yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    1. Evim! hakkında şehir efsanelerinin alıp başını yürüdüğü bir acayip simcity şehri dubai. her ne kadar her şey yapay olsa da işte tam da bu sebepten görmeden göçmemek lazım.

    yazın havası 55 derecelerin üstüne çıksa da, evin içi bile bazen çöl kumu dolsa da, aralık gelince evin önünden şıpır şıpır denize girerken seni 3 ay önce nasıl köfte gibi yaktığını unutturur.

    buraya taşındığımda ilk kalbimi çalan şey gece saat kaç olursa olsun sokakta tek başıma yürüyebilmek, bir kişinin bile gözünün ucuyla bakmaması, (link: http://www.numbeo.com/crime/compare_cities.jsp?country1=Turkey&country2=United+Arab+Emirates&city1=Istanbul&city2=Dubai&tracking=getDispatchComparison suç oranının neredeyse yok derecesinde olması oldu). türkiye'de asla giyemediğim kıyafetleri giymek, benim memelerime falan sahip çıkıp da idare edemeyeceğim elbiselerle sokakta tek başına bara yürüyen kadınlar görmek ilk başlarda inanılmaz bir şey gibi geliyordu. sokakta niqab'lı bir kadının yanında şortlu koşan bir kız görmeniz çok normal, daha güzeli ikisi de birbirini taciz etmiyor.

    kendi vatandaşının %15'lerde kaldığı, yüzlerce milletten insanın doluştuğu bu yabancılar cenneti memlekette, her şeyin sırrı insanları "entegre" etmekten vazgeçip toleransı öne çıkarmak.. UAE'nin bir tolerans, bir mutluluk bakanı var ve her ikisi de kadın. Ülkedeki ve Dubai'deki bu tatlı havayı sağlayan şey bu yumuşak başlı, inatsız, akıllıca yönetilen vizyonları.

    her şeyin inanılmaz pahalı olduğu dubai'nin nasıl bir alışveriş cenneti olarak anıldığını aklım almıyor açıkçası. tamamen bir pazarlama kampanyası- elektronik ve araba dışında hiç bir şeyi ucuza almanız mümkün değil. vergisizlik sanki hayatı ucuz kılıyormuş gibi görünse de ne kiralar, ne gıda, ne de makyaj malzemeleri :) uygun fiyatlı değil, bir çok üründe dünyanın en pahalı fiyatlarını görüyoruz (kilosu 35 liradan aldığım mandalina hikayesini de yazarım bi ara :p)

    kendi tarihi 50-60 yıl bile olmayan, kendine has bir tabak yemeği bile olmayan bir kültürün, çok sesliliği bu kadar güzel yönettiğine şahit olunca anadolu'daki 1000 yıllık türk tarihinin bugünkü hali daha çok içimi acıtıyor.

    - (yazar: lillian) ukteyisydi

    4 eylül 2016 12:05 4 eylül 2016 12:16

    2. zengin ile fakir arasındaki uçurumun ve uluslararası sömürünün en net görülebileceği yerlerden biridir. lüks şatafat her şey tamam da peki bunları kim inşa ediyor diye düşünüp kameramızı karın tokluğuna çalışan hintli işçilerin yaşadığı prefabrik konutlara çevirince bambaşka bir manzara çıkar.

    ayrıca müslüman kadınların istediği gibi giyinme hakkı yoktur, araplar gene 4 karılarıyla gezer. ha oraya yatırım yapan çalışmaya giden yabancılara zorlama yoktur, onlar rahattır.

    19 ocak 2017 15:49

    3. Biraz bilgilendirme yapmak amacıyla entry girecekken, ilk entryde değinmek istediğim her şeye değinildiğini fark ettim, yine de yorumlarımı yazayım. Biraz uzun ve dağınık bir yazı olabilir:

    Öncelikle çok büyük hevesle ve beklentilerle gitmediğimi söyleyeyim, ama gördükten sonra dünyanın yaşanılabilir, güzel şehirlerinden biri olduğunu söyleyebilirim.

