chicago

1. kislari soguk ve soguk otesi olan sehir. gidecekseniz, aralik, ocak, subat, mart aylarini secmeyin derim. ustelik her sokaginada ucretli gecis sistemi takmis sehir. bu nedir arkadasim, otel ve is arasi 10 km, odedigim ucret 15 lira. her sokakta resmen para oduyorum. tabii bunda mubalaga sanatida yapiyorum azicik.

ahhh birde, chicago tarzi pizza, ve Portillo's da icinde herseyi olan hotdog ve chocolate cake shake icin mutlaka. afiyet olsun.

2. (west coast görmemiş biri olarak yazdığım göz önünde bulundurarak), amerika'nın bana göre en güzel şehri. chicago'yu new york'un yaşanabilir versiyonu olarak tanımlayabilirim. new york'un iğrenç insan kalabalığı ve binaların üstüne üstüne gelmesi olayı yok, ama istersen var. istersen güzel midwest samimiyeti, istersen zenciler, homelesslar, idrar kokan sokaklar ve yüksek binalar var. o büyük şehir, merkez hissini veriyor ama isterseniz yoğunluktan kaçmak çok kolay. şehrin ortasından geçen sevimli nehirde yat turları, michigan lake'de gezinti, sahilde dolaşmak gibi güzel alternatifleri var. çok güzel parkları, yeşillik alanları var. bedava olan zoo, gordugum guzel bakimli ve hayvanlara iskence yapiyorlarmis gibi durmayan hayvanat bahcelerinden. ama sadece yaz ve sonbahar dönemlerinde görmüş biri olarak söylüyorum. kışın ve ilkbahar döneminde cehenneme dönüştüğü gerçeği var tabii, hiç tecrübem olmadı. ama windy city ismini her mevsimde hak ediyor, etek giyerseniz kafanıza geçiyor, tecrubesizlikten benim de basima geldi :D. sokakta bol bol popo görüyorsunuz bu sebepten, herkes alışmış kimse bakmıyor. yemek konusunda aşmış olduğu bir gerçek, amerika'nın gurme şehirlerinden. harika kokteyl barları ve mükemmel restoranları var. chicago style hot dog, normal hot dog'a bin basar. ama deep dish pizza igrenc bir sey bence. korkunçlasan havasi dışında benim için negatif yanlarından biri her yere uzak olması. ne west coast'a ne east coast'a atlayıp gidemeyeceğini bilmek bana boğulma hissi veriyor her seferinde. o yüzden gerçekten yaşamak fikri hiç çekmiyor beni ama çok güzel bir şehir olduğu bir gerçek.

3. ayrıca richard gere, renée zellweger, catherina zeta-jones ve queen latifah'ın başrollerini paylaştığı 2002 yapımı bir filmin adı. çıktığı sene harvey weinstein faktörünün de etkisiyle en iyi film ve en iyi yardımcı kadın oyuncu başta olmak üzere oscar'da altı, müzikal dalında en iyi film ve en iyi kadın oyuncu başta olmak üzere altın küre'de üç heykelcik kucaklamıştır. (gizlinot: richard gere oscar'a hayatı boyunca aday olamamış, tek altın küre'sini de bu filmle kazanmış) oyun 1926 yılında yazılıp oynansa da, esas patlamayı 1975'te bob fosse ve gwen verdon buluşmasındaki versiyonuyla yapar. yaşamından memnun olmayan ve ünlü olmak isteyen roxie, kendisine şöhret vaadi veren bir adamı öldürür ve hapishaneye düşer. velma kelly isimli pek meşhur bir sanatçı da kocasıyla kız kardeşini basmış, ikisini de öldürmüştür. ikilinin yolları burada avukat billy flynn ile kesişir. çok keyifli bir müzikaldir. izleyince o gösterişli tasarımlara ve insanüstü danslara hayran olacaksınız.

döneminin popüler kültürünü etkilediğini ve müzikal filmlere ilgi duyulmasını sağlamış bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. (gizlinot: beren saat, bir röportajında türkiye'nin yıldızları programında yarışırken nurseli idiz'in kendisinden chicago'daki roxie hart performansını canlandırmasını istediğini söylemiş.)

en güzel ve meşhur sahneler:

(link: https://www.youtube.com/watch?v=_fzz0v7f_PQ double act)

(link: https://www.youtube.com/watch?v=aUFdnPLHX-g kukla sahnesi)

(link: https://www.youtube.com/watch?v=jx6Rgn1ioAk final sahnesi)

***

(link: https://www.youtube.com/watch?v=yrIKVZOKxdg catherine zeta-jones hamileyken oscar ödülünü alıyor, 2003)

(link: https://www.youtube.com/watch?v=FN0VgWKK7_Q film ekibi ödül töreninden 10 yıl sonra adele'e ödülü takdim etmek için sahnede, 2013)

(link: https://www.youtube.com/watch?v=zbY9P-F2wbQ crazy ex-girlfriend dizisindeki chicago parodisi. muhteşem!! )

4. cinayet işleyen bir kadının iyi bir avukat aracılığıyla nasıl hukuku alt üst ettiğini anlatan şahane bir müzikal. izleyeli 10 yıldan fazla olmuştur muhtemelen. çok etkilendiğim filmlerden ama sadece konusu ya da oyunculukların (özellikle renee zellweger) çok iyi olmasından ziyade estetik olarak dansların renklerin müziklerin çok çok iyi kullanılmış olması.

iki efsane sahnesi vardır ki birinde renee zellweger kukla rolündedir, deneyimli avukatı kukla oynatıcısı rolünde medyayı manipüle etmektedir. şahane bir sahne açıp açıp izlerim.

bir diğeri de eşlerini ya da sevgililerini öldürmüş kadınların itiraflarından oluşan cell block tango sahnesi. efsane efsane.