yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (21)
    • medya (0)

    1. evlenmeden önce mümkünse bir süre beraber yaşayın, yada bol bol tatile gidin. zorlukları beraber aşmaya çalışın.

    13 temmuz 2016 15:33

    2. Ayakkabının altına benim adımı yazmayı unutmayın.

    Vallahi kırılırım.

    13 temmuz 2016 15:36

    3. benim tavsiyem de evlenmeden önce müstakbel eşinizi cinsel anlamda tanımanız. bu dini görüşlerinize, ahlaki görüşlerinize uymayabilir, cinsellik çok önemli değil diye düşünebilirsiniz ama evlilik toz pembe - mint yeşili döşeli bir salonda masa sunumu hazırlamaktan veya instagram'a tatil fotosu, brunch fotosu koymaktan ibaret değil. ben henüz evlenmedim ama çok evli derdi dinledim, tüm sorunların kaynağı: cinsel uyumsuzluk (eşin erken boşalması, tekdüze sevişmesi, genital bölge temizliğine dikkat etmemesi, penisinin boyutlarının yetersizliği, ten çekmemesi, çok az ya da çok fazla cinsel ilişki istemesi, eskortla sevişir gibi sevişmesi vb.) ve parasızlık. cinsel uyum ve yeterli maddi imkanın bir evlilikte ne kadar önemli olduğunu hayatımın son 5 yılında patır patır evlenen arkadaşlarımdan yeterince anladım.

    13 temmuz 2016 16:05


    4. mesela bir araba alacaksınız test sürüşü yapmadan neye güvenip alacaksınız?

    bunun içine seks,hastalık evet hastalık çok önemli bir faktör birde içki masası. Zorlukları görüp size destek oluyorsa 'tavsiye' namına bunu dinlemeniz yeterli olacaktır. Gerisi siz nasıl hissederseniz.

    İlk defa bir evlilik düşünme sürecine girmiştim üniversite ikinci sınıfın sonu gibi. Bizde patlak veren kısım aile idi. Onlar daha 'muhafazakar' sözde. Ömrüm boyu yaşadığım stili değiştirmem arkadaş! ayağım yere bastığı günden beri böyle gördüm bir evlilik bunu bana yaptıramaz. Çok fazla rahat ve serbestmişim ben (gizlinot: swh)

    Maaelesef ben evlenmeyi düşündüğüm adama güvenirdim ama aile ile evlenme kısmı çok doğru. Aile testinden geçemedik. Aile önemli.

    13 temmuz 2016 17:17

    5. günümüzde kaba bir tahminle evliliklerin yarısı görüş ayrılığı ya da cinsel kaynaklı sorunlara bağlı sebeplerden bitiyorsa , diğer yarısında da genelde ekonomik nedenler etken oluyor maalesef. bu birçoğumuzun bildiği, yaşadığı ya da bizzat çok yakından şahit olduğu türden olaylar. evlenmeden önce hatta ilişki , evlilik yolunda ciddiyet kazandığı andan itibaren ileride maddi bir takım sorunlara yol açabilecek şeyler en başta konuşulmalı. yani tıpkı cinsellik gibi tabu haline gelmemeli maddi konular da.sonuçta eskiden olduğu gibi yaşanmıyor artık evlilikler. iki taraf da ekonomik özgürlüğe sahip kişiler olduğunda ya da biri diğerinden daha çok kazandığında bu sorun yaratabiliyor ki genellikle erkekler tarafından. konuşulsun ki ortada çözülmesi gereken bir konu ya da netleşmesi gereken durumlar varsa 2 taraf bu aşamada aralarında ortak bir yol bularak çözümleyebilsin. yapılması planlanan bir iş değişikliği, varsa ortada yeni bir iş imkanı ya da kariyer planlamasında ileride sorun yaratabilecek pürüzlü bir durum , dahası aylık kazanç gibi genelde konuşulması tuhaf karşılanan aman canım bizim aramızda lafı olmaz bunların dediğimiz türden şeylerin bana göre tam da bu aşamada konuşulması en doğrusu. sonrasında iş resmiyete bindiğinde daha da fenası bunun da etkisiyle olaya aileler dahil olduğunda konu çok çirkin yerlere kadar gidiyor ve taraflar hiç istemediği halde yanlış anlaşılabiliyor.

