yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (75)
    • medya (0)

    1. Hepimizin hayatıın bir köşesinde bulunan günlük. Konu başlıkları şöyle;

    Sen usanıp gözlerini kaçırana kadar gözünün içine baka baka iç çeken herifler, yukarıdan aşağıya süzen herifler, dönüp dönüp kıçına bakan herifler, yanından geçerken yavaşlayan arabalar, selam versen sarkıntılık etmeyi kendine hak gören herifler. Daha kötüleri, daha da kötüleri. Hem psikolojik hem fiziksel hasar veren durumlar.

    Bu sabah haberlerde şöyle bir şey gördüm. Kapalı bir kadın sokakta yürüyor. Belki okula, belki arkadaşıyla buluşmaya, belki evine gidiyor. Güpegündüz. Hemen arkasında o günü kendisine zehir edecek bir şerefsiz evladı şerefsizin yürüdüğünün farkında bile değil. Herif gayet rahat, kadına yaklaşıyor, kalçasını avuçluyor ve yürümeye devam ediyor, bir de kadının suratına baka baka geçip gidiyor. Kadın donakalıyor, bakakalıyor. Ve küt diye düşüp bayılıyor. Yaşadığı şoktan, korkudan. Bu adam deli filan değil ha, gayet her gün gördüğümüz 'evli ve iki çocuk babası' adamlardan biri. Belki de bir gün önce bizim yanımızdan geçip gitti. Ve şikayet edilmesine rağmen hiç bir şey, hiç bir şey olmuyor, serbest bırakılıyor, gidip başka kadınların kıçını avuçlasın diye.

    Demem o ki, bu adalet sistemi, bu salıvermeler, bu tepkisizlik sürdükçe daha çok tutarız o günlükleri.

    ukte (yazar: pleaseme)

    22 ekim 2015 23:02 22 ekim 2015 23:04

    2. Sabah metroda ufak çaplı bir tacize uğramam ile bu başlığı görmem ne kadar tesadüf. Balık istifi gibi olan metroda kendime bir yer bulmuş elimde telefon ted izlerken, popomda bir fazlalık hissettim. Önce kalabalıktan dolayı biri yanlışlıkla çarpmıştır diye düşünüp bakmadım. Sonra popomda kısa çaplı bir avuçlama hissetmemle bir hışım döndüm kimin yaptığından tam emin olmamakla birlikte şüphelendiğim şerefsize pis pis bakmatan başka bişi yapamadım süslüler... hırsımdan içim içimi yedi.. şunu rezil etsem bağırsam dedim. Zaten hemen arkasını döndü ve buna şahit olduğunu düşündüğüm yanımdaki bir çocuk beni ondan korurcasına aramıza girdi. Nefret ediyorum bu ülkede kadın olmaktan.