    Şehirle ilgili beni en çok büyüleyen şey ne şatafatı ne de imkanlarıydı; insanların birbirine karşı saygılı, hoşgörülü tutumlarıydı. Burada yaşayan insanlar mutlu, emeklerinin karşılığını alıyorlar. Hangi mağazaya girerseniz girin güler yüzlü hizmet anlayışı var. İnsanlar birbirini içten bir şekilde selamlıyor, bunlar küçük ayrıntılar olabilir ama genele vurunca insan hayatının kalitesinde çok önemli etkenler: örneğin istanbul'da yaşadığım süreçte çok stresli, sinirli, gergin bir insana dönüşmüştüm, sebeplerini az çok tahmin edersiniz. Toplu taşımada yaşananlar, alışverişte yaşananlar, yolda yürürken yaşananlar, evinde otururken bile komşularla sorun yaşayabilme potansiyeli. Hep bir diken üstünde stresli olma hali ve çok yıpratıcı.

    Dubai'de, istanbul'da giymeye cesaret edemediğim kıyafetlerimi giydim ve en ufak bir rahatsız edici bakışla dahi karşılaşmadım.

    Alışveriş sırasında hiç rahatsız edilmedim, yardımcı olunmasını istediğimde çok kibar bir tavırla karşılaştım. Kimse size, kendinizi potansiyel bir hırsız gibi hissettirmiyor. Zaten suç oranı yok gibi bir şey.

    İnsanlar kendilerini güvende hissediyor. Dubai mall'a girerken herhangi bir xray cihazından geçmiyorsunuz ya da çantanıza cihaz tutulmuyor mesela. Dediğim gibi bunlar detay ama bütünüyle bakınca yaşam kalitesini yükselten durumlar.

    Yolların düzeni, trafik akışı vs zaten çok güzel; yine de akşam trafik olabiliyor. Trafik cezaları çok caydırıcı; örneğin bir tanıdığım yayalara kırmızı yandığı halde karşıdan karşıya geçtiği için havalanında para cezası ödedi. Bunu nasıl saptamışlar onu ben de anlamadım.

    Bana ilginç gelen birkaç kanun da var. Dubai sınırları içinde dövme yaptırmak yasak, müslümanların marketten alkol alması yasak (gizlinot: mekanlarda böyle bir kısıtlama yok ) yani lisans vermiyorlar size, köpeğiniz olması için de lisans almanız gerekiyor ve bakabileceğinizi kanıtlayamazsanız lisans vermiyorlar.

    İklimin olumsuz şartlarından çok etkilenmiyorsunuz çünkü yazları hep iç mekanlarda geçiyor. Sahillerde sürekli karavanlar görürsünüz, genellikle iskandinav yarımadası tarafından turistler tatillerini bu şekilde geçiriyor.

    Benim için tek olumsuz yanı aşırı pahalı olması. Orada yaşayıp çalışanlar çok etkilenmiyor çünkü ona göre maaş alıyorlar. Hatta bindiğim taksinin şoförü, çok iyi kazandığını ve iran'daki ailesine çok rahat baktığını anlattı.

    Ama türkiye'den tatil için gidenler için gerçekten aşırı pahalı. Hani italya, ispanya için de derler yeme içme çok pahalı diye ama bu başka bir şey. Otopark ücreti 55 dirhem istendi bir keresinde. 1 tl = 1 dirhemdi, hala aynı mı bilmiyorum; ya da plastik bardakta bira için 25 dirhem alıyorlar. Karnınızı doyurmak en az 50 dirheme mal oluyor, gitmişken iyi bir şeyler yiyeyim derseniz durum fiyat bazında hiç iç açıcı değil. Çok hazırlıklı gidin ve fiyatların şehir efsanesi olmadığını bilin.

    Nusret orada da çok popüler, ben gitmedim ama hamburger fiyatının türkiye'dekinin dört katından fazla olduğunu öğrendim. Kaftan diye bir kahvaltı mekanı var, gerçekten çok başarılı bir mekan ama bildiğimiz simidi "şefin simidi" adı altında 14 dirheme satıyorlar görünce çok komik geldi.

    Kozmetik fiyatları çok ilginç, hiç anlam veremedim. Sephora yine kurla hesaplayınca aynı denk geliyor ama mac rujlar yüz küsur dirhemdi. Üstüne baya bir bindirim yapmışlar. İnditex grubu yine daha pahalı türkiye'den.

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar, daha fazla detay aklıma gelirse girdiyi editleyeceğim. Anlatım çok dağınık oldu, daldan dala atladım o yüzden okuyanlardan özür diliyorum. Sormak istediğiniz bir şey olursa seve seve yardımcı olurum.

    20 mayıs 2017 02:39