başkanlık için 'evet ben de varım'

1. ben de ülkem için evet varım diyerek başlıyorum.

başkanlık denince artık hepimizin aklına "tek adamlık" diye bir kavram gelir oldu. birileri öyle algılatmak istedi ve toplumun bir kesimi tarafından öyle algılandı gerçekten. başkanlık meselesi tayyip erdoğanın kişisel meselesiymiş gibi sürüldü önümüze. sanki adam ölümsüzmüş de başkanlık sistemi getirip dünyanın sonuna kadar türkiyeye hükümdarlık falan yapacakmış gibi bir hava verildi. her şey açık ve ortada. internete yazınca bile değişen maddeler ve eski maddelerin karşılaştırılması gösteriliyor. ama madde falan kimsenin umrunda değil. maddeleri bile okumamış insan gelmiş hayır diyor. neden hayır diye soruyosun verdiği cevap "erdoğan tek adam diktatör" vs olunca insan fıttırıyor. yav kardeş açıp bak maddelere, ince ele sık doku. gözünü seviyim bu adam yarın bir gün ölünce başka biri başkan olucak ne zorunuz varmış erdoğanla diyesi geliyor insanın. hı bide şöyle bir versiyonu var. maddelere açıp bakmış ama orda maddeden bir kelimeyi bir cümleyi cımbızla çekmiş. sadece çekmiş olduğu cümleyi baz alarak maddeleri yorumlamaya çalışıp hayır diyorum diye ahkam kesen tipler. kimse tabiki erdoğanı sevmek, desteklemek zorunda falan değil. böyle bir yeniliği sırf o getirecek diye de körü körüne evet demek de ve yine sırf erdoğanı sevmediği için körü körüne hayır demek de yanlış. herkes elini vicdanına koysun ve çocuklarımızı, torunumuzu torbamızı bile etkileyecek bu kararı ona göre versin. evet ya da hayır demek herkesin özgür seçimi tabiki ama ben de bu tek adamlık mevzusuna karşıyım işte.

2. bu neyin kafası dedirtendir.

ülkemde tüm yetkilerin değil ülkenin ağzına eden 15 yıllık adama değil, kendime verilmesini bile istemem.

Yasam- yürütme- yargının tek insanda toplanması, istediği kadar başkan vekili ataması, meclisi üyelerini kafasına göre çıkarması. bunlara nasıl ne mantıkla evet dersiniz? bunu akpyi sevmeyen bi insan olduğum için değil, bu yüzyılda hiç bi ülkede böyle bi yöntem olmasını istemediğim için söylüyorum.

ülke tek bir adamın isteğiyle rejim değiştiriyor. yarın öbür gün şeriat gelsin dediğinde kim karşı gelebilcek? bi erkek 3 4 kadın alsın, çoluk çocuğunuza sulanan tecavüz eden adamlar haklı bulunduğunda hatta madurlarla evlendirildiğinde napıcaksınız?

kadınlar araba kullanamaz dediğinde napıcaksınız?

sen muhaliftin-fetöcüydün, alın kellesini dediğinde ne halt yiceksin?

Bu ülkede artık benim gibi düşünmeyenlere tahammülüm yok. Bu yönetime, yaptıklarına yaltaklananlarada şu kadar tahammülüm yok. Kurtarılmanız gerektiğini düşünmüyorum. Ailemi sevdiklerimi alıp gidicem, kalan ve evet diyenler umarım bu yönetimi ve acı sonları yaşarsınız, elinizdende bişe gelmez.

3. kendi tezini yine kendi çürüten yazarları gördüğüm başlık.

''Tayyip Erdoğan ölümsüzmüş gibi''

''Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi değil'' bla bla bla.

aynen kardeşim dediğin gibi kimse ölümsüz değil. ya bu sistem kabul edildikten sonra senin çok çok karşı çıktığın görüşten bir insan başa gelirse ne olacak ? sen hiç bunu düşündün mü? insanlar tek adamlığa karşı çıkarken bunu kastediyor. kendi ürettiği sistem, ileride kendi seçmeninin başına da bela olabilir, ama tabi ki umurlarında mı ? hahaha güldüm buna.

demeden geçmeyelim: Hayır hayır hayır .

4. kendi içinde çelişen, savunanların bile henüz bu konuda net bir fikri oluşmamışken, sırf bakalım kaç kişi arkamızdan gelir acaba diye başlatılan kampanya. benim kimsenin kişisel anlamda varlığıyla bir derdim yok, hani ölümsüzlük vurgusu yapılmış ya aynen öyle. yani bu kişi x olmuş, y olmuş fark etmez kararım yine aynı olurdu. burada kimsenin önceliği ya da esas sorun ettiği şey erdoğan meselesi değil yani, ondan sonrası, geride bırakacağı bu sistem.

sadece şunu merak ediyorum dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemi türkiye gibi kitleleri tek adam figürüyle sokağa salan bir ülkede, sonrası düşünüldü mü acaba? yani yıllar sonra baştaki kişiler ölüp gittiğinde, geride şu an bahsedildiği gibi gerçekten güçlü bir türkiye bırakacaklar mı bunu düşünerek, biraz da bu konuda kafa yorarak evet denmesi, gerçekten dürüst olup buna mesai harcayarak sürdürülmesi gereken bir kampanya diye düşünüyorum. evet diyenler, demek isteyenler bir de bu açıdan düşünseler keşke.

