yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (49)
    • medya (1)

    1. Ne zaman yapsam kendimi enayi gibi hissettiğim durum. Herhangi bir kozmetik mağazasına gittiğimde aradığım ürüne dair iki seçenek varsa, marka tarafından blogger ve youtuber'lara gönderilmiş olanı "millet bunu bedava aliyor ben bi de parami vercem yeaa" diyerek diğer ürünü satın alıyorum.

    Bir de avuç avuç para verip ürün aldığımız markaların onlara da gönderdiği ürünlerin maliyetinde bizlerin payı olması oldukça can sıkıcı.

    Marka reklam olsun diye youtuber'a gönderiyor, markanın tuzu kuru...

    Youtuber/blogger alıyor tepe tepe kullaniyor, blogger'in tuzu kuru...

    Ben sırf beleş geldi diye yalandan övülen ürünü almak için bütçemi zorluyorum.

    Düşünsenize bir ayakkabiciya girdiniz. Sizin önünüzde iki müşteri var. Biri ayakkabiyi alıp kuruş ödemeden gözünüzün önünde dükkandan çıkıp gidiyor. Diğeri keza, aldığı ayakkabının güzelliğine methiyeler düzüyor, para ödemiyor ve ayakkabıcı tarafından sevgiyle uğurlanıyor. Sıra size geliyor. Ayakkabiyi begeniyorsunuz ve alırken ayni ayakkabıcı size "200 lira" diyor.

    Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum, bu konuda da eleştirilere açığım ama istesem de o ürünlere elim gitmiyor.

    24 eylül 2014 16:47 24 eylül 2014 16:49

    2. Açıkça alınmaması gerektiğini savunuyorum. Markalar da bu şekilde sadece itibar kaybediyor. Hayatını bakım rutini diye bir şeyden bihaber şekilde geçiren; firmalar ne gönderirse onu kullanan bloggerlara güvenerek de alışveriş yapmayın. 2-3 gün bilemedin 1 hafta kullanıp ay çok sevdim vs diyene de kanmayın. Benim standardım aynı ürünleri ya da benzer fiyat gamında ürünü kendi parasına kıyıp alıp alamadığıdır. Yoksa 200 liralık krem kime gelse ay çok hoş bıdı bıdı der. Inanmayın kısaca. Çoğu ne şiş yansın ne kebapçı.

    24 eylül 2014 17:30

    3. Ürünü iyisiyle kötüsüyle yorumlasınlar diye değil sadece bol resimli, bol övgülü, basın bülteninden hallice yazılar yazsınlar diye bloggerlara kutu kutu ürün gönderen markanın bir ürününü fahiş fiyat ödeyip almaktır.

    Çok çok övülmesine ve gözenek problemimden dolayı ihtiyaç duymama da rağmen hala gidip benefit porefessional almamamın nedeni zamanında benefit'in kıymeti kendinden menkul birkaç bloggera bir kutu ürün göndermesi, onların da "bene-günlük" adı altında yıkama yağlama yazıları yazmalarıdır. Türkiye'den alırsam kendimi enayi gibi hissedeceğim kesin.

    24 eylül 2014 17:36 24 eylül 2014 17:40


    4. Her blogger için söylemiyorum bazılarının övdüğü ürün cidden alınmaz ama Bloggerlara bedava gönderildi ben para vermem mantığı kesinlikle şımarıklık ve 'tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamışçılık' oluyor..

    hepimiz aklı başında neyin ne olduğunu anlayan insanlarız hangi bloggerın hakkı ile bu işi yaptığını ayırt edip onları takip ediyoruz. İşini gerçekten çok iyi yapanlar var, emeğe saygısızlık etmemek gerekir.

    Eminim hiç kimse bilmem kaç yüz liralık ürünleri körü körüne almıyordur, ben ürünü bloggerda görür, beğenirsem farklı yorumları okur sonra bana nasıl oluyor diye dener öyle alırım ya da almam. Tamamen bana kalmış.

    Çok özür dilerim ancak, bloggerlara bedava gönderilen ürünü para verip almam = hediye ürün gelsin diye blog açmak.

    24 eylül 2014 19:16

    5. Bunu çekilmek istendiği gibi kişisel atişmaya çevirmeden iki kelam etmem gerekirse, iyi bloggerlari tenzih etmeden söylüyorum ki, onların tüm dertlerine derman olan bir ürün ben de çöp olabiliyor. Bu işi "hakkıyla" yapan blogger da ürünün "bence"sini anlatmiyor mu ?

