yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (11)
    • medya (1)

    1. edebi bir tür olarak distopya söz konusuysa, ursula k. le guin'in "mülksüzler"i okunması gerekenlerin başında gelir benim için. anarresli anarşist, sosyalistlerle, urraslı kapitalist, totatiler rejimi iki farklı gezegen olarak ele alır. ama sanmayın ki le guin, içlerinden herhangi birini pirüpak addeder, yüceltir. ikisini de mümkün olan en gerçekçi şekilde anlatır. bundan sonrası spoiler'a giriyor efenim, devam edemiyorum :)

    6 kasım 2015 01:12 24 şubat 2016 11:06

    2. Anti ütopya ya da karşı ütopya değildir. İçerik olarak bakıldığında birbirlerine zıtlardır çünkü ütopya mükemmeli anlatırken distopya kötüyü anlatır. Ancak kelime anlamına gelince 'olmayan yer' anlamına gelen ütopya'ya karşıtlık oluşturamaz. Bu yüzden en doğru tanım 'korku ütopyası' olacaktır.

    Distopya deyim yerindeyse ütopya kadar ütopik değildir. Baskıcı bir devlet, kısıtlanmış özgürlük, bireysel hakların kalkması, her adımı izlenen bir toplum, düşüncelere bile el konulan bir yaşamı anlatır. Gerçekleşmesi imkansız değildir, hatta günümüzden yola çıkarak sonumuzu anlatır bu yüzden de her ne kadar felaket senaryosu olsa da ütopya'nın yanında realistik bir kavramdır.

    Eğer ki distopya'dan 'gelecek' kavramını çıkarırsak ne kadar da içinde olduğumuzu görebiliriz. Bu pesimist yaklaşım var olan dünya düzenine baktığımızda hiç de mesafeli durmuyor ne yazık ki.

    Özetle hayaller ütopya, hayatlar distopya.

    6 kasım 2015 01:21

    3. kafamın içinde hep bir distopya dönüyor. baya da inanıyorum gerçek olacağına ve o gün geldiğinde siyanür nerede satılır enter.

    23 şubat 2016 23:36


    4. (bkz: yeni türkiye)

    24 şubat 2016 04:03 25 şubat 2016 02:02

    5. her gün aldığımız haberlerle ben hep bunun içinde yaşıyorum zaten, kafamda sürekli dönen felaket senaryoları var!

    sonumuz toplu intihar olacakmış gibi geliyor >.<

    24 şubat 2016 09:55

    6. bir nevi içinde yaşadığımızı söylemekten esef duyduğum KAVRAM.

    24 şubat 2016 15:46

    7. Çok uzağa gitmenize gerek yok, bütün baskılar, yasaklamalar zaten bizde de yaşanıyor. Tv'de ya da gazetelerde bunun en güzel örneğini görebilirsiniz.

    24 şubat 2016 18:32


    8. distopik roman türünü sevenlerin yevgeni ivanoviç zamyatin in biz romanını okumasını öneririm.

    24 şubat 2016 20:00

    9. Çok sevdiğim bir hocamın dediği gibi 'one's utopia is another's dystopia' olduğundan plato nun republic i dahil bu kapsamda okunacak eserlerdendir

    24 şubat 2016 21:45

    10. Sadece geleceğe dair felaket senaryosu değil artık günümüzün de bir gerçeğidir. Benim için en çarpıcı örneği george orwell'in 1984 romanıdır. Adım adım devlet eliyle sansür, baskı, kişi hak ve özgürlüklerinin ihlali, tarafsız basına vurulan darbeler ile orwell'in tasvir ettiği o karanlık dünyaya yaklaşıyoruz.

    Artık rutin hale gelen bombalar da hayatımizı iyice korku filmine çeviriyor. Paranoyaklaşıyoruz. Bu halimizle ülkece distopya nın ta kendisiyiz.

    9 haziran 2016 10:23 9 haziran 2016 16:20