    23 ekim 2015 10:15

    3. Geçen kış kardan İstanbul'un resmen kitlendiği bir akşam okuldan eve yürüyerek dönmeye çalışıyorum. Ama hızlı yürümek vs mümkün değil çünkü yollar tamamen buz. Biraz önümde 20li yaşlarda bir erkek grubu kar topu oynuyor. Gayet kalabalık bir cadde burası ayrıca. Hatta direkt yer vereyim Kağıthane/Gültepe. Hissettim bir şey yapacaklarını çünkü tip tip bakıyorlardı ama karşıya geçmek dediğim gibi çok zor. Birazcık da yanımdaki insanlara güvenerek yaa ne olabilir ki sokak ortasında korkak olma böyle tepemize çıkıyorlar karşıya geçersem düşerim diyerek devam ettim. ve tabi ki yaklaşır yaklaşmaz kar topu yedim. Hiç durmadım. Bir tane,bir tane daha. Durup baktım yandan pardon diye bağırdı gülerek. Yine devam ettim. Tak kalçama. Yanımda olsa elini nereye koyacaksa tam oraya var gücüyle kar attı. Ben de en son dönüp ya yeter artık çığlık attım. Kahkaha attılar karşılık olarak. Bu arada yanımız dolu herkes geçip gidiyor. Bir amca yanımda yürü kızım devam et dedi. Bu kadar. O insanlara da kızamıyorum çünkü korkuyorlar diyorum. Sonra kendime kızıyorum neyden korkacağız,sen küçücük bir kızsın neleri korumaya kalkıyosun da korkmuyorsun onlar mı korkacak diye. Sorunumuz bunun yapılması değil belki de normal karşılanması. Tam karşıda polis karakolu olmasına rağmen benim bunu onlara gerek görmemem,bizi koruması gereken insanların bize 'kirli' muamelesi yapması. Bunu anlattığım kadınların 'aman sende de kabahat var,geçme öyle yerlerden' demesi. Ben o akşam eve gelip hüngür hüngür ağladım. Belki bir erkeği isteğim dışı içime almadım,tenime sürmedim ama benim kadınlığıma,kişiliğime,şahsi alanıma yapılan bir tacizdir bu. Daha anlatabileceğim onlarca örnek var. Başka sözlüklere bakın bir kadının sevişmek istediğini göğüslerini dik tutarak oturmasından,saçlarıyla oynamasından anlayan erkekler varmış. Bizim biz olma özgürlüğümüz dahi yok. Ben o gece buna çok ağladım. Tek temennim bu durumlarda kadına karşı olan diğer kadınların bazı şeyleri bunları yaşamadan anlaması. Taciz tahrik etmekle değil kendinde bir hak bulmakla alakaladır. Erkekler bu düzenin ekmeğini yiyor da susuyor hadi anlarım ama kadınlar hala neye çanak tutuyor? Şeriatın hakim sürdüğü kadınların kapanmak zorunda kaldığı ülkelerde hiç mi yaşanmıyor bu olaylar? Avrupada yaşanıyor bunlar hep ahlaksız onlar diyen biz neden sürekli ensest taciz haberleri okuyoruz,duyuyoruz? Bir tabu yaratmak,ortaya bir mağdur koymak asla çözüm değil. söylemek istediğim çok şey var,söylenecek çok şey var. umarım dünya bir gün önemli olanın kadınlık ya da erkeklik değil insanlık olduğunu anlar.

    not:bu konuda daha fazla aydınlanmak için klasik feminizm kitapları dışında bir şeyler okumak isteyenlere 'karanlığın sol eli' isimli kitabi tavsiye ederim. Toplumsal cinsiyet konulu yazılıp yazılabilecek en değerli romanlardandır.

    17 kasım 2015 19:15


    4. ilk başıma geldiğinde ilkokuldaydım. babamın kuzeninin oğlu , aramızda 3 yaş var, ile ya onun anneannesinin evinde ya da benim babaannemin evinde oyun oynar , puding tatlı falan yapardık. bir koca yaz o şekilde geçti. okulların açılmasına 1 hafta falan vardı , bu böyle bi yanaşmalara başladı. ilk okul diyorum, ve karşımdaki kişi kuzenim dediğim biri. anlamadım tabi. sonra bi gün anneannelerine yalnızdık, puding yapıyorduk. bana "ben kadınların cinsel organını çok merak ediyorum anlatsana" diye ısrar etti. annene sor falan deyip geçiştirince bu sefer sen bana göster ben de sana benimkini göstericem dedi. merak etmediğimi söyleyip babanneme kaçmıştım. 2 gün sonra babannem bizi alışveriş merkezine götürmüştü. erkek dergilerine bakıp bana gelip gizli gizli bak çocuk böyle yapılıyomuş diye anlatmaya çalışmıştı. ben de bir şey demeden kaçıp babannemin yanına gitmiştim. birdaha hiç o kadar yakın olmadık. ama hala görüşüyoruz , aynı ünideyiz ve ben bu konuyu ona açıcak cesareti hiç bulamadım kendimde. hatırlıyo mu yoksa unuttu mu bilmiyorum. ama anlatıp karşılığında bir özür duymayı çok isterdim. aileme de anlatamadım tabi..

