sanki hiçbir şey olmamış, hiçbir derdim kalmamış, yüklerimden arınmışım gibi hafiftim. Gerçek olmasını o kadar isterdim ki. Uzun yıllardır bu kadar mutlu olmadığımı farkettim. Bu dünyada değil ama bir gün gerçek olacağını düşünüyorum. Başını omzuma yaslamıştın..