    14 temmuz 2016 01:06

    6. elalem için yaşamayın. bireysiniz siz. başkalarını mutlu etmek için evlenmeyin, aman bu çocukla bunca senedir çıkıyoruz diye evlenmeyin, değişir düzelir diye asla evlenmeyin.

    bi bakın ben 40 sene sonra bu adamla uyanabilir miyim? çocuğumu bu adama emanet edebilir miyim?

    para pul çevre baskısı hepsi boş. sizin huzurunuz kaçtığında o konu komşu huzur vermeyecek size, üstüne dedikodunuzu yapacak.

    elalem ne der diye yaşamayın.

    14 temmuz 2016 10:39 14 temmuz 2016 10:43

    7. En yakın arkadaşınızla "nasılsa 1000 yıldır tanıyorum, mis gibi geçiniriz noolcakki yeaa" deyip evlenmeyin mesela. İşin sonunda mutlu bir evlilik elde edemediğiniz gibi en yakın arkadaşınızı da kaybettiğinizle kalıyorsunuz, tecrübe ile sabit.

    14 temmuz 2016 12:29


    8. Günümüz şartlarında evlilikte bile eşlere güven olmuyor. Kocam beni başkalarıyla olmaya zorladı veya videomuzu çekip internete yüklemiş gibi haberler okuyoruz. Bu yüzden daha evlenmeden bu riski almayın. Yanlış anlaşılmasın evlilikten önce cinsel ilişkiye karşı değilim, herkesin hür iradesi ama ülkemiz erkeklerinin kafa yapılarını her gün haberlerde görüyoruz.

    nişanlınızla eşya bakmaya başlamadan önce nasıl alacağınızı konuşun. ailesi de dahil olacak mı bu sürece? yoksa size mi bırakacaklar? mesela benimkiler bize bıraktı. istediğimizi beğendik aldık. onlar ödemede bize yardımcı oluyor. tabi burada eşinizin tavrı da önemli.

    onun fikirlerine de önem verin. bir erkek olsaydınız o pembe evlerde oturabilir miydiniz? diye sorun kendinize.

    aşka inanmayanlardanım ben. sevgiye, saygıya, ten uyumuna ve elektriğe inanıyorum. aşk bir süre sonra geçer ama saygı oldukça arada her şey düzelir bence.

    hoşgörülü olun. bazı şeyler sizin istediğiniz gibi olmasın boş verin.

    kayın validenizle mesafenizi iyi ayarlayın. aşırı samimiyet ve resmiyet kötü sonuçlar doğurur. nişanlım bana; anneme bir şey söyleyeceğin zaman bana söyletme, onu ara söyle demişti. başta niye böyle söyledi diye düşünürken şimdi haklı olduğunu görüyorum. hem muhabbetimiz artıyor. hemde araya başkasını sokmamış oluyoruz. 3. laflar girmiyor devreye.

    bu dönemin tadını çıkarmaya bakın.

    ömrünüzü bu adamla geçirmek istediğinizden emin olun.

    benim nacizhane tavsiyelerim bunlar. fakat kendi annem konusunda tavsiye isterim süslüler. her şeyi organize edebiliyorum fakat kendisini bu süreçte zor durduruyorum. (bkz: yüzde elliyi evde zor tutuyoruz ) (gizlinot: swh )

    14 temmuz 2016 13:09

    9. Evlenmeyin, "dost hayatı" yaşayın.

    İmza atarak devleti sevindirmeyin, tüm o düğün streslerini yaşamayarak siz sevinin.