    ikincisi olduğunda ortaokuldaydım. uludağa gittiğimiz bir kış annem sıkılmıştı, şehir merkezine inmek istemişti. ben de onunla gitmiştim. dolmuş vs gelmediği için ordaki insanlarla anlaşıp 4 kişi bir taksiye bindik. önde bir kadın, arkada annem ben ve bir çocuk. benden 3-4 yaş büyük. elini montun altına gizleyip kalçamın altıma sokmuş. vajinamı okşuyor. başta ciddi ciddi hissetmedim. sonra anladığımda gözlerim büyüdü , şok oldum. anneme bir şey diyemedim , şok olmuştum. çocuğa dik dik bakıp kolunu ittirmeme rağmen yüzsüzce devam etmişti. indiğimizde arkamı dönüp baktım. bir sokak köşesinde ona bakmamı bekliyodu resmen. göz göze gelince güldü ve koşarak o sokağa girdi. belki de hayatımda en çok o gece ağlamışımdır.

    üçüncüsü olduğunda lisedeydim. okula giderken otobüste yer yok diye arka 4lüye oturma gafletinde bulundum. yanımdaki adam , neredeyse babam yaşında, anında bacaklarıma bakmaya başladı. önemsemedim. çünkü o zamana kadar ne laflar yemiş , ne bakışlara maruz kalmış, otobüste sayısız kere yoklanmıştım belkide... sonra okulumu falan sordu. muhabbet etmeye çalıştı. ben kısa cevaplar verip geçiştirmeye çalışırken bi anda ellerimi tuttu. ellerim çok soğuk baksana dedi. bi hışım ellerimi çekip evet dedim. durağa gelmediğim halde düğmeye bastım inmek için. tam ayağa kalkıyordum ki elini bacağıma atıp okşayarak otursana daha durağa var dedi. o an kan beynime sıçradı işte. şimdiye kadar erkekler yüzünde içimde biriken tüm nefretimle baktım adama. anında elini çekip cama döndü. eğer elini 5 saniye geç çekseydi orada onu öldürebilirdim bile. bu olaydan sonra bi süre babama bile sarılamaz oldum. tabii bunuda kimse bilmiyordu.

    geçen sene otobüste erkek arkadaşımla giderken bi adamın 16-17 yaşlarında bi kıza dayadığını ve o kızın utana sıkıla bir şey diyemeden yere baktığını görünce çok kötü oldum. adamın üzerine atladım desem yeridir. kavga küfür adamı otobüsten attım. attırmadım. gerçekten attım. açık olan kapıdan ittirdim ve yere düştü tepe taklak. kızı da alıp otobüsten indim. kız ağlayarak sarıldı bana. unutamıyorum onun o ağlayışını. sonra ikimizde tek kelime etmedik. kız koşarak uzaklaştı , biz de anında taksi çevirip uzaklaştık. o adama noldu o kıza noldu ya da o otobüsteki insanlar olayı anladı mı hiç bilmiyorum. tüm bunlar saniyeler içinde gerçekleşti. o olayın akşamına da tüm başımdan geçenleri erkek arkadaşıma anattım. en başından sonuna bana destek oldu.

    o günden beri manyak gibi çantamda elektroşok , çakı ve biber gazıyla geziyorum. festivalinden okuluna gece gezmesine hep yanımdalar. çünkü sadece taciz değil, uyuşturucu almış insanların da üzerime yürüdüğü oldu. ve güpegündüz sokak ortasında. kimse yardıma gelmedi ama ben adama elektroşoku gösterince uzaklaştı. öyle yırttım. eğer çantamda onlar olmasaydı belki de o gün dayak yicektim, ya da bıçaklanıcaktım.

