bo burnham

1. Ukteyi veren lathgertha

Aşırı komik, ironi dolu bir espri anlayışına sahip, zeki bir komedyen. Yabancı komedyenler arasında en sevdiğim ve gerçekten showlarında haklı noktalara parmak basıp güldürebilen nadir komedyenlerden.

Ilk olarak pinterest' te gezinirken çok güzel bir şiiri*1 karşıma çıkmıştı. Bu şiiri sayesinde biraz google dolanırken aslında kendisini vine' dan*2 tanıdığımı da fark ettim. Adını bilmiyormuşum meğer.

Showlarında genellikle ironilerle bezenmiş şarkılar, laf sokmalar ve dalga geçtiği durumlara yer verir. Pek çok komedyen gibi "geçen başıma şu geldi" diye başlamaz cümleye daha çok durumla/olayla/klişelerle dalga geçer. Düşündüren komedyen demek doğru olabilir sanırım çünkü parmak bastığı noktalar hem doğru hem de aslında kendi içinde komik olan durumlardır.

Yakın zaman da Netflix' de çok güzel bir stand up programı yayınlandı (make happy). Showlarında müzikal yeteneğinden*3 de yararlanarak çok güzel noktalara bastığı ironi ve gerçeklerle dolu şarkılara da yer veriyor. Gerçekten güldürüyor, düşündürüyor ve eğlendiriyor.

Pek çok kez yönetmenlik, senaristlik ve benzeri işleri icra etmiş bir insan aynı zaman da. Yazıp yönettiği ilk filmi*4 sundance festivalinde prömiyer yapmıştır. Sinemalara sanırım haziran ayında gelmesi bekleniyor.

Tek bir insan ile oturup konuşma şansım olsa bo' yu seçerdim. Lütfen kendisini izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.

*1  şiiri

*2  En iyi vine' larından biri

*3  En sevdiğim şarkılarından  Bir değer en sevdiğim şarkısı

*4  Filmi 8th grade

 Kendi sitesine buradan ulaşabilirsiniz.

2. başlığı hortlatmaya geldim. bo burnham stand-up'ını kendi yazdığı ironi dolu şarkılarla dolduran, aslen youtuber olan bir komedyen. beş yıllık bir aradan sonra netflix'te yeni yayınlanan "inside" isimli özel bölümü ile döndü. netflix komedi özeli olarak yayınlasa da bo bu şekilde bahsetmiyor bu bölümden.

karantina döneminde kendisinin yazdığı, yönettiği, oynadığı ve tamamen bir odada çekilmiş bir şaheser. karantinanın insan psikolojisini ne kadar etkilediğini ikinci perdede çok güzel anlatmış. ilk perde biraz daha yumuşak ve komedik iken bo'nun 30 yaşına girmesiyle beraber bölümün tonu biraz karanlıklaşıyor.

ancak ilk bölümünde bile sahte aktivizm, insanların sosyal medyada kendilerini farklı gösterme çabaları, kapitalizm üzerine bir sürü gönderme yapmış. sadece senaryo olarak değil yönetmenlik açısından da harika olmuş. şarkıda geçen durumlara göre kamera en/boy oranını değiştirmesi, ışığı kullanımı o kadar harika olmuş ki.

karantina sizi psikolojik olarak çok etkilediyse belki çok iyi bir seçim olmayabilir, ancak benim çok beğendiğim ve şimdiden 3 kere izlediğim, sountrack'ını kaç defa dinlediğimi bile unuttuğum bir bölüm olmuş. şiddetle önerilir.

not: kendisinin netflix'de "what." ve "make happy" isimli iki komedi bölümü daha var. bunlardan önce çekilmiş "words, words, words" isimli bir bölümü daha var, netflix'te yok ancak internette bulabilirsiniz.

edit: bu başlık süslü akışında olmamalı bence, konu dışı akışına daha uygun, belki modlar değiştirir.