5. Maddelerin hepsini okudum ve hayır ben kesinlikle yokum. Meclisin yürütme organını denetlemesini sağlayan maddelerin kaldırılmasına ve cumhurbaşkanına bu kadar çok yetki verilmesine karşıyım. Ayrıca kaos ortamı olan bir zamanda sanki yangından mal kaçırıyormuşçasına anayasanın değiştirilmesine karşıyım. Bu durum şöyle açıklanabilir. Düşünün bir eviniz var ve bu ev yanıyor. Bu durumda evi söndürmekle mi uğraşırsınız yoksa parkeleri veya pencerelerini mi değiştirmeye çalışırsınız. Bombalar patlıyor, insanlar taranıyor diye ohal devam ediyor ama kimse bu konularda aktif bir rol almıyor bunun yerine anayasa degiştirme konusu açılıyor. Ölenlerin canı bu kadar mı önemsiz veya bizim canlarımız bu kadar mı önemsiz. sanki ortam güllük gülistanlık biz de anayasa değiştiriyoruz. Ayrıca görüşmelerde yaşananları izlediyseniz bir kesimde ne kadar kötü niyet olduğunu görebilirdiniz.

Istediklerini alsınlar artık bomba patlamasın diyenlere ise lütfen uyanın bu insanların istekleri bitmez diyorum.

Maddeleri tek tek okuyun ve 1982 anayasasına yapılan eleştirilerle alakalı (gizlinot: ki bu elestiriler sadece göz boyama amaçlıydı yoksa anayasaya bakıldığında bu durumun böyle olmadığı görülebilir ) (temel hak ve özgürlükler) değişiklik yapılmadığını goreceksiniz. Halka önceki tu kaka derken neden acaba bu konuda degisiklik yapilmiyor diye düşündüğünüzde halk nasil kandırılır'ın guzel bir cevabının oldugunu goreceksiniz. Ben daha once de soyledim maddeleri okuyun önce kendiniz anlayın ve diğer insanlara anlatın (ki insanlar bu manipüle ortamından çıkıp esas niyeti görebilsinler) yoksa erdogana baglamak olayı, evet oyunun çıkmasını bir kesim açısından artıracaktır.

Ben tüm maddeleri okumuş bir hukukçu olarak yukarıdaki saydığım gerekçelerle birlikte hayır diyorum. Çevremdekilere de anlatmaya devam edeceğim.

6. ben şimdi etrafımda ülkenin halini görmüyor musunuz, bir sürü oyun oynanıyor üstümüzde , başkanlık şart diyenleri görüyorum. bombalarla, doların yükselişiyle başkanlığın arasındaki ilişkiyi bilen bir süslü bana açıklayabilir mi? bunların inandığı bizim kabul edemediğimiz inanmadığımız şey ne çok merak ediyorum. hani sosyal medyada geçen hafta dolaşan bir video vardı. genç bir avukat cnn'de açılamıştı çok basitçe.(link: https://www.youtube.com/watch?v=RB74AVtm9iA linki de bırakıyorum) ya allah aşkına adamın veremediği cevaplara bir bakın. avukatın dediklerini yalanlayacak tek bir laf edemiyor. yok çünkü açıklaması bu sistemin. kimlere emanetiz işte. savundukları sistemi bile anlamamışlar daha.

7. hatırlarsınız, ilkokulda illa iyi olmadığı oyunu inatla oynamak isteyen bir çocuk olurdu. her iki takım da bu çocuğu almak istemez, çocuk öğretmene şikayet edince bu çocuğa özel nötr bir rol yaratılırdı. kuru fasulye.

rte'nin tavrı bana bunu hatırlatıyor. koltuğum da koltuğum. başbakan olmazsam cumhurbaşkanı, o da olmazsa gönüllerin başkanı. asdfgh

hani vloggerlar ve bazı sosyal medya insanları başlıyor ya profilinden. modacı& model& mua& psikolog& yaşam koçu diye. aynı ona benziyor. socialmom politikada ilerlese ve azıcık eline güç geçirse yapacaklarının aynısını yapıyor.

gerçekten socialmom'a diploma sorabildiğimiz kadar rte'ye diplomasını da soramadık.

koltuk sevdalılarına alerjim var. bir insanın başbakan olabileceği max yıl sınırlamasına benzer bir uygulama parti başkanlıklarına kadar inmeli bence.

yasayı okumama gerek yok. cevabım hayırdır. politikada kemikleşme yapan her uygulamaya karşıyım.

onun yerine politikada bu belli koltukların toplamında geçirilecek yıl süresine bir kısıtlama getirin. koltuğuna yapışmış insanlar o koltuğu bırakmak zorunda kalsın.

sonra konuşuruz.

8. Maddeleri inceledim çok ufak bir şey yazacağım uzatmadan milletvekili yaşının 18 e düşürülmesi nedir ya çevremdeki 18likleri düşünüyorum da kırdın beni god damn it :) ayrıca cimbizlamadim direkt madde uzerinde yazdığımı hatirlatirim

9. Yokum diyor

10. 3 (gbkz: hayır)'la uğurluyoruz.