    diceğim o ki , başıma gelen pek çok olaydan sonra artık insanlardan pek çekincem kalmadı. birisi baktığında suratına ters ters bakıp geçiyorum. birisi taciz etmeye kalksa yakasından tutar polise götürürüm. olayın sonuna kadar peşini bırakmam. ya da bir hemcinsimi görsem , korumaktan çekinmem. o pis zihinli insanlara o rahatlığı yaşatmaya niyetim yok yani. suçlu olan karşı taraf olduğu halde bizim aşağılanırcasına laflar duymamızı yediremem kendime.

    bir küçük kız kardeşim var, şu an orta sonda. en büyük korkum , onun bu tarz şeyler yaşaması. onu nasıl koruyabilirim bilmiyorum, fakat elimden geldiğince benimle her şeyi paylaşmasını ve kendine güvenen , kendini hiçbir erkekten aşağı görmeyen bir şekilde yetişmesi için uğraşıyorum.

    bu sapık erkeklerin kökünü kazıyacağız. ben buna tüm kalbimle inanıyorum. (gizlinot: fazla uzadıysa ya da devrik cümlelerim varsa affola.sadece içimden geçenleri yazdım buraya )

    28 kasım 2015 19:15

    5. bugün muhtemelen organize olmuş iki kişiden oluşan, birinin omuz atıp gitmesi arkadan gelen diğerinin tam ben "-sen ne yaptığını sanıyorsun ya?" diyerekten döndüğüm sırada göğsümü avuçlaması ile dumurlara uğrayarak kendi adıma açılışını yaptığım günlük.

    21 aralık 2015 01:12

    6. Minibüste bi adamı tokatlamama neden olan olaydır. Yine çok dolu olan bi minibüse bindim yetişmem gereken dersim vardı. Bi çocuk yer verdi bana. Baya da gençti. Teşekkür ederim siz oturun dedim. Yok dedi gülümsedi. Zaten 1 2 durak sonra indi. İçimden de vay be dedim centilmenlik bu. Ayakta sıkışmış genç bi kızı görüyo ve yer veriyo. Ama iniceğim durakta ayağa kalktığımda yanımdaki yaratık, kalçamı avuçladı. Tersimden mi uyanmıştım neydim, ne yapıyosun ya diyip adama öyle bi tokat attım ki, elim acıdı o derece hızlıydı. 1 2 saniyede oldu her şey. Arkamı dönücek durumum olduğu için vurabildim, çoğu zaman olmuyo öyle sıkışık ki araçlar. Şoför duymadı anlamadı heralde kapıyı kapattı, inicek var diye bağırıp indim. Herkes olanı gördü, kimsenin sesi çıkmadı. En çok da bu beni bitirdi. Ya adam bana karşılık verseydi, ya inip peşimden bana bi.şeyler yapmaya kalksaydı. O kadar eminim ki yanına kalıcağına. Sevgilime anlattıktan sonra küplere bindi. Siniri geçtikten sonra iyi ki vurmuşsun dedi. Ve ekledi '2 dakika yalnız bırakıyorum seni hemen bi şey oluyo'. Ben mecbur muyum her yere sevgilimle gitmeye, ya da onun beni korumasına. Son zamanlarda öyle alıştım ki ona. Her gün yürüdüğüm yolu karanlıkta onsuz yürüdüğüm zaman korkuyorum artık. Böyle olmamalı ya. Gerçekten üzülüyorum ve iğreniyorum

    21 aralık 2015 01:49

    7. 10 yaşında bir çocuktum. benden iki yaş küçük kardeşimle okuldan eve bazen yürürdük. okula babam bırakırdı hep. küçük bir ilçede yaşıyorduk. yine bir okul çıkışı eve yürürken, bisikletli birisi yaklaştı. bizi geçti. döndü baktı. geri döndü. leşini bekleyen akbaba gibi döndü dolaştı bir süre. sonra arkamda, çok yakınımda hissettim onu. popomu avuçladı!! ilk tacizimdi bu. ne yapacağımı, ne tepki vereceğimi bilemedim. kardeşim peşinden koşup tekme attı bisikletine. taş attık. kaçtık koşa koşa. 17 yıl önce de olsa aklımdan çıkmıyor.

