erkek annelerinin çocuklarına aşırı düşkün olması

1. çocuk evlenmeye karar verince/sevgili bulunca gerçekleşen hede. 40 yıllık sidikli, yiğidim oluverir.

ukde : (yazar: sutlukahve)

2. kız ya da erkek olsun her anne evladına düşkündür, bu sevgiyi gösteriş şekli her insan gibi farklı olsa da. çocuklarına düşkün olmaları ya da onları sevme şekillerinden ziyade burada esas problem, çocuklarının onlarsız bir hiç olduğunu düşünerek kendilerine bağımlı bireyler yetiştirmeleri. bu sayede 30-40 yaşına geldiği halde en basit bir konuda bile kendi kararlarını kendi veremeyen, annelerinin doğrusu dışında başka hiçbir fikre açık olmayan ve annelerini üzmemek adına ilişkisinden hatta yanındaki kişiden bile zaman zaman tavizler vermesini bekleyen genç erkekler türüyor etrafta.

minicik bir örnek, sinemaya gidelim ama çok geç seans olmasın annem merak edebilir diyen birine telefon eder sinemadayız o yüzden geç kalabilirim dersin o da merak etmez cevabı bir şey ifade etmez mesela. o zaman da annem ben eve gelmeden uyumaz şimdi, biz en iyisi yarın gidelim hem sizinkiler de rahat eder gibisinden cümleler duyabilirsiniz. yani düşkünlük bir süre sonra böyle de iki taraflı hale gelebiliyor. o yüzden anne çocuğuna düşkünlük kisvesi altında, çocuğun birtakım zorluklar yaşamasına sebep oluyor ve kendi üzerine düşen görevi yapmıyorsa o zaman iş burada biraz da erkek çocuklarına düşüyor. annesi ve annesinin dışındaki sosyal hayatı arasındaki dengeyi kurabilmek adına. yoksa iş (gbkz: erkek çocuklarının annelerine aşırı düşkün olmaları)na dönüşebiliyor. özellikle ikili arkadaşlıklarda, hatta daha da ilerisi evlilik yolundaki ilişkilerde denge kurulamazsa ortaya 2 bilinmeyenli bir denklem çıkıyor. öyle bir denklem ki erkek eğer en başta dengeyi iyi kuramazsa daha sonra hiç içinden çıkılmıyor.

3. kızım var ve daha ne kadar düşkün olabilirim bilemiyorum.bi abim bi ablam var ve evde bariz bi şekilde abim kayırılırdı özellikle babam tarafından(biz de biraz durumlar terstı).sağolsun rahmetli annem hiç oğlum oğlusum demezdi abime.hatta bize de demezdi canım kızım filan.neyse bu başka bi başlığın konusu...

4. bir yerde okumuştum sanırım, net hatırlamasam da şundan bahsediyordu; Eğer kadın eşinden veya kendi çocukluğunda, ebeveynlerinden, gerekli ilgiyi ve sevgiyi göremediyse, bu eksikliği ve ilgiyi evlatlarından beklediği için, aşırı düşkünlüğü bundan kaynaklanıyormuş . O yüzden ben şahsen, oturup eleştirmek ya da irite olmak yerine, o anneyi de anlamaya çalışıyorum. Her takıntılı davranışın arkasında, mutlaka birşey yattığına inanıyorum...

5. ülkemizde genel olarak bir erkek seviciliği var evlat konusunda fi tarihinden kalma üretim artışı hedefli bir alışkanlık. halbuki artık erkek daha masraflı ve kız daha hayırlı evlat (gizlinot: evet burada bir genelleme var ) . birilerinin anneleri uyandırması gerek.

6. ben erkek annesi olarak bu durumun içinde miyim emin değilim.oğlumu çok sevdiğim kesin ama başka evladım yok, mecburen ona düşkünüm (gizlinot: swh )

şaka bir yana benim oğlumun hemen her isteğine karşılık vermeye çalışmamın, aşırı öpmemin, sarılmamın, onunla mümkün olduğunca kendim ilgilenmeye çalışmamın sebebi var.

benim kendi annem ile aramdaki mesafenin oğlumla aramızda olmasını istemiyorum.oğlum çok içten, benim sevgimden emin olarak beni gerçekten sevsin istiyorum.o yüzden mümkün olduğunca makul düzeyde isteklerine cevap vermeye, sevdiğimi göstermeye çalışıyorum.ilerde de muhtemelen oğluşum, oğluşum diye gezerim.

7. kız erkek fark etmeden çocuğuna aşırı düşkün anne zaten itici bir şey ve sağlıklı bireyler yetiştirebildiklerini düşünmüyorum. ama sessizlik olunca "kız doğdu" denen bir ülkede yaşadığımızı unutmadan, erkek çocuğuna daha fazla düşkün olan annenin çok çok daha itici olduğu doğrudur.

8. Annelerin çocukarına kız erkek farketmeksizin bağlı olmalarında sakınca görmüyorum. Oğlum yerine oğluşum diyen anne, kızım yerine kuşum, aşkım yerine aşkoşum diyen anneden farkı yoktur. Bunlar bireyin kişiliği ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Çocuğu rahatsız olmadığı sürece istediği sözcüğü kullanabilir. Ama topluluk içinde oğlundan bahsederken oğluşum böyle oğluşum şöyle diye anlatmaları kulak tırmalayabilir.

9. Buraya paragraf paragraf döşemeye hazırdım. laflar hazırlamıştım ancak her şey yeterince anlatılmış. Eklemek istediğim; Hele de o erkek tek çocuksa ve kalabalık aile ortamlarına girmeden çoğu zaman 3 kişi çekirdek aile olarak vakit geçiriyorlarsa o zaman kaçın uzak durun derim.

Tanım; "oğluşuuuummmm <3"

10. "aşık anne sendromu" deniyormuş sanırım buna. çok var bu, oğlunun kusursuz, mükemmel bir evlat olduğu fikrinden ne olursa olsun vazgeçmeyen, ona tapan annelerden. az önce izlediğim bir programda da örneğini gördüm. röpörtaj, canlandırma şeklinde ilerliyor bu arada program. genç bir adam var ve kendinden yaşça biraz büyük, zengin ve hoş bir kadınla evlilik yapıyor. aradan belli bir zaman geçiyor ve kadın ortadan kayboluyor. bu arada adamın evlilik süresince başka kadınlarla ilişkileri oluyor. olayın üzerinden çok geçmemişken sevgilisi olan kadına uyuşturucu, alkol almasının ardından karısını öldürdüğü itirafında bulunuyor. kadın ertesi gün polise gidip anlatıyor her şeyi. üzerine bir dinleme cihazı takıyorlar ve polis dinlemeye alıyor adamla konuşmasını. adam deniz yolculukları sırasında kadının kafasına ağır bir cisimle vurduğunu ve kadını denize attığını eğlenerek anlatıyor. bunları tek tek itiraf edince polis gelip götürüyor adamı ve ağır bir hapis cezası alıyor. bütün bir röpörtaj boyunca bu adamın annesi sürekli oğlunu övdü. neymiş birlikte olduğu kadın porno yıldızı, model vs imiş, lafına güvenilmezmiş. iftira atılıyormuş. adamın kafasına restorantta silah mı dayadı da zorla söylettirdi kadın. öldürmüş iste karısını. çocukları varmış bir de ölen kadıncağızın hala bu katili oğlu diye kollamak peşinde. ha eminim kanıt olarak görüntü gösterseler bu sefer de kadın kendini öldürtmüş, oğlum haklı der. cidden tam bir klinik vaka bu tip anneler.