1. toplumda kanayan ve yapılan her türlü düzenlemeye rağmen kanamaya devam eden bir yara. aynı evi, hayatı paylaştığınız, her gece aynı yatağa girdiğiniz insan sizi rızanız dışında cinsel ilişkiye zorluyor, sizin sarhoş ya da bilincinizin o an için yerinde olmayışından yararlanarak bu isteğini gideriyorsa yaptığı şey açıkça tecavüzdür. başka yerlere çekmeye hiç gerek yok. kocan o senin ne tecavüzü ayol, seninle ilişkiye girmek için adam rıza mı arayacak bir de diyen insanların bu konuya yaklaşımlarını gördükçe çıldırıyorum. çünkü bu bir suç. mevcut yasayla da suç kapsamına alınmış bir durum var ortada.
yalnız bizde basit ve nitelikli cinsel saldırı denen bir durum var ve kafaları karıştıran da esasında biraz bu. yani şöyle ki; bir kişi size fiziksel olarak herhangi bir girişimde bulunmuyor ama sözle, davranışlarıyla buna zemin hazırlıyorsa işte bu basit cinsel saldırı denilen durum. bu konuda kanunda yer alan herhangi bir düzenleme ne yazık ki yok. cinsel saldırı tanımı var, hatta o da basit ve nitelikli cinsel saldırı diye ikiye ayrılmış durumda, basit cinsel saldırı konusunda herhangi düzenleme olmadığı için bir boşluk söz konusu aynı zamanda.
gelelim nitelikli cinsel saldırıya. işte orada tecavüzden söz edilebiliyor. niye dersek; çünkü tecavüz denen durum aynı zamanda kamu düzenini ilgilendiren bir şey olduğundan, o yüzden bu konuda bir düzenleme mevcut. sizin gidip de kocam bana tecavüz ediyor, yani açıkça rızam dışında beni cinsel ilişkiye zorluyor demeniz gerek illa. ancak şikayet durumu halinde bir şey yapılabiliyor çünkü.
şimdi tecavüz en başta vücut bütünlüğünüze direkt bir saldırı. sizin evli olmanız da, cinsel kimliğinize ve bu nedenle de özgürlüğünüze bir kısıtlama gelmesi demek hele hiç değil. yalnız düzenleme iyi güzel de, kaç kadın gidip de böyle bir durumda kocasını şikayet edebiliyor bir de işin o yanı var. aman kızım kol kırılır yen içinde kalır siz artık aile oldunuz, kocan o senin mahreminizi gidip de bilmediğin insanlara anlatmak olur mu, susuver, idare ediver sen de diye yetişen kadınlar, şikayet etmek gibi bir hakları olsa dahi, sırf bu bakış açısı yüzünden yıllarca susmak ve tecavüze boyun eğmek durumunda kalıyor. hatta çok acıdır ki, bunun bir tecavüz olduğunu bilmiyor bile. eşim beni dövdü diyor mesela. biraz zorlarsanız üstüme geldi diyor ki, bu tecavüz, yani saldırı demek onun dilinde. bu nedenle konunun şikayete tabi bir durum olması konuyla ilgili en büyük yanlış aslında.
ortada bir mağdur var, ancak onu mağdur eden kişi sokaktan geçen herhangi biri değil de, kocası olduğu için şikayet etmek ona tuhaf geliyor. çünkü kişinin burada şikayet etmesi halinde bir şeylerin yapılacak oluşu, bizde evliliğin kutsal bir müessese kabul edilmesi nedeniyle sürecin işleyişini kişilerin zihinlerinde fark edilir oranda değiştiriyor.
unutulmaması gereken en önemli konu evlilik birliği içinde, eşi tarafından nitelikli cinsel saldırıya maruz bırakılmak, yani tecavüz edilmiş olmak, zaten en başta evlilik birliğini sarstığı için yasalar kapsamında bir boşanma nedenidir.
kadın şikayette bulunduğu takdirde 7 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilmesinin yanında, suçun işlenişi esnasında zorla ve güç kullanarak mağduru kasıtlı olarak yaralama gibi bir durumun varlığı halinde bir de bunun için ayrıca ceza alması da söz konusu tecavüz eden kişinin. hatta fiil sonucunda mağdurun akıl ve ruh sağlığının bozulması gibi durumlarda verilecek ceza da ona göre değişiyor tabii.
evli olsun ya da olmasın cinsel saldırıya uğradıktan sonra en geç 48 saat içinde mağdurun savcılığa ya da hastaneye üzerindeki kıyafetleri değiştirmeden, yıkamadan (gizlinot: çünkü ispat etme gibi bir durum söz konusu )gidip rapor alarak şikayette bulunması gerekir. asıl olan sizin beyanınız çünkü. lütfen bu konuda bilinçli olup, evliyken cinsel saldırıya uğramanın sizin açınızdan ayıp ya da utanılacak bir şey olmadığını bilerek şikayet etmekten, hukuki süreci başlatmaktan geri kalmayın. size tecavüz eden kişinin kocanız olması bu gerçeği değiştirmiyor çünkü.
edit: evlilik içi tecavüzü sadece kadınların maruz kaldığı bir şey diye düşünmemek gerek aslında. buna maruz kalan erkekler de var. sayıları kadınlara oranla daha az olsa da yine de var ne yazık ki.