yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (154)
    • medya (10)

    1. 26 yaşındayım hala yanaşmaya çok korktuğum olgu. kimselere itiraf edemiyorum ama ben evlenmeye çok korkuyorum. kendimi hiç hazır hissetmiyorum ve mantıksız geliyor evlenmek bana. çünkü aile kavramına inanmıyorum. herkesin eninde sonunda bencil olduğunu ilk kendini düşüneceğini savunuyorum.

    1 ağustos 2014 14:35

    2. sadece iki kişi arasında kalsa çok güzel olacak ama diğer ülkelerde nasıldır bilmem ama burada mübarek sülalesiyle evlenirsin. hoşuma giden yanları var ülkemizdeki evlilik kurumunun. mesela çok yardımseveriz. düğünde takılar, eve gelen hediyeler. kadının ihtiyacı olan mutfak gereçleri, ev malzemeleri. ama şu özel hayata müdahaleler olmasa. (ben mesela ingilizce hocama aile tablosunda elti kaynana gibi şeyleri göremediğimi sormuştum. onların cevabı yanıtsız kaldı. )

    kız tarfına aile der ki kızım ne olursa olsun arkandayız ama erkek tarafı sana karı mı yok. var ya sinirden ölüyorum. biraz erkeğe bişi olmaz cümlelerini bi kenara bıraksak. o zaman evlilik gerçek anlamını bulur

    .

    evlilkte kadın değişir erkek yine aynı kalır. çünki kadın yeni bir ailenin içine girer. adaptasyon yeni yemek kültürü bu aşamalardan geçer ama erkek aynı. bu sebeble kadın olgunluğuna olgunluk katar. istisnalar vardır kabul. bir de bu ananın evinde de vardı meselesi. şu erkeklere eğitim şart.

    ama en kötüsü uzak mesafe evlilikleri. hani aynı yerde görev yapamama. onlara üzülmüyor değilim. sonuçta evlilik demirden leblebi. yut yutabilirsen.

    tavsiyem baştan kuralları belirleyin ve bu konuda ısrarcı olun. hayır demeyi de öğrenin. çünki insanlar iyi niyeti fena kullanıyor. işiniz olsun. ama ekonomik özgürlüğünzü silah olarak kullanmayın o sizin güvenceniz.

    1 ağustos 2014 15:18

    3. İyi anlaştığınız, aynı şeylerden keyif aldığınız ve kesinlikle sevdiğiniz biriyle yapılırsa mükemmel bi durum. Artık bir yıllık evli biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir çok kişinin söylediği gibi evlenmeden önce sevgilinizde gözünüze batan herşey daha da belirgin hale gelicek evlenince. Ama karşınızdakinin kusurlarını da onun bir parçası gibi görüp severseniz ilişkinizden daha çok keyif alırsınız.

    Karşınızdakini acımasızca eleştirmemek gerek fakat daha önemlisi böyle eleştirmenin içinizden gelmemesi lazım. Karşınızdaki sizin eşiniz, dünyadaki herkesten size daha yakın artık, bunun kıymetini bilmek ve tadını çıkarmak sizi eve koşa koşa gitmenizi sağlayacak sıcak bir yuvaya kavuşturur.

    1 ağustos 2014 15:37


    4. onun o mis kokusuyla uyumak, onun o güzel gülüşünü o güzel suratını görerek güne başlamak, korktuğun sinirlendiğin üzüldüğün hastalandığın zamanlarda sana güç veren gölgesine sığınmak, her zaman kendini en güvende hissetmek, sevildiğini ve hep sevileceğini bilmek, onun kılına gelecek en ufak bir zararı düşünüp kahrolmak..

    kocamla evlenmek hayatta başıma gelen en ama en güzel şey.

    sevgili süslüler evlilik gerçekten kelimelerle tarif edilemeyecek kadar güzel bir lütuf. prensinizi bulduğunuza inandığınız andan sonra asla peşini bırakmayın.