    12 yaşındayım. marmaris'e dayımların yanına gidiyoruz. varan turizm. otobüsün yarısı boş. uyumak için orta kapının arkasındaki boş koltuğa geçiyorum. annemler benden bir kaç koltuk önde. ayaklarımı birisi okşuyor. uyanıyorum. iki koltuğun arasından bir el bedenimi okşamaya çalışıyor. korkuyorum. ama sesimi çıkaramıyorum. en az 30 yaşında bir adam, muavin beni elliyor. büzüşüp, dizlerimi karnıma çekip oturuyorum koltuğa, hala yandan saçlarımı okşuyor, henüz yeni büyüyen memelerime ellemeye çalışıyor. nefesim kesiliyor. nefes alamıyorum. bağıramıyorum. ölecek gibi oluyorum; ama ölemiyorum da. neden çığlık atamıyorum? babam adamı öldürür diye korkumdan. babam beni döver diye korkumdan. bir anda kendimi koridora atıyorum. gördüğüm ilk boş koltuğa oturuyorum. adam peşimden gelecek diye korkudan ölüyorum. yaklaşıyor. ağlamaya başlıyorum istemsizce. ağladığımı görünce geçip gidiyor yanımdan. annemin yanına oturuyorum. kalan 6 saatlik yol boyunca gözümü bile kırpmıyorum.

    13 yaşındayım. orta sondayım. lise 1de okuyan bir sevgilim var. bir öğlen okulun önünde beni beklerken görüyorum. "yemeğe eve gitme. birlikte yiyelim." diyor. "tamam ama okuldan sonra 23 nisan çalışmam var, eve uğrayıp eşofmanlarımla ayakkabılarımı alıyım." diyorum. eve yürüyoruz. annemlere yemeği dışarıda yiyeceğimi söylüyorum. izin vermek istemiyorlar, soruyorlar, sorguluyorlar. adeta kaçarak çıkıyorum evden. "hadi." diyorum, "nereye gidiyoruz?" "biraz dolaşalım da sonra gireriz bir yere." diyor. çarşıya doğru değil ara sokaklara doğru yürüyoruz. yanlış yöne gittiğimizi söylüyorum, dolaşalım diyor. bir evin önüne gelince: "burası dayımın evi. gel yengem yemek yapmıştır." diyor. "hayır! ne alakası var. ben eve gidiyorum." diye çıkışıyorum. "gitme. tamam girmeyiz." diyor. dolaşmaya devam ediyoruz. yere düşüyor. karnını tutuyor. çok korkuyorum. ne olduğunu anlamıyorum. o zaman cep telefonu falan da yok. ambulansı çağırıcam korkudan; ama ne yapacağımı bilemiyorum o an. "beni dayımlara götür." diyor. bana dayanıyor, eve gidiyoruz. kapıdan dönüp gidicem: "avluya gir de, ben eve girince gidersin." diyor. giriyorum. içeride yenge yok. dayı yok. kimse yok. "divana uzanmama yardım et." diyor. ediyorum. uzanıyor. arkamı dönüp gidecekken, yanına çağırıyor. beni öpüyor. sigara tadı var ağzında. iğrenç bir tat. istemediğimi söylüyorum. beni okşamaya başlıyor. sonra aramızda bir boğuşma yaşanıyor. ben çığlık çığlığa kaçmaya çalışıyorum. o üzerime abanıyor. arkamdan yakalıyor. saçımı çekiyor. yere itiyor. kapının kilidini açıyorum. bir erkekle göz göze geliyorum. yardım istiyorum. bu beni odaya geri sokuyor. külotlu çorabımı indirmeye çalışıyor. ben bağırıyorum. ittiriyorum. sonra kapı açılıyor. o az önceki oğlan kenara çekiliyor kaçmam için, sonra buna bağırmaya başlıyor. ayakkabılarımı bile giymeden kaçıyorum. ne yapacağımı bilemiyorum. o kadar korkuyorum ki. ben o zamana kadar kimseyle öpüşmemişim bile. penisin sertliğini dahi bilmiyorum. korkuyorum ölesiye. üstüme başımı düzeltip sokaklarda amaçsızca dolaştıktan sonra eve gitmeye karar veriyorum. anneme hastalandığımı, okuldan izin alıp geldiğimi söyliycem. eve gider gitmez beni sorguya çekiyor. diyorum hastayım, ondan geldim. "okula hiç gitmemişsin. arkadaşların seni merak etmiş, evi aradılar. yalan söyleme. neredeydin?" diye bağırıyor. odama kaçıyorum. arkamdan geliyor. kapıyı kilitliyorum. tekmeliyor. bağırıyor. ağlıyorum. sonra sakinleştiğini düşünüp yanına gidiyorum. ona sarılıp ağlamak istiyorum. beni sarsın, beni öpsün, "evet kızım dünya çok kötü bir yer; ama ben yanındayım. baban yanında. seni seviyoruz. korkma." demesini istiyorum. anlatıyorum başıma geleni. daha sonunu bile getirmeden beni dövüyor. ağlamaya başlıyor. "biz şimdi napıcaaaz? gitti kızlığı gitti." diye ağlıyor. kızlık nasıl gider bilmiyorum. kızlık zarından bile haberim yok. ama: "bir şey olmadı anneee." diye bağırıyorum. o beni duymuyor. babamın gelmesine 1 saat kadar var. odama girip ağlıyorum. annem bu tepkiyi verdiyse, o beni öldürür! anneme yalvardım ama. "nolur babama söyleme." diye yalvardım. "bir şey olmadı anne. kaçtım. babam bilmesin nolur." dedim. ağladım. söylemez belki...

