1. yeraltı edebiyatı türünden bir metin kaçan kitabı ve ondan yola çıkılarak çekilmiş 97 çıkışlı mustafa altıoklar filmi. iki yıl önce filmi izlemiştim ilk ve alt sınıfın muhafazakar olmayabileceği hatta edepsiz (gizlinot: bayılırım ) olabileceğine dair pek düşüncem yoktu, bu yüzden küçük bir şoktu benim için. karakterler, onların içindeki hayat çok iç gıcıklayıcı ve güzeldi. sonra kitabı da edindim ve takdirin metin kaçan'a ait olması gerektiğini anladım, o bıçkın, tutkulu hava kitapta da vardı yani. efsane bir de kadrosu vardır filmin: okan bayülgen, müjde ar, savaş dinçel, küçük iskender, burak sergen, zafer algöz, balık ayhan ve filmin sonunda çalan, her duyduğumda içimi yakan parçanın ( (link: https://www.youtube.com/watch?v=a6VAQKYvDSg bir vurgun bu sevda) ) sözünü yazmış sevgili aysel gürel. şarkının o olağanüstü bestesini yapan adam atilla özdemiroğlu'ymuş bu arada (gizlinot: kendisine değersiz de olsa minnetimi gönderiyorum), seslendiren de demet sağıroğlu. filmin yönetmenliği malesef iyi değil, bunun hem kitabın absürt havasına gönderme olduğunu düşünüyorum hem de profesyonel bir hata olduğunu. biraz da içeriğinden söz edecek olursak hikaye kolera denen bir mahallede geçiyor, araba tamircisi olan salih'in (bayülgen) hayatı, mahalleye fahişelik yaparak geçinen bir kadının (ar) taşınmasıyla değişmeye başlıyor ve kolera'ya dadanan seri katil, pezevenkler, kabadayılar, polisler derken olaylar gelişiyor. son olarak da kitapta ve filmde böyle sigara dumanı gibi sinmiş bir şiirsellik var, nasıl anlatabilirim bilmiyorum. örnek:
+madde mi ağır mana mı? +şimdilik ölümüne kadar hayattasın +nasıl söyleyeyim, bilmiyorum, tapıyorum sana, hastayım -gecmis olsun...
sonuç olarak ölünün arkasından haplı helva kavuran insanların hikayesi bu, muhafazakarlara tavsiye olunmaz.