    14 temmuz 2016 13:28

    10. Bir aylık evli (yazar: lovestoned) deneyimlerini paylaşacak; uzun bir girdi olacak, gardınızı alın.

    Adım adım ilerleyelim:

    -evleneceğiniz insandan emin olun. Mantık evliliği deyip, aşık olmadığınız bir adamla, kendinizi tatminsiz, mutsuz, histerik bir kadına dönüştürecek bir evlilik yapmayın. Tabii ki mantığınıza uyması da önemli ama hep derim; mantık evliliği kendi içinde çelişen bir ifade, evlilik mantıklı bir şey değil çünkü... Sorumluluğunuzu artıran, birine katlanmanızı gerektiren, hatta birçoğuna katlanmanızı gerektiren bir süreç. Bu deliliğe katlanmak için bir sebebiniz olsun. Mantığınıza da uysun tabi; ancak, tek sebep mantık olmasın.

    -Kendi değerinizi hediyelerle, tektaşla, beştaşla, tamturla belirlemeyin. Daha önce bu konu hakkında yazmıştım: (no:89649) (no:89727) .Bırakın evlenme teklifiniz sade, içten, doğal olsun. Karşınızdaki insanı yormayın; mutluluklarınız instagramda paylaşılan, arkadaşlarınıza ballandıra ballandıra anlatılan yapay anılardan kaynaklı olmayıversin, içten ve derin olsunlar.

    -Sevgilinizle her zaman açık ve net konuşun. Evliliğe giden yolda neleri yapmak, neleri yapmamak istiyorsunuz? Bohça yapılacak mı, nişan aileler arasında evde mi olacak, yoksa mekan mı ayarlanacak, isteğiniz, beklentiniz ne? Ben bohça-takı, hiçbir şey istememiştim. Nişan da anne-babamın evinde, ailelerimiz arasında, yaklaşık 50 kişilik bir nişan olmuştu. İçlerinden ne gelirse onu yaptılar, içlerinden ne gelirse onu taktılar. Anne-babam da öyle yaptı, aramızda kimseyi yoracak, strese sokacak mevzular konuşulmadı. Kahvesine tuz atmadım, en güzel kahveyi ona yaptım. Çok keyifli ve bol muhabbetli bir nişandı.

    -Nişan-düğün arası belki de en stresli, en kanlı dönem. Öncelikle sevgilinizle bütçenizi konuşun. Çünkü ev kiralamak yerine ev almaya niyetlendiyseniz, hele ki çalışıyorsanız ve boş vaktiniz azsa ev bakmanız, baksanız da bulmanız zor olacak. Yoracak, vakit alacak. Biz nişandan kısa bir süre sonra, düğün tarihimiz aşağı yukarı belli olup ev almak istediğimize karar verdiğimizde ev bakmaya başladık. Kesinlikle yorucu bir süreçti. Ev alacaksanız bütçenizi gözden geçirip sıfır bir daire mi, eski mi daire mi alacağınıza da karar vermeniz gerekiyor. Eski bir daire alacaksanız içine mutlaka ustanın gireceğini, ustaların asla işlerini söz verdikleri zamanda bitirmediğini hatırlamanız, en az bir ay usta süresini ekleyerek zaman planlaması yapmanız gerekiyor. Biz zamanımız dar olduğu için, en beğendiğimiz daire de sıfır bir daire olduğu için öyle aldık. Ancak kız kardeşim ustalarla baya bir kavga etmişti. Kiraya çıkacaksanız erkenden tutmanıza gerek yok, çünkü oturmadığınız eve en az bir-iki ay kira ödeyeceksiniz zaten; daha fazla niye ödeyesiniz?

    Evinizin faturalarını üstünüze alın. Yeni evse iskanı çıkana kadar yalnızca doğalgazı ayırabiliyorsunuz, elektrik ve su için iskan beklemeniz gerek. Doğalgazınız açılmadan o siyah doğalgaz borularını boyayamazsınız, unutmayın.

