ankara'da gezilmesi gereken mekanlar

1. sorgun gölü'nün yolu bir harika. yemyeşil ormanlarla kaplı dağlar var sıklıkla. bir sürü minik köyden geçiliyor. bir de yolun üzerinde harika bir gölet var gerçekten harika. sorgun göleti ise genelde ailelerin tercih ettiği bir yer sanırım gittiğimizde aileler vardı. mangal yapılabiliyor.

soğuksu var yine mangallık pikniklik. güzel ormanlık bir alan ve yukarı çıkıldıkça insan sayısı azalıp manzara güzelleşiyor.

botanik parkı var. seğmenler parkına alternatif olarak.

eymir gölü haftasonları fazla kalabalık. hafta içi gitmedim.bisiklet sürmelik.

tabiki hamamönü, beypazarı, kızılcahamam, ankara kalesi, çeşitli müzeler klasiklerinden.

incek kahvaltı yeri bakımından baya zengin güzel kahvaltı yerleri var.

ben 5 yıldır ankaradayım daha yeni gittim benim gibi gitmeyen varsa diye yazıyorum. küçükesat özçelik aspava ssk yenmeli. diğer aspavalar tamamen boş.

gitmediklerim ve listemde olanlar ise şöyle: ( fikir olsun diye yazdım, bu haftasonu napalım diyen süslülere fikir olur belki diyerek)

mogan, mavi göl, gölbaşı, karagöl (2 tane) var sulak alan olaraktan.

ışık dağı, beynam ormanı, karacasu köyü-uyuz suyu, meşeli köyü (niye listemde bilmiyorum ama birileri önermiş demek)

alacaatlı ve ahlatlıbel de piknik alanlarından yine.

daha bir sürü yer vardır mutlaka benim listem henüz bu kadar.

ankara merkezi bir şehir çevredeki illerde de baya gezilecek yer çıkıyor. safranbolu, abant, amasra, kapadokya, yedigöller, eskişehir vs.

ekleme: yemek, restorant tarzı yerler keşfetmek için instagramda 'oburcan' adlı hesabı takip etmenizi öneririm. gezme işi için de (link: http://tuzumuzbulunsun.blogspot.com.tr/ tuzumuzbulunsun) adlı blogtan faydalanıyorum ben.

2. papazın bağı

ankara nın içinde ama sanki ankara da değil

yazın en sıcak gününde ürpererek kahvaltı edebilirsiniz

gop otobüsleri gitmekte, kendi adına da durağı var

3. anıtkabir

anadolu medeniyetleri müzesi

çengelhan rahmi koç müzesi

ulucanlar cezaevi müzesi

suluhan çarşısı

cermodern - yukarıda saydıklarımla alakasız oldu biraz. açık hava sineması, sergi vs. gibi etkinlikler oluyor.

ekleme: küçük tiyatro - ankaradaki tiyatro sahneleri arasında bana göre en güzeli.

piknik için de diğer yazarların bahsettiklerinin dışında düş yolcusu at çiftliği. kazan taraflarında sevimli bir yer, insan eli fazla değmemiş.

tarihi şengül hamamı - gittiğim en güzel hamamlardan biri. kahve ve köpük masajı yaptırın mutlaka.

cafe/bar olarak (gizlinot: bilmeyen yoktur muhtemelen) kıtır.

kahvaltı/brunch için liva.

waffle tunalı/lox cafe.

"orda deniz yok anneağğğ" modunda takılanlara bakmayın. istedikten sonra görecek, yapacak çok şey var.

aklıma geldikçe eklerim.

4. bunu nazikçe söylemenin bir yolu yok: dışarıda bir bok yok.

dışarıda birbirini kesip duran insanlar ve her yerde birbirinin benzeri olan -et, dürüm, wrap, meksika bilmemnesi, penne bilmemnesi- yemekler dışında bir bok yok.

ben bir cafede buluşup sohbet edilen buluşmalardan hiç hazzetmiyorum. tüm iletişim ağlarım kilitleniyor, her şey çok dikkatimi dağıtıyor, özne yüklem uyumundan yoksun cümleler kuruyorum.

gel gelelim ki, pillow talk denilen muhabbet ortamında ancak kendimi bulabiliyor, zihin-dil bariyerini o zaman aşabiliyorum. ortam değişikliği ihtiyacım ancak hayvan ve bitkilerle iç içe olan izole yerlerde tatmin oluyor (bkz: ankara'ya 1,5 saat uzaklıktaki bolu-mengen)

ama işte şehir dışından bir misafir gelince gezmek istiyor haliyle ne varmış bu ankara'da diye. avmler ve sürrealist melih gökçek estetiğiyle bezeli parklar geliyor sadece aklıma; işte göksu parkı, mogan gölü,eymir falan. klasik. oralardan da hiç keyif alamıyorum. yaz döneminde, hafta sonlarında odtü ve beytepe kampüslerini seviyorum. kentpark arkadaş kitabevini çok seviyorum, tek başına oturmanın abes kaçmadığı sayılı yerlerden biri. bahçeli 4. cadde'de dia noche diye bir bar var, ciddi anlamda sinek avlıyorlar ve bu umurlarında değil, müthiş. arjantin caddesi'nde cafemiz diye inanılmaz tatlı bir yer var, tam date mekanı.

ankara'yı kötülemiyorum yalnızca evi yüceltiyorum. sonuçta eli yüzü düzgün bir semtte yaşamak için 80 metrekare eve 975 lira kira ödenen bir şehir ankara, "mmmh biraz da şu odada oturayım" diye diye maksimum verim alın kiradan boşverin orayı burayı (gizlinot: dkfjg)

5. 100.yıldaki maden tetkik arama tabiat tarihi müzesi. Bilim seven çocuğunuz, yeğenleriniz varsa hakikaten çok iyi müzedir. Üstelik ücretsizdir.

6. tarih ve arkeoloji sevenler, özellikle öğrenciler için bir güzellik yapayım. ankara merkezli bir tur firması olan tempo turun ücretsiz eski ankara turlarına katılabilirsiniz.

https://www.tempotur.com.tr/UCRETSIZ-YURUYEREK-ESKI-ANKARA-GEZISI_u_r_n_37589.htm#.VmdJLHbhBD8

7. Haftasonu düşünüp bizi merak ettiren mekanlardır.Avmleri zaten hiç sevmiyorum.Kızılaydan bahçeliden bıktık.Gölbaşına gidelim desek yağmur yapıyor.Kısacasi ankarada anıtkabir dışında gezilecek biryer yok bence.Beypazarı,haymana gibi ilçeleri ise doğallıktan uzaklaşmış ticari yerler olarak görüyorum yorgunluk sadece.

8. benim için ankara kalesi'dir; bayılıyorum eski sokaklarında kaybolmaya, pirinçhan'daki dükkanları gezmeye, alışveriş yapmaya, gözleme yiyip çay içmeye, kalenin tepesine çıkıp ankara'ya tepeden bakmaya. cidden ayrı bir atmosferi var oraların, muhakkak gidin; yavaş yavaş, içinize sindire sindire gezin.

9. Zamanınız olursa mutlaka dua tepe, sakarya şehitliği, malıköy tren müzesi, alagöz karargah müzesi. Ankara demek cumhuriyet demek. Bu saydığım yerleri gezerseniz bu devletin ne kadar çok fedakarlıklar kurulduğunu tekrar anlarsınız.