    Gelelim şark kurnazlarina... gelene agam gidene paşam diye diye kaliteyi epey aşağı çektiler.

    Amaç "tavşan dağa küstü ama dağ bunu mutlaka ama mutlaka duymalı !" Gibi hastalıklı bir şey değil. Amaç amaçsızca hisleri paylaşmak ve bu konulara çok hakim olmayan insanları sırf birileri övüyor diye kendisine hiç iyi gelmeyecek ürüne tonla para vermek konusunda uyandırmak. Gerçekten 3-5 blogger beğeniyor diye görüp denemeden ürün alan insanlar var.

    50 tane blogger varsa 5 tanesi dürüst. Geri kalanlar kaz buldum yolayim kafasında. Marka da o çok müthiş ürününü bu tip bir şekilde reklam etmeden patlatamiyor. Çünkü ürün inanılmaz deli muhteşem bi ürün :)

    Çok özür dilerim ancak beleşci blogger youtuber goygoyculugu = (bir youtube video alti yorumu olarak) abla sn onlra bakma yhaa kisknyrlar seni çk guzelsn

    24 eylül 2014 19:45 24 eylül 2014 19:47

    6. blogger değilseniz o ürünü marketten (ya da o tarz bir yerden) edinmek için yapmanız gerekendir. yoksa ürünün barkodu öter, alarm çalar ve hırsızlık yapmış olursunuz. çözümü basittir. ürünü beğendiyseniz veya denemeye karar verdiyseniz, ürünün parasını öder, ürünü alır ve çıkarsınız. yok bu benim zoruma gidiyor derseniz blog açar ve siz de o ürünü bedava alırsınız. (gizlinot: işini hakkıyla yapan blog sahiplerini tenzih ederim)

    24 eylül 2014 20:45

    7. Bloggerlara gönderilen ürünler boş yere gönderilmiyor. Yani "Bedava" değil. önce onu anlamak lazım. Ürün alma amacı ile blog açanları bir tarafa koyuyorum. Ama onlar dışında blog yazan kişi cidden çok emek harcıyor.

    Firma atıyorum otuz liralık bir paket yolluyor. Maliyetine yeni çıkan ürününün tanıtımı oluyor. Televizyonda, dergide veya gazetede reklam vermeye kalksa ne kadar tutar sizce? Firma bu şekilde internet ortamında yeni ürününün yaygın reklamını yapmış oluyor. Bloggerın da kazancı kendisinin almaya fırsatının olamayabileceği ürünleri denemek oluyor. Yeni çıkan her ürünü denemek mümkün değil. Denense bile atıyorum seri olarak almak mümkün değil. Maddi olarak o kadar iyi durumda olan bloggerlar çok da fazla değil bence. Olsa bile işin bir de beğeni kısmı var. Atıyorum ben kendim alsam sarı ruj almam ama firma yollarsa deneme fırsatım olur. Belki de o ruja karşı ön yargım kırılır bu sayede. Ya da 55151434 tane marka arasından x markasını denemeye hiç fırsatım olmamıştır. O yüzden blogger için de yeni ve farklı bir ürünü denemek, bloğuna yazarak da bloğa daha fazla okuyucu gelmesi bir şanstır. Blogger ürünleri sizler için dener, resimler, yazısını yazar, bloğuna koyar. Bazen "cildime veya saçlarıma kötü bir etkisi olur mu" dediği ürünü bile dener. Yani gelen ürün "bedava" değildir. Blogger bloğunda istediğini yazsa da basın ürünü geldiğinde iyi veya kötü deneyimleriyle beraber bahsetmesi gerekir. Firmanın gönderilen ürüne karşılık beklediği şey ürünün denenip yorumlanmasıdır. Abartıp abartmamak, doğruyu söyleyip söylememek gibi şeyler bloggerın dürüstlüğüne kalır. Dürüst bloggera karşı izlenecek yol da firmanın elindedir. Bazı firmalar ürünleri kötülenince sizi silerler, bazıları teşekkür ederler yorum için. Bu noktada "ruhunu satıp satmamak-ben böyle nitelendiriyorum-" blogger kişisine kalmıştır.