    -Sıra geldi, eşya-mobilya bakmaya… İlk kural çok basit: bir metre alın. Evi satın aldıysanız evin tüm odalarını kolonlarına-kirişlerine kadar ölçüp odaların birer krokisini çıkarın. Ondan sonra mobilya bakmaya gidin. Biz o kadar ölçtük biçtik ki aldığımız her eşya eve tam oturdu. Halılar-perdeler için zaten ölçü almaya geliyorlar ama fiyat sormadan alışveriş yapmayacağınız, fiyat sorarken de yine ölçüye ihtiyaç duyacağınız için onların bile ölçüsünü alın. Mobilyaya tonlarca para dökmeyin. Hele kiracıysanız asla dökmeyin. Taşınacağınız bir sonraki eve aldığınız mobilyalar hiç olmayabiliyor, çöpe atmak zorunda kalabiliyorsunuz. Ayrıca taşınırken çok fazla parça hasar alıyor. Tüm odaları, tüm köşeleri doldurmayın. Bırakın çocuk odası boş kalsın, bırakın ufak tefek düzenlemeler evlendikten sonraya kalsın. O ev zaten doluyor, küçük ev aletlerinin, züccaciyenin bir kısmı hediye geliyor. Satın aldığınız her şeyi minimal tutun. Ben küçük ev eşyalarımı yavaş yavaş, indirim yakaladıkça, uygun fiyatlı züccaciye satan yer buldukça alıp annemin evinin bir köşesine yığmıştım. Evimizin anahtarını alınca bir kerede taşıdık. Mobilyada İder Mobilya’da, yatakta Yataş’ta, beyaz eşyalarda Profilo’da, evle ilgili bazı küçük parça mobilyalarda Vivense’de karar kıldık. Şimdilik hepsinden çok memnunum. Sıralamada önce mobilya, mobilyaya uygun perde, mobilyadan kalan boşluklara halı şeklinde ilerlerseniz daha rahat edersiniz.

    -Beni en çok yoran kısım evin yerleşmesiydi. Aldığınız her şeyi o eve ya siz taşıyorsunuz, ya kargo geliyor, ye teslimat alıyorsunuz. Birçok üründe teslimat da yetmiyor, teslimattan sonra servisi arayıp randevu alıyorsunuz. Eve özel ölçü dolap yaptıracaksanız usta hem ölçüye, hem teslimata ayrı ayrı geliyor. Perde için ölçü, halı için ölçü, bitmiyor! Bir şekilde mesai saatleri içinde uygun olmanız gerekiyor. Size destek verecek kimseniz yoksa tüm bu teslimatları, eve geliş-gidişleri aynı döneme yığmaya, mümkünse tatile denk getirmeye çalışın. Ben öğretmenim, yarıyıl tatilimi neredeyse yeni evde geçirmiştim. Mutfağı yerleştirmek odalar arasında en çok vakit alanı olacak, beyaz eşyalarınız geldikten sonra tüm ıvır zıvırı makinede en kısa programda yıkayıp yerleştirmek pratik oluyor. Yine de neredeyse tüm günü alıyor, hazırlıklı olun. Halılarınızı tüm ev yerleştikten ve son temizlik yapıldıktan sonra serin. Sürekli eve eşya girdiği için ev kirleniyor, süpür-sil hiç bitmiyor.