    1 ağustos 2014 16:05

    5. bir kurumdur. bir akittir. bu yüzden kaydı, şekli şartları, tarafları, tasdik makamı, kuralları vardır. tüm bunları yazılı ve yazısız hukuk kuralları belirler. evlilik toplumların devamı için gerekli sözleşmesel bir kurumdur çünkü kimin kimden olduğunun takibini sağlar ve maddi-manevi mirasın nasıl paylaşılacağını belirler.

    aşk, iki insanın acı tatlı her günü paylaşması, beraberlik gibi şeylerle tanımlamak isteyebilirsiniz ama bunlar evlilik değildir, evlilikle ilişkilendirmemiz istenen kavramlardır, üzgünüm. zira tüm bunlar için evliliğin şart olduğu veya en saf ve üstün halinin evlilikte yaşandığı iddia edilse de tersine kanıt fazladır. en güzel kanıt evlilik kavramının mülkiyet kavramının ortaya çıktığı (miras böylece gündeme geliyor) dönemden beri var olması ancak bugün ona yakıştırılan değerlerin 100 yıl önce piyasada dahi olmamasıdır.

    bu noktada sorum şu: önümüzdeki ay çocuk yapmayı düşünmüyorsak neden evleniyoruz? neden bütün aşk, paylaşım, cinsellik ve romantizm içeren ilişkilerin sonunun evlilik olması gerektiğini düşünüyoruz? evlilik gerçekten sevgi ve hayatı paylaşma meselesiyse neden eşcinsel evliliklere izin vermiyoruz? üreyemeyecekleri için mi? neden çocuklara ana babasının medeni halinden bağımsız haklar tanımıyoruz? sahi neden evleniyoruz ve evlenir evlenmez dünyanın geri kalanı da evlensin istiyoruz?

    bir arkadaşım şöyle demişti: insan bir süre sonra kafelerde oturup sürekli sinemaya gitmekten sıkılıyor, yoruluyor. bu toplumda başka türlü de görüşemeyecekleri için en sonunda gençler evleniyor. haksız değil bence. istedikleri gibi görüşebilen, sevişebilen, tatile çıkabilen iki insanın evlenmesi için devletin/toplumun dayattığı nedenler dışında çok az nedeni var, hatta yok.

    2 ağustos 2014 00:02

    6. Eğer aşık olduğunuz kişiyle anlaşabiliyorsanız aynı yöne bakabiliyorsanız, hiç de korkmamanız gereken eylemdir. Ben 24 yaşımda evlenmiştim, tabi çevremdeki birçok insan güzellikle çok erken olduğunu, çok yıpranacağımı falan söylediler. Erken mıydı, bence değildi. Yıpratıcı mıydı, maalesef evet... Çünkü evlilik 2 kişinin yuva kurmasından ziyade iki ailenin birleşmesi hadisesi. Tabi onlar anlaşamadıkları için arada kalan biz olduk. İşte o zaman aileler daha çok gerilmesin diye yıprandık, üzüldük...Yaşanılanları unutabildim mi, asla... Çok uzatmayacağım sözlük. Bu anlattıklarıma rağmen şu an ben hala mutlu muyum mutluyum, yine evlenir miyim, evet evlenirim. O zaman demek ki evlilik güzel bir şey. (gizlinot: evlenmek isteyen herkese hayırlı kısmetler)

    2 ağustos 2014 08:30

    7. Benim icin kesinlikle korkulacak kavramdir bunun nedeni etrafimda hic evli ve mutlu bir cift gormeyisim. Evlenenden cok bosanan var, aldatmalar yalanlar dolanlar.Evlenmek benim icin karsi tarafa ''imzayi attik artik beni cepte gorebilir, hayatimi zindan edebilirsin'' demek cunku cogu insan yanindakinin kiymetini bilmek yerine cantada keklik goruyor ki erkek egosu buna gercekten cok musait diye dusunuyorum.

    9 ağustos 2014 14:05


    8. Aşk , sevgi bir yana ; birbiriyle konuşabilen ve konuşarak bir şeyleri sonuca ulaştırabilen insanlar evlilikte daha mutlu olur ve sıkıntı gibi bir kelimeden söz etmezler bile. Evlilik o çok klişe söylemle iki kişinin bir olması falan değildir. İki kişinin kişiliklerinden taviz vermeden bir noktada buluşabilmesidir. Değişmek değil gelişmektir. Yapabilene ne mutludur , örnek alınasıdır. (gizlinot: evlilik güzeldir )

    9 ağustos 2014 15:05 9 ağustos 2014 15:07

    9. duyduğum bir hikayeyi buraya bırakıp gideceğim.

    adam evlenmek istemez, zira evliliğe ihtiyacı yoktur, gül gibi yaşıyordur. ancak kader ağlarını örer, annesi de mürüvvet görmek ister. bir kadınla tanıştırılır. kadın hayatı boyunca gelinlik giymeyi hayal etmiş, kendi halinde bir kızcağızdır. adama ısınır hemen. adam da ısınır kadına. düğün dernek sonrası apar topar çocuk yapılır ve o ilk baştaki cicim ayları sona erer. artık kadın sadece kocasından bir şey isteyeceğinde (yeni bir ev eşyası, vitrinde gördüğü o güzel elbise, pahalı bir takı) kocasının koynuna girmeye başlar. onun haricinde hayatı çocuk olur, "oğluşum" diye büyütür bebeğini, kocayı ise resmen unutur. eve yardım için annesini de çağırır üstüne. evde kayınvalide ile birlikte yaşamak durumunda kalır koca kişisi, bundan da rahatsız olur.

