draco malfoy

1. Harry potter serisiyle hayatımıza giren benim güzel sarı bebeğim. Yer yer sinir olsam da kendini sevdiren bir karakter de oldu. Öncelikle o kuyruk gibi peşine taktığı Crabbe ve goyle dan kurtulması gerekirdi karizmasını yerle bir ediyorlardı bebişimin. Ayrıca kendisi bilmem kaç nesildir safkandır bi bokmuş gibi afedersiniz ahsbd

Son olarak tom felton sana ayrı bi aşığım belirtmek istedim olmasan olmazdık yani o derece

2. Harry potter dünyasının “safkan” büyücü kontenjanının en ön sırasında yer alan, sevdiğim karakterlerden biridir. O sarı saçları ve slytherin cübbesinin altında aslında iyi bir kalbi vardır ama film ve kitabının çoğu yerinde hiç olmaması gereken bir kişi gibi davranır. Yani rol modeli, babası Lucius malfoy gibi. Draco’nun ruh halini ve duygusal geçişlerini en iyi seyirciye yansıttığı yer şüphesiz melez prens’tir. Karakteri canlandıran tom felton belki de serinin en başından beri o arada kalmış, çaresiz, bazı tercihlere zorlanmış draco’yu en iyi şekilde yansıtmış. Melez prens’e dair en sevdiğim detay draco malfoy’dur zaten. Daha önce de filmin kitap ile alakası olmadığını yazmıştım ama tüm filmi bana göre oyuncu tom felton ve draco malfoy karakteri kurtarmıştır. Neredeyse çoğu kişi de üstte bahsedildiği gibi Hermione ile olmasını istemiş ama j.k. rowling onu ron ile baş göz etmiş potterhead’leri üzmüştür.

3. Bebeliğin de bile aşırı karizmatik olan magıl düşmanı alfa erkek.

İzlediğim zamanlar seriye bağlanmıştım ve sürekli draco malfoyun kendi adını  söylediği yerleri geri sarar izlerdim. Sapıkça bir zevk alıyordum ne bileyim böyle yukardan bakarak draco malfoy demesi falan.

Ayrıca saçını ineklere yalattığıyla ilgili rivayetler mevcut..

4. her zaman içten içe üzüldüğüm ve hermione’a aşık olmasını dilediğim harry potter karakteridir. ayrıca şemsiye saçını ilk kullananlardır bknz

5. Nedense Snape ve draco malfoy'u seri içindeki karakterler arasında çok severim. Çünkü ikisinde de kendi başarısızlıklarımı görüyorum. Birisi çok istediği bir şeyi elde edememiş ve acısıyla pişmanlığıyla bir ömür yaşamış. Yetmemiş her gün yüzüne vuran, vicdan azabı gibi dikilen bir çocukla ilgilenmek ve onu korumak durumunda kalmış. Hani olur ya bazen hayatta, kötü bir şey olur ve en kötüsünü yaşarsınız. Ama yaşadığınızla kalmaz, daima sıcaklığını korur ve sıkı bir monotonlukla sizi yaşamaya mecbur eder. O yüzden Snape'i anlayabilmişimdir. Güçlü birisi ama en güçlüler de yeniliyor işte. Ben de güçlüyüm derim çoğu zaman ama içten içe de biliyorum potansiyel kaybeden olacağımı.

Malfoy'a gelirsek kim olduğunu bir türlü bulamamış birisi. Çocuk resmen kimliksiz. Hırslı ama akıllı olmayan bir babaya sahip olduğu için çoğu defa başarısız oldu. Çocukluğundan itibaren babası bir misyon belirledi ve o da ona uydu. En iyisi olacaksın, safkan olmayanlara kötü davranacaksın dendi. Hiç dur noktası olmadı belli bir yere kadar, ilk tereddütünü de işin içine ölüm girince yaşadı zaten. Adam öldüreceksin dendi bir kere. Koskoca bir okul dönemi cinayet planladı. üstelik emir voldemort gibi birinden geliyordu. yapmasa ailesi elden gidecek, yapsa korkuyor. Cidden kaldığı ikilemden ben de sağ çıkamayabilirdim, dürüstçe söylüyorum. Asla ne teyzesi gibi saf kötü olabildi ne de bir ron kadar iyi olabildi. Tamamen realist bir karakter bana göre. Korkularını anlayabildiğim ve özdeşleşebildiğim için seviyorum yani.

6. kendisi ile kış balosu öncesi kırmızı ışıkların altında sessizce oturmak ve uzaklara bakmak istiyorum

belki sweather weather dinleriz

narsisist ailesinin kurbanı olmuş çocuktur

7. Hermione ile beraber olmasını isterdim