1.
4 yaşımdayken vermişim ben :)))))))
(bkz: yengeç burcu kadını )
2.
(link: http://www.milliyet.com.tr/kendi-kendisiyle-evlendi-/dunya/detay/1951772/default.htm misal)
3.
bir kere verdim ben o kararı ve yola çıktım her şey başında çok güzeldi aklımda hiç yokken birden iki kişilik bir yola çıkmıştım ankastre mi ceviz rengi mi merinos mu dokuma mı tül mü store mu krediyi altınlarla kapatır mıyız yuh o sandalyeleri giydirmek için o kadar mı istiyorsunuz derken bulmuştum kendimi lakin ki yol arkadaşımı iyi seçememişim kenarından döndüm o zaman için kendi kararım olmasına rağmen çok üzülmüş hatta bir kaç sene atlatamamıştım (gizlinot: yeni atlattı)
şimdi düşünüyorum da; evlendikten sonra yol arkadaşımı yanlış seçtiğimi fark etseydim aynı acı gerçekle evliyken yüzleşmek zorunda kalsaydım daha da travmatik olurmuş ya hu, o yüzden o pazar sabahı er kişi simit almaya gitiğinde iyi ki beklemekten sıkılınca onun bilgisayarında nete girmişim ve otomatikman o facebook sayfası beraberinde sohbet kutusu ile gözüme gözüme sokulurcasına açılmış ben o mesajları okumuşum. tabii ben bunları söyleyebilmek için bir kaç senenin geçmesini bekledim yoksa daha dün alnımdaki boynuzlarla yaşardım ben keşke yalnız olmasaydım da diyordum.. her neyse;
o yüzden ne kadar bu evlilik kararına hazır olunursa olunsun ya da aman bea ben evlenmem çok saçma denilirse denilsin bunun bir matematiği yok artık şans mı deniyor kader mi alın yazısı mı bilmiyorum ama bildiğim tek şey var bazen elimizde olmayan durumlar önüne geçemediğimiz olaylar oluyor ya mutlu oluyoruz ya da mutsuz..
şimdi mi ne yapıyorum ? geldiği gibi yaşıyorum, eğer yine o ciddi evlilik düşüncesi geçerse kafamdan ilk önce nereye bakacağımı biliyorum; gerçi bu aralar bir heyecanlıyım uzun zaman olmuştu bunu hissetmeyeli şimdilik sadece keyfini çıkarıyorum (gizlinot: kıps)
4.
ben geçenlerde verdim bu kararı, ama maalesef karşıdaki vermedi. okul da bitiyor, uzun rayında bir ilişkim var, (eski) sevgilim de işini gücünü eline almış, hatta birikimiyle hoş bir kafe açmış aileden de fazla fazla desteği olan bir beyefendiydi. ben de yakında çalışmaya başlayacaktım zaten, neden olmasındı ki? düğün dernek, koltuk takımı vs istediğim de yoktu öyle.
3.5 yıl boyunca aile baskısına rağmen sevgilimle gizli saklı, aşşırı kısıtlı zamanlarda kıyıda köşede acele acele buluşarak ilişkiyi resmen göğüsledim. 22 yaşına gelmişiz, bu bana biraz koymadı mı, koydu tabi. ailem kazara öğrenince açıkladım yok bacaklarını kırarız bilmem ne vs. maalesef evlenene kadar veyahut ailemi karşıma almadan sevdiğim adamı koluma takamayacağımı anladım.
ama malum şahıs her anlamda özgür, keyfi gıcırdı, annesiyle yaşadığı için çamaşır bulaşık vs derdi de yoktu, belki de bu yüzden bana "ihtiyaç duymadı", hayatındaki eksik parça ben değildim belli ki.
keyfine bakmayı tercih etti. benimle aile olmak, aynı yastığı, aynı nefesi, aynı sofrayı, aynı çatıyı paylaşmak ve bunun sorumluluğunu almak işine gelmedi. ben onun gözünde bir hedef değildim. çantada kekliktim. niye uğraşsındı ki benimle bir şeyler inşa etmeye?
kendisine ufak ufak paslar attım, sinyaller verdim. evlilik kelimesinden kaçındım nedense, bu bana kaçınmam gereken bir sözcük gibi öğretildi. oysa hayatımı sevdiğim insanla her anlamda bağlayarak aile olma isteği niye ayıplanır ki?
ve bir hikaye daha burada sonlandı.
30 mart 2020 22:12
31 mart 2020 00:17
5.
Karantinayı yalnız geçirenlerin can sıkınıtısından "şu karantina bi bitsin direkt evlencem" gazıyla aldığı karardır. ortada henüz adayın bile olmamasına mutakiben karantina bitip insan yüzü görmeye başlayınca vazgeçecekleri karardır aynı zamanda.