    babam geliyor. korkuyla kapıyı diniyorum. kardeşlerim ne olduğunu anladılar mı bilmiyorum. onların da gözünde korku var. babam canavar gibi köpüklerini saça saça odama giriyor. orospu diye diye dövüyor beni. duvarlara çarpıyor. yere atıp tekmeliyor. hırsını alamıyor yumruk atıyor kafama. annem: "hastaneye götürelim." diyor. "hastaneye götürsek adımız çıkar. saçmalama." diyor babam. "kim?" diye soruyor bana bir de sürekli. ama söyleyemiyorum kim olduğunu. hem sadece adını ve okulunu bildiğimden hem de babam bir şey yapar diye korkumdan. babama bir şey olur diye mi korkuyorum, o şerefsize mi bilmiyorum; ama söyleyemiyorum. babam olacak o adam beni dövmeye devam ediyor. sırtıma demir sandalyeyle vuruyor. evimiz 5. katta. pencereyi açıyor, belimden aşağıma kadar sarkıtıyor beni. belki de öldürecek. o an teslim oluyorum. keşke öldürse diyorum içimden. 13 yaşındayım. hiç suçum yok. önce tecavüzden kurtuluyorum, sonra bana orospu diye bağıran babam beni döverken ona teslim oluyorum. deli gibi kapı çalıyor. ben bile duyuyorum. annem: "eyvaaah komşular geldi. bırak artık çocuğu." falan diyor. meğer bana acımışmış da kendisi basmışmış zile. beni fırlatıp atıyor babam dediğim adam. çıkıp gidiyor odadan. kardeşlerim gelip, sarılıyorlar bana. ağlıyoruz birlikte.

    14 yaşındayım. okulda hafta sonları kurs var. sabah evden çıktım. okula gidiyorum. arkamdan birisi yaklaşıp popomu avuçluyor ve hiç bir şey olmamış gibi uzaklaşıyor yanımdan. yine bağıramıyorum. yine sesimi çıkaramıyorum. ve yine kimseye hiç bir şey diyemiyorum.

