1.
hayatımdaki en büyük dostum. en güvendiğim insan. bir kez bile olsun beni incitmemiş tek varlık. hakkını nasıl öderim, nasıl ona layık olurum bilmiyorum ama annemin duaları sayesinde bu kadar iyiyim buna eminim. çünkü çok bunalsam da hiçbir zaman çözümsüz kalmadım ya da hiçbir zaman geri dönüşü olmayan hatalar yapmadım. bir kez bile güvenini sarsmadım üç kuruşluk insanlar için. hiçbir zaman yalan söylemedim. aksine her şeyi en çok anneme anlattım. en çok annemden akıl aldım. ve hep haklı çıktı. ne kadar büyürsem büyüyeyim ben hala annemin küçük kızıyım. hala dizlerine yatıp ağlıyorum, hala sabah öpülerek uyandırılıyorum. hala annem abime daha çok ilgi gösterse kıskanıyorum. ve bu konuda büyümeyi düşünmüyorum hiç.
en büyük korkum annemi kaybetmek. herkes gidebilir ama ailem özellikle de annem benimle kalsın. kısacası her şeyimdir. yokluğunu düşündükçe nefessiz kalırım. hep dua ediyorum, biliyorum her ölüm erken ölümdür ama beni bırakıp gitmesin diye...
ve ne zaman (link: http://www.youtube.com/watch?v=FhyCXUT_5as bu) şarkıyı dinlesem ağlamaktan helak oluyorum.
ukte (yazar: makyajveben)
2.
bütün emeğini, hayatını, parasını, zamanını, gücünü, kuvvetini, sağlığını hiç düşünmeden bana verebilen ama o çok değerli sevgisini bana veremeyen bir annem var. annemin sevgisini en çok hastalandığımda hissedebilirdim. o yüzden küçükken hep hasta olmak isterdim. ne dizinin dibinde, ne üniversitede kilometrelerce uzağında hatta şimdi evlendim yuvasından uçup gittiğim halde hep o kafamdaki hayalimdeki anne kız ilişkisini, yakınlığını yaşayamadım. annem eğitimli, modern, işini bile çocuklarına daha iyi bakabilmek için bırakmış bir kadın. ben annemin ilk çocuğuyum, ilk göz ağrısıyım. çok minik doğduğum için o dönemler çok zor bulunan yurt dışından getirtilen mamalarla büyüdüm. çocukken çevremdeki en kaliteli en pahalı en farklı şeyleri ben giydim. her istediğim şeye o an sahip oldum. annem evde hep çok güzel, çok çeşitli yemekler yaptı. hastalandığımda hep özel doktorlara götürüldüm. en iyi dershanelere, kurslara, isim yapmış kişilerin özel derslerine gönderildim. her yaz mükemmel tatiller yaptım. hiç bir zaman şuyum eksikti diye bahane uyduramadım. annem çocukları için yeri geldi bir sürü şeyden feragat etti. ama ben bir evlat olarak annemin yüzünü hiç güldüremedim. bir gün bile beni taktir ettiğini, aferin kızım dediğini hatırlamıyorum. sakın yanlış anlamayın hiç bir zaman tembel, sorumsuz bir öğrenci olmadım. hatta hep sınıfımda çalışkan diye nitelendirilen kişiler arasındaydım. ama ben 90 puan alsam bana neden 100 puan alamadın diye kızdı. bak bilmem kimin çocuğu seni geçmiş dedi taktir etmedi. aynı şekilde 100 puan alıp gitsem yada karnemin hepsi 5 olsa zaten olması gereken buydu deyip beni yine taktir etmedi. çocukluğumdan beri okumak istediğim bölümü ilk yılımda kazandım beni yine taktir etmedi. (gizlinot: tamam belki en çok istediğim ilde değildi ama olsun) çünkü bilmem kimin çocuğu ailesinin ilgisizliğine rağmen çok süper bölümler kazanmıştı. üniversitede notlarıma çok müdahale edemedi ama tek ders yüzünden yarım dönem okul uzattığım zaman yine piskolojik baskılar arttı. benim yüzümden utandı. mezuniyetimin bile tadını çıkaramadım. üniversiteden sonra 3 ay içinde kendi çabamla iş buldum çalışmaya başladım yine beni taktir etmedi. (gizlinot: bana araba aldı, belki bu şekilde taktir edilmiş olabilirim bilmiyorum) daha sonra hayatımın erkeğini buldum, o mükemmel adamı istemedi. belki de benim evlenmeme kendini hazırlayamadı. binlece bahaneler buldu. evlenmeyelim diye elinden geleni yaptı, her zorluğu çıkarttı. (gizlinot: ama aşk galip geldi) malesef düğünümün de tadını her gelin gibi çıkaramadım. şimdi artık kendi yuvam var, dünyalar harikası bir eşim var. annemle aramızda hala görünmez bir çizgi var. ilerde eğer nasip olur da anne olursam bu yaşadıklarım hep benim hatırımda olsun istiyorum. bir çocuğa çok emek vermek varını yoğunu ona dökmek onun kendinin sevildiği hissini asla hissettirmiyor. insan hasta olmadığında da annesinin bağrına basılmak öpülmek, koklanmak, okşanmak istiyor. ben sizin çoğunuzun annesiyle yaşadığını babamla yaşadım. onunla gezdim tozdum, sırlarımı üzüntülerimi korkularımı onunla paylaştım, ona ağladım, onun öpüşüyle uyandım, işte benim kızım diye taktir edildim, gururlandım. kısaca onun desteğiyle kendimi hep güçlü hissettim.
çocukluğumdan beri ettiğim standart duam : keşke annemde beni babam gibi sevse..
allahım herkesin anasına babasına sağlıklı uzun ömürler versin. bizi onların yokluğu ile sınamasın. ve isteyen herkese zamanı geldiğinde anne baba olma fırsatı versin.
15 ekim 2014 13:57
16 ekim 2014 15:58
4.
Çocuğu olan kadın deniyor ama benim için anne bir çocuğa bakan, büyüten, hastayken yanında olan, derdini dinleyen, mutlu gününde onunla sevinen, kısacası "annelik" dendiğinde akla gelen ne varsa onları yapan kişidir.
Doğurabilmeyi marifet sanıp çocuk yetiştirmek nedir bilmeyenlere değil kendisinin olmasa da veya bunu tercih etmese de her çocuğun iyiliğini düşünen "anne"lere selam olsun.
5.
Bekarken 48 kilo olandir.
26 ekim 2014 18:52
26 ekim 2014 18:53
6.
verdiği öğüt ve akıllarda daima haklı olan , evladın yapı taşı.
7.
bizim yaşımızdayken (gizlinot: yani evlenmeden önce) beli incecik olandır.
28 haziran 2015 20:26
28 haziran 2015 20:28
8.
Benim yaşımdayken hamileymiş. İnanamıyorum; kadın üniversite bitirmiş, işe başlamış, evlenmiş, çocuk yapmış. Ben de içli köfte yedim demin işte.
9.
herkes çocuk doğurabilir ama herkes anne olamaz kanısındayım.
10.
yaşlandığını görmek beni üzüyor. hep çocukluğumdaki güçlü, sağlıklı, atik, uyanık kadın olabilse keşke.