    uzun bir süre buna katlandıktan sonra, karısına artık sevgi duymadığını ve boşanmak istediğini söyler adam. kadın da omuz silker hatta "git mahkemeye başvur, donuna kadar almazsam görürsün" diye meydan okur. adam en azından kendisine gülümsemesini, kendisi için giyinmesini, eskisi gibi cilveli davranmasını ister ama kadın bunu da kabul etmez. çocukla uğraştığını, adamın öküz olduğunu ima eder. adam aldatacağını ima eder, kadın evliliğin zarar görmemesi adına kabul eder. "dışarıya, elaleme mutlu bir evlilik tablosu çizelim de ne yaparsan yap." adamın karısına dair yorumu şudur artık: "kurtulamadığım bir ev hayvanı adeta, atamıyorum başımdan. benden uzak olmasını sağlamak için eline para tutuşturuyorum ne kadar istiyorsa ve o alışverişe gidince rahat ediyorum."

    işte böyle sözlük. bu tür bir hikayenin gerçek olmadığını düşünüyorsan, daha fazlasını kadınlar kulübünde okuyabilirsin. buna benzer binlerce evlilik hikayesini kadınlar kulübü'nde de dehşete düşerek okudum. "Kayınvalidem bana büyü yaptı" diyeninden, "kocamın facebook hesabına girdim, eski sevgilisinin fotoğraflarına bakıyormuş" diyenlere, "kocam porno izliyor boşanacağım" feryat figanlarından, "evliliği kurtarmak için çocuk yaptık, yine de beni aldattı" diye ağlayanlara dek, yüzlerce binlerce farklı evlilik hikayesi yaşanıyor bu topraklarda.

    üzücü.

    nusret kaya diye bir adam var, iddialarına çok fazla katılmam ama şu şekilde bir iddiası vardır:

    "ülkemizde kadın erkek ilişkisi aslında anne çocuk ilişkisi gibi yaşanır. Kadın, birlikte olduğu erkeğe de çocuk gibi bakar ve öyle davranır. bu sebeple Kadınlar rahim, erkekler ise çocuk alt beyinli olarak kalıyor. Gerçi bir istatistik çıkarmak güç ama ben toplumumuzun %90 gibi bir oranla bu durumda olduğunu düşünüyorum."

    ayrıca diyor ki, anneler oğullarını hayatlarında sevgi gördükleri tek karşı cins olarak kodluyor ve onu paylaşamadıkları için gelinlerine çektirmek istiyorlar. çoğu erkek ise annesi gibi kadınla evlenmeye çalışıyor istemeden ve anne kuzusu olarak kalıyor ömrü boyunca. küçüklüğünde annesine, büyüdüğünde de hala çocuk gibi karısına sığınıyor. anneyi kutsal görüyor, hamileliğinde de karısını annelik mertebesinden dolayı kutsal görüyor. hatta diyor ki "insan sevdiğini zker mi?" ve seksi kötü kadınlarla yapılan bir aktivite olarak görüyor. şimdi bak bakalım genel çerçeveden, evliliğe getir olayı. ne kadar sapkın bir toplumda yaşadığımızı ve ne kadar ahlaksız bir bakış açısından evliliğe baktığımızı gör.

    toparlamam gerekirse, sevmeden sevişilmeden yaşanmayan şeydir evlilik.

    bak şimdi, konu dışına çıkacağım ama "eykekley şok şekş düşünüyo ya" diyen kadınların hepsine "yavrum, normali o zaten" diye ders vermek istiyorum. bu kadınların yetiştirdiği çocuklar da ileride kadınlara "sevişmiş mi, sevişmemiş mi?" gözüyle bakıp kategorilere ayıran mallara dönüşüyor çünkü. nusret amcanın da dediği gibi, kurtulun şu rahim enerjisine takılmaktan. sevişin gitsin.

    19 ağustos 2014 15:38

    10. Evlilik yoluna girmiş olsanız bile kafanızda soru işaretleri varsa yapılmaması gereken şey. Nikahta keramet falan yok maalesef.

    10 eylül 2014 22:32