1. Market alışverişi konusunda kendime hakim olamadığımı daha önce itiraf etmiştim. Para harcamayı seviyorum. Param azken de harcardım. maaşım olunca da bir şey değişmedi. Kıyafet olsun kozmetik olsun bir şekilde tüketiliyor. Giymezsem veya kullanmazsam başkasına veriyorum. Ama market alışverişi.. son kullanma tarihine 1 hafta olan onlarca ürünü aynı anda almak ve tüketmemek, buna engel olamamak. Vicdani yönü beni yiyip bitirse de engel olamıyordum. Sokak hayvanlarına vermek, başka insanlarla paylaşmak çözüm olmuyordu. Cebimde 100 lira varsa 99 unu markette harcıyordum. Param olamasa bile market alışverişine bütçe ayırıyordum. Bu engel olunamaz bir dürtü. Yemek sonuçta, en temel ihtiyaçlardan biri. O an kafam sadece stokla stokla stokla şeklinde çalışıyordu. Nasıl mı çözdüm?
Şimdi itiraf edeyim tamamen çözdüm diyemem. Ama ciddi anlamda sınırladım.
Beni en güzel sınırlayan şey cüzdanımı yanıma almamak. Mesela bir şeyler alınacak. Liste yapıyorum. Sonra ortalama bir fiyat çıkarıyorum. O kadar para ve kimliğimi yanıma alıp gidiyorum. Daha fazlasını harcamayı imkansız hale getiriyorum böylelikle. Lazım olanı alıp çıkıyorum.
İkinci yöntemim "buna gerçekten ihtiyacın var mı?" Sorusunu sormak. Buna gerçekten ihtiyacım var mı? Evde benzer bir şey var mı? Varsa ne kadar sürede tüketilir. Plan dışı gözüme takılıp almak istediğim her şeyde bu soruyu sakin kafayla düşünmeye çalışıyorum.
Üçüncüsü, başka birinden rica etmek. Mesela erkek arkadaşıma "su alabilir misin" dersem sadece su alıp gelir, kendim gidersem marketi eve taşırım.
Dördüncüsü, büyük marketlere gitmemek veya yorgunken gitmek. Büyük marketlerde kendini kaybediyor insan. Bende alışverişimi küçük doğal ürünler satan dükkanlardan veya manavdan hallediyorum. Markete de, deterjan, aburcubur vs. Bulamadığım şeyler için giriyorum. Artık dolabımdan kolay kolay bir şeyler bozulup atılmıyor. Bunun vicdan rahatlığı inanılmaz birşey ama bu süreç beni gerçekten çok zorladı.
Ukte sahibi: (yazar: nadejda)