1.
Üretken olan toplum anaerkil olur. Bireyin kendi işine bakıp kendi kendine yetebilen bir haldeyken herkesin lafla kalmayıp gerçekten üretkenlik gösterdiği toplum anaerkildir.
Ne zaman toplumlar kontrole alınır, sıraya dizilir ve özgür iradesi alınıp yönetilir o zaman ataerkillik ortaya çıkar. Üretken olmaktansa başkasını ederek tepeye çıkanların ve sınıfların olduğu toplum ise ataerkil olur.
Şu an dünya da ataerkil, sen de ben de ataerkiliz. Insanlar bireysel olmayı kişisel gelişim kitaplarından çıkma tanımlarla nitelemeyi bırakıp şirket çalışanları eşit bir şekilde şirkete sahip oldukları bir dönemde ancak anaerkilliğe geri dönebiliriz.
Günümüz imkanlarıyla olanaklar bu kadar gelişmiş, her şeyin elimizin altında olduğu dijital çağda uyguladığımız demokrasi de yalandır. Onca düşünür insanlığın halini bu olanaklara rağmen görseydi hayal kırıklığına uğrardı.
Zira demokrasi geçmişte ataerkilliğe ilk bozgununu yaşatmışken liderlerin pek de gerekli olmadığı dijital çağımızda demokrasi yüzyıllar öncesinden kalma kalıplarda uygulanır ve ataerkilliğe hizmet etmiş olur.
Demokrasi zamanında eşitlik için ortaya çıkartılmış bir kavramken şimdi bir kısmın gücü elinde bulundurmasına yardım eder. Insanlar isteyerek etiketleri boyunlarına asıp tekrar bir yarış içerisine girerek hantal bir toplum yarattılar. Tekrar birbirlerini ederek zirveye çıkmaya çalışıyorlar ve bireysel üretkenlik oldukça düşük.
Bir süre gelişme döneminden sonra tekrar gerileme dönemine girdi dünya.
Ve biz de distopyanın içinde yaşarken apokaliptik kurgusal distopyaları izleyerek uyuşuyoruz. Bu dünyanın her yerinde böyle.