    Kaldı ki yeni üretilen ilaçları deneyen insanları düşünün. Onlara deneyecekleri ilaçlar parayla mı verilir? İlaç verilir, kişi yorumlarını ilaç firmasına bildirir. Yan etki görüp görmediğinden bahseder. Belki bazı testler yapılır. Bu işten para alırlar. Daha az zararlı ve riskli olması dışında bloggerın yaptığının farkı ne? Çoğunun bu işten maddi kazancı ise sıfır bu arada.

    Bloggerın bloğunda yazdığı bir ürünü beğenip beğenmemesi ise bazı kriterlere bağlı tabii.

    -İki tarafın da Cilt, saç, yüz tipi- örneğin benim göz kapağımda yerinden oynamayan göz kalemleri bir başkasının göz kapağının şekli sebebiyle yukarıya bulaşma yapabilir- öyle bir arkadaşım var, oradan örnek veriyorum.

    -Bloggerın ürünlerden genel beklentisi ve blog okuyucusunun beklentisi-mesela ben genelde drugstore kullandığım için o çerçevede değerlendiriyorum doğal olarak. urban decay, chanel, ysl vs. kullananın benim beğendiğimi beğenmemesi oldukça mümkündür.

    -İki tarafın da fiyat beklentisi. ve "gereksiz pahalılık" sınırları- Mesela ben wet n wild mega last rujları çok beğeniyorum. Fiyatlarına da oranlayıp biraz tapıyorum. Blog okuyucum "ben beş liraya daha iyisini alırdım bu gereksiz pahalı." diyorsa beklentilerimiz uyuşmamıştır.

    Daha da saymadığım pek çok etmen vardır bunda. Ortak bir paydada buluşup bir ürünün iki tarafın da beğenisine hitap etmesi çok zor kısacası.

    Bloggerlara gönderilenlerden ünlü edilip beğenilen-hatta bazen burada da dehşet övülen- ürünler de yok değil bu arada.

    Bloggerlarca ünlü edilen

    (bkz: golden rose velvet matte ruj)

    (bkz: Nivea duşta vücut kremi)

    Zaten ünlü olup bloggerlarca ünü arttırılan

    (bkz: Rimmel London Lasting Finish By Kate ruj)

    Bazı (bkz: bebak) ürünleri

    (bkz: Nyx Butter gloss)

    İlk aklıma gelenler bunlardı.

    Yalandan övülen ürünler görmemek için de daha az popüler, genelde kıyıda köşede kalan veya değeri anlaşılmadığı için bloğunu kapatmak bile isteyebilen bloggerlara başvurunuz. Sürekli basın ürünü alıp almamasından, ya da yazısının dilinden de doğru söyleyip söylemediğini anlayabilirsiniz.

    Not: benim anlamadığım nokta da bu. Bu kadar eleştirilen bloggerlar el üstünde tutulurken gerçekten beğendiğim bloggerların değeri hiç bilinmez. Bu işi hakkıyla yapan insanlar yazılarına yorum bile alamaz, takipçileri azdır ve firmalar onları umursamaz. Dürüst yorum okuyacağımız varsa ondan da mahrum kalırız bu şekilde.

    Not2: Burada veya blogger dünyasında kimseyi hedef alarak yazmadım. Genel düşüncem budur.

    24 eylül 2014 21:42


    8. eğer yorumuna güvendiğim bir blogger, ürünü iyi diye yorumladıysa, yapmaktan çekinmeyeceğim bir olay. bloğunun çoğu bedava ürün yorumlarından oluşan bloggerları takip etmiyorum zaten.

    28 eylül 2014 16:52

    9. düzen böyle işlemiyor mu zaten?

    28 eylül 2014 16:58

    10. reklamlarda görüp almak arasında çok az fark vardır. o da bloggerın daha ulaşılabilir olmasından dolayı kendimizden farklı görmememiz.nitekim farklı değildir de zaten. ancak bloggerı reklam, tanıtım sektörünün bir parçası, para yerine ürünle ücretlendirilen birisine benzetebiliriz. çünkü o yazıları oluşturmak için verilen emek ve saatler vardır. güvenirliğini, kalitesini de okuyanlar belirler. televizyonda, dergide, billboardda gördüğümüz her şeye de kanmıyoruz neticede.

    28 eylül 2014 17:47