    15 yaşındayım. akşam saat 5-6 civarı. kış mevsimi. dersaneden, etütten çıktık. arkadaşımla eve yürüyoruz. ikimizin de pantolonu, uzun montu, kafada beresi, boyunda atkısı var. öyle ki sadece gözümüz görünüyor. eve gidene kadar 20 dakikalık yolda 8 kişi laf atıyor. belli olan tek şey cinsiyetimiz oysa ki. arkamızda bizi takip eden birisinin olduğunu anlıyoruz. eve az kaldı. koşuyoruz. kaçıyoruz.

    19 yaşındayım. sevgilim başka şehirde, ben ankara'dayım. trene biniyor. ben el sallıyorum. ankara garından tandoğan'a geçip metroya binicem. kestirme bir yol var, aşağıda bir asker çarşısı. akşam oldu diye korkup oradan gitmiyorum. yol çok uzun olsa da garın önünden dolanıyorum. orada bir alt geçit var. tam onun altındayken bir el popomu, bir el memelerimi avuçluyor. bir de ardından gelen bir "oohh" sesi. o iğrenç sesi unutamıyorum. alt geçidin ayağından koşup kaçıyor hayvan herif. ben yine bağıramıyorum. yine susuyorum.

    27 yaşındayım. 17 yıldır sürekli tacize uğruyorum. sözlü tacize de çok fazla uğradım; ama onları anlatamam ki. o kadar fazla ki. ne giyim ne kuşam, ne saat, ne yer, hiç bir şey durduramıyor hayvan herifleri. hiç bir şey engel olamıyor bu zihniyete. en kötüsü de suçlanmak. annemle babam unuttular belki o günü. ama ben unutamıyorum. 2 buçuk yıldır evliyim. bir kızım var. aklımdan çıkmıyor bu rezil olaylar. o heriflere dair bir şeyleri hatırlamak çok kötü. birinin yüzünü, birinin sigara tadını, birinin sesini, birinin odun gibi ellerini hatırlıyorum. keşke hiç yaşamasaydım bunları. ama şimdi esas kızım için endişeleniyorum. meleğim büyüdüğünde dünya böyle bir yer olmasa keşke.

    2 mart 2016 11:33


    8. nefret ediyorum bu iğrenç yaratıklardan.

    dün eve dönüyoruz annemle, yan yana ayakta gidiyoruz, bir kaç dk sonra araba sarsıldı, arkamdaki adam (daha önce orda yoktu) üstüme yapıştı bildiğiniz, kusura bakmayın afedersiniz falan dedi ve araba da kalabalık olduğu için bişey demedim ben de afedersiniz de dedi ya ben yanlış anlıyorumdur falan diye vicdan yaptım. Sonra araba tekrar hareket etti ve adam bana yapıştı arkadan, bütün gücünü bana vermiş bildiğiniz dayadı. araba ne kadar kalabalık da olsa bir kaç cm geri çekilebilirdi, hadi yer yok diyelim bütün gücünle abanmak zorun da mısın? Arkama döndüm oflayıp pufladım adam tekrar afedersiniz dedi, yanımdakilere bakıyorum bi 5cm de olsa kenara kaysalar ben de o adamın önünden kurtulsam diye ama yok kimse oralı olmadı. Zaman geçiyor ve adam bana dayamaya devam ediyor, ve o sırada adamın şeyini bildiğiniz hissettim, arkamda bir şeyler sertleşmeye başladı ve o an dedim ki bu yanlışlıkla olamaz, olsa bile ben milletin şeyini popomda hissetmek zorunda mıyım?

    o an annem yanımda olmasa ağzına sıçmıştım o adamın ama annem var diye utandım, annem çakmasın diye bir şey de diyemiyordum ama artık dayanamadım ve anne biraz yana kaysana dedim annem de anladı tabi durumu. biraz kaydı, sonra allahtan önümdeki koltuk boşaldı ben de oraya oturdum.