    - Size en çok destek olan birkaç kişi dışında insanlara kulaklarınızı tıkayın. “Aaaa, kına olmadan olur mu?”, “Aaaa, başkasının gelinliğini mi giyeceksin?”, “Sen de evi yerleştirmek için acele ediyorsun”, “Evin şurasına şunu alsaydın, burasına bunu alsaydın…”, “Gelin makyajını kendin yapma, stres olursun.” gibi sözlerle size hiçbir faydası dokunmadan enerjinizi emen insanlara kulak asmayın. Doğru bildiğiniz yolda devam edin. Kına istemedim, yapmadım. İsteyen herkes düğünde istediği kadar oynayabilir; ıvır-zıvır, kuruyemiş yerine yemeklerle doyabilirdi. Arkadaşımın gelinliğini giydim, bana kaç yıl önce evlenirken teklif etmişti. Bence yakıştı, gelinliğe saçma bir bütçe ayırmak istemedim, giydim. Evi yerleştirmek için acele etmeseydim, yarıyıl tatilimi iyi değerlendirmeseydim çok yoğun çalışan bir insan olarak asla hazırlıkları yetiştiremezdim. Gelin makyajımı da kendim yaptım, oh, mis gibi oldu.

    -Geldik en zor bölüme. Hem madden, hem manen, strese girecek, fiziksel olarak yorulacaksınız. Psikolojiniz yıpranacak. Normalde olmadığınız kadar alıngan olabilirsiniz. Sevdiğinizin annesine, babasına, kardeşine, hatta kendisine sinirlenebilir, boş yere gerim gerim gerilebilirsiniz. Sakin kalın; anneniz ve sevgiliniz hariç kimseden yardım beklemeyin. Sevgilinizin ailesinden birine gerilirseniz asla ve asla sevgilinize sitem etmeyin. Gerekirse o kişiye, sevgilinizin görmediği-duymadığı bir yerde kendiniz sitem edin ama asla böyle nedenler yüzünden birbirinizi yormayın. Yapacağınız en büyük hata olur. İnanın evlenince tüm yorgunluk bir anda bitiyor, sular duruluyor. Bu süreç böyle bir süreç ve geçecek, bilin.

    -Düğün günü zaman planlamanızı iyi yapın; münkünse manikürünüzü, bakımınızı bir gün önceden yaptırıp zaman kazanın. Kuaförünüzden randevu alın, ben yaptırmadım ama gerekirse önceden saç-makyaj provası yaptırın. Düğün için gerekli olacak her şey için bir gece önce çanta hazırlayın. Kesenizden boynunuza asılan takı kurdelesine, iğneliğe, makyaj çantanıza kadar her şey hazır olsun. Çantaya mutlaka nemlendirici, lip balm, peçete, ıslak mendil, parfüm ve naneli şeker türevleri şeyler koyun. Gelin odasında içki içebilirsiniz, davetlilerin yanına gitmeden parfüm, naneli şeker, vb. sizi içki kokmaktan kurtarır. Düğün İstanbul'daysa asla fotoğraf çekimi için uzak bir mekan seçmeyin, insanlar trafik yüzünden kendi düğünlerine gecikiyorlar. Düğün mekanına geçmeden mutlaka karnınızı doyurun, gece bitmeden bir daha yemek yiyemeyeceksiniz. Takı töreni sırasında altınlar yere düşebiliyor, gelin odasına kadar boynunuzda altınlarla yürümek yerine hemen keseye koyup yerleri kontrol edin. Düğün boyunca en güvendiğiniz ve en az oynayacak bir aile büyüğüne takılarınızı teslim edin. Sonrasında ise rahat olun, eğlenebildiğiniz kadar eğlenin, oynayabildiğiniz kadar oynayın. Ne kadar rahat olursanız her şey o kadar yolunda gidiyor. Ne kadar stresli olursanız o kadar aksilik çağırıyorsunuz; unutmayın.

    Son tavsiye: bunca koşuşturma, yorgunluk ve stres içinde hep mutluluğa, güzel duygulara, birbirinize kanalize olun. Bir olun, birbirinize destek olun. İnanın tüm yorgunluk bitiyor, evlenince her şey çok daha güzel oluyor. Aşk biter diyorlar ya, yalan. İnsan her gün tekrar aşık oluyor.

    Buraya kadar okuyabilenlerin sabırlarına sağlık diyor, evlenecek tüm süslü kardeşlerime mutluluklar diliyorum.

    29 nisan 2017 18:42