1. youtube'a koyduğu son iki videosuyla (ikisinin de içeriği aynı idi: neden sosyal medyayı bırakıyorum) hislerime tercüman olmuş ex-vlogger.
mutluluğun takipçi sayılarından ve aldığı like'lardan gelmediği ve hayattan istediğinin bu olmadığını anlatmıştı videolarında. şuan video linki veremiyorum çünkü kanalını tamamen silmiş.
hislerine ne kadar katılsam da, essena bu kararının teorikte güzel ancak pratikte daha iyi bir şekilde gerçekleştirilebileceğini düşünüyorum.
essena şimdiye kadar sosyal medyayı başkaları üzerinden kendi lehi için kullanmıştı. bence şimdi de 'başkaları' için bişeyler yapmalıydı.
firmalar sosyal medyayı ve bu blogger tayfasını biz daha da çok, hatta daha da daha çok tüketelim diye süsleyerek satıyorlar bize. bizde 'ay bu kız çok samimi, her dediği ürünü alıyorum' kıvamına geliveriyoruz.
neden alıyoruz kardeşim? ihtiyacın var mı? essie button zırt markanın zırt ürününü kullanmış, çok da güzelmiş, 'must have' olarak göstermiş. ee bize ne yani?
ben yapmıyor muyum? yapıyorum. kontürü youtube'da keşfederek koşa koşa gidip kontür malzemelerini edindim. peki hiç yaptım mı?
birkaç kere. sonra sıkıldım.
eminim tek değilim.
gelelim essena'ya.
essena mesajını bir videoyla verip, kendi huzuruna kavuşmak istedi. çünkü şimdiye kadar herşeyini sosyal medya üzerinden yaşamış biri olarak bundan sonrasında kendini keşfetmek istedi.
'ben olsam'; veganizmi yaymak için uğraşır, doğayı korumak için yapabileceklerimizin videosunu çeker, daha güzel bir dünya için kendi inandıklarımı savunurdum kanalımda.
zaten takipçi sayısı çok fazlaydı ve boş koltuğu bile çekse izlenirdi. en azından birkaç ay kendi düşüncelerini söylemeye çalışsa, neden vegan olmamız gerektiğini, sosyal medyanın nasıl bizi sömürdüğünü, bunlara ihtiyacımız olmadığını vs.
ben son videolarından o kadar etkilendim ki, iki gündür makyaj yapmıyorum bile. çünkü ben buyum gerçekten. benim bu.