    o kadar kötü hissettim ki kendimi eminim hepiniz beni anlıyorsunuzdur. annem olmasa gerçekten o adamı orda rezil edip tekme tokat indirirdim aşağıya. böyle yaratıkların en ağır şekilde ifşa edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    14 mayıs 2016 13:07

    9. başlığı yeni gördüğüm için şimdi yazıyorum olay geçen kış olmuştu.

    ehliyet için direksiyon dersi alıyordum, bütün saatler dolu olduğu için akşam 6dan sonraya alabiliyordum sadece. bana da 60lı yaşlarda bi adam düştü hoca olarak. hava da erken kararıyor ve ders için baya ıssız bi yere gidiyoruz ben de içten içe tedirgin oluyorum tabi ama hemen kötü düşünmeyeyim yaşlı başlı adam diyorum. ilk ders normal geçiyor ama sürekli güzelim benim,hayatım,tatlım diye hitap ediyor bana. senin yaşında kızım var benim seni kızım yerine koyuyorum bak yanlış anlama diyor arada da. ama sürekli beni süzüyor fark ediyorum, lokum gibisin filan dedi hatta bi ara ne alaka yani. ikinci derste daha samimi konuşuyor direksiyon dersi veren diğer hocaların öğrencileri taciz ettiğinden bahsediyor birden. ama ben öyle değilim diyor ama örnek vererek anlatıyor yani şöyle yapmışlar böyle yapmışlar filan. ben zaten acemi şoförüm direksiyon başındayım çok tedirgin oldum bi şeyler diyorum kendi çapımda tepkimi gösteriyorum güya. sonra adam direksiyonu tuttu birden sonra ordan elimi tuttu kolumu okşadı ben adama baktım o anki şokla, bakınca elini çekti ama nasıl sırıtıyor pislik. benim elim ayağım boşaldı yani ve en nefret ettiğim huyumdur bu afalladığımdan bi şey de diyemedim o an, dualar ediyorum artık arabayı durdurup inmeyi de düşündüm ama daha kötü de olabilirdi. dersin sonuydu zaten eve gidene kadar nasıl tedirgin oldum anlatamam. o adam bana her şeyi yapabilirdi yani. hemen anneme anlattım bir gün sonra kursa gidip müdürle konuştuk olayı anlattık ama adam başta bize inanmadı. en sevilen hocamızdır asla böyle bir şey yapmaz diyerek onu savunsa da daha sonra ikna oldu ve ben kalan derslerimi kadın hocalardan aldım.

    şimdi bakınca resmen ucuz atlatmışım diyorum, adanada çukurovada olanlar bilirler direksiyon dersi aldığımız yer baya ıssız tarlalar filan var, akşam karanlığı bir de. çok saf davranmışım ama o korkum asla unutmayacağım bir tecrübe oldu. böyle şerefsizler de umarım azalarak biterler.

    14 mayıs 2016 22:52

    10. 11-12 yaşlarındayken halamın eşinin hareketlerinden aşırı rahatsız olmaya başlamıştım. hani daha çocuğum benden bi yaş küçük kızı var onun gibi seviyo falan diyorum. büyümeye başladıkça hareketler değişti. dudağımdam öpmeye çalışıyo, arıyo "sen benim aşkımsın biliyosun dimi, seni çok seviyorum. orta dudaktan (?) öptüm" falan diyo. başta yakıştıramıyo insan ama anlıyosun sonra. sayamayacağım kadar çok şey var daha ama utanıyo insan işte. en sonunda anneme söyledim "yok ya sen yanlış anlamışsındır yapmaz" dedi. rahatsız olduğumu iyice anlattım annem anladı sonunda uzak dur dedi ne yapabiliriz sonuçta? babannem, büyükbabam, halam hayatta inanmaz. 19 yaşındayım ve hala bazı şeyler değişmedi. gelceğini duyunca hep ürperir rahatsız olurum. evet her bayramda, tatilde bize gelip giderler ve yapmaya çalışır bunları, mümkün oldukça yalnız kalmam.

    15 haziran 2016 19:18