gece yarısı güneşi

1. Stephenie Meyer’ın yazdığı Alacakaranlık Serisinin son çıkan kitabı. 

Kitabı gördüğüm anda lise yıllarıma gittim diyebilirim. İnanılmaz duygular yaşıyorum şu an. Daha okumadan başlığı açmak istedim. Olaylar Edward gözünden anlatılıyormuş. Kitabı bitirince daha detaylı yazacağım. 

Bir sürü insan için eski bir tanıdığı görmek gibi olacak bence. 

2. Lisede sızan kısımlarını indirip okumuştum ve çok basit gelmişti. iyi ki kitap olarak basılmamış demiştim. Yıllar sonra kitap olarak görünce bi garip oldum. Umarım yazar sızan kısımları komple değiştirmiş ya da en azından eklemeler yapmıştır. Çünkü dediğim gibi gerçekten kötüydü.

3. Eskiye duyduğum özlem dolayısıyla alıp okumaya başladığım kitap. Çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Belki artık liseli bir ergen olmadığım için beğenmemiş olabilirim ama kitap akmıyor ve sürekli aynı cümleler kendini tekrar ediyor.

Kitabın 700 sayfa olduğunu görünce bütün seriyi edward'ın gözünden okuyacağız sandım ama sadece ilk kitabın farklı versiyonuymuş. Kitapta bilinemeyecek veya eksikleri tamamlayacak hiçbir şey yok, herkesin zaten bildiği ve tahmin ettiği şeyler var. Yazar keşke böyle bir kitap yazacağına edward'ın nasıl vampir olduğunu ve sonraki süreçleri anlatsaydı ya da bütün seriyi jacob'ın gözünden okusaydık ki bu çok daha ilginç olurdu bence.

Kitabı yine de bitireceğim. Puanım 3/10 o da ergenlikte sevmemin hatırına.

4. Bende ilk aldığımda 4 kitabın toplamını Edward gözüyle okuyacağız sanmıştım. Meğer 720 sayfada sadece ilk kitabı anlatmışlar. Eğer o senelerde çıksaydı okumayabilirdim çok boğardı muhtemelen. Ama şimdi okuyunca çoğu şeyi tamamen unutmuş olduğum için çok beğendim. Kısa sürede bitirdim kitabı ve ben akıcı olduğunu düşünüyorum. Keşke hep edward anlatsaymış dedim. Hatta ergen zamanımda jacob fanı olduğum için üzgünüm. Diğerleride çıkınca alacağım.

5. kitabın yarısından fazlasını okudum, bitirmediğim halde dayanamayıp yazmak istedim. öncelikle alma sebebim tamamen ortaokulumu bu seriyle geçirip tüm anılarımda yer almasıydı. görünce o kadar heyecanlandım ki. okurken de öyleydi hatta anılarım bile canlandı.

kitap edebi değil zaten o bilindik bir şey ama onun dışında ben çok beğendim. hatta bu kitabı okuyunca her şey yerli yerine oturuyor gibi hissediyor insan. alacakaranlıkta her şey o kadar yüzeyel ki. edward bellayı ne ara sevdi bu ne ara oldu filan diye düşünüyordum ama bu kitapta edwardın çok güzel sevdiği anlaşılıyor. hatta onun gözünden bella apayrı bir insan. alacakaranlıkta kendini anlatan bellayla bir alakası yok. bilmiyorum anılardan mı ama benim çok içime sinen bir kitap oldu. keşke tüm olayları onun gözünden görebilsek, özellikle şafak vaktinde bellanın o hamilelik dönemi, dönüşüm süreci çok merak uyandırıyor bende.

edwardın hayatına dair de birçok şey netlik kazanıyor. hatta tüm aileye dair. mesela esme o kadar anaç ve edwarda o kadar düşkün bir anne ki. bu diğer kitaplarda asla bana geçmemişti. ya da rosalienin soğukluğu, emmettin umursamazlığı her şey açığa kavuşup insana geçiyor. zaten ailenin tüm üyelerinin dönüşüm hikayeleri, edwardın carlisle ile yalnız olduğu zamanlar aralarına esmenin dahil olması sonrasında öldürdüğü insanlar vs çoğu şey anlatılıyor ben bu açıdan da çok beğendim. o yüzden sayfa sayısının fazla olması beni rahatsız etmedi aksine heyecanlandırdı bile neler anlatılıyor diye.

yukardaki bi süslünün de dediği gibi çoğu olay alacakaranlıkta diyalog halinde anlatılıp geçilirken bu kitapta her mimiğin her ses tonunun açıklaması tahmini yapılıyor.düşünceler seri şekilde anlatılıyor.

umarım diğer serinin de edwardın gözünden kitapları çıkar.

(ek not olarak filmle kıyaslamasını bile yapamıyorum çünkü çoğu duygu ve olay filmde geçmiyor maalesef ama edward ve emmett yakışıklılığı için izlenir mi izlenir :d)

sonuçta evet kitap size bir şey katmıyor olabilir belki ama sonuçta insanın kafasını dağıtmaya farklı dünyalara dalmaya da ihtiyacı var. bu açıdan bu da bi kazanç diye düşünüyorum

6. Kitap beni biraz hayal kırıklığına uğrattı çünkü bence akıl okuyan bir vampirin anlattığı bir kitapta sadece bellaya olan aşkı olmamalıydı yani hiç başka bir şeyle ilgilenmemiş edward. aslında bildiğimiz bir hikaye olduğu için bazı yerleri sıktı ama çok can alıcı noktalar da vardı mesela ilk tanışmaları falan bunları edwarddan dinlemek güzeldi. sanırım alacakaranlığı okuyup öğrenemeyip bu kitaptan öğrenebileceğiniz tek şey bella arizonaya gittiğinde cullenlerın neler yaptığı onun dışında tüm detayları zaten biliyoruz. edwardın bellayı korumak için üsrekli uzak dur demesi falan da çok uzatılmış biraz bayıyor. şahsen bu kadar fanı olduğum kitap serisinde böyle sıkıcı bir kitap gördüğüm için çok mutlu olmadım. ama kitap bana şunu dedirtti eğer biri beni edwardın bellayı seveceği kadar sevmeyecekse yaşamanın ne anlamı var kjenfuvcrhbnefıljpreofoc

7. çıktığı ilk zaman büyük bir heyecanla almış fakat sıkılınca yarısında bırakmıştım. şimdi boş zamanım varken bitireyim dedim. aklımda kalanlarla bir girdi yazmak istedim.

şimdi hatırladığım kadarıyla yani kitabın ilk yarısında edward'ın mike newton nefretine şahit oluyoruz. bir de edward'ın bellayı resmen kusursuz görmesine. evet yanlış duymadınız süslüler bunca yıl düşündüm edward bu kızda ne buldu diye, kendi gözünden de okudum kitabı ama hala bu konuda bir fikrim yok. edward bella'yı son derece yardımsever, kimseyi kırmayan, hayır diyemeyen, çok iyi bir insan olarak görüyor what?! edward'la birlikte olduktan sonra anasını babasını arkadaşlarını silecek bella'nın bundan haberi var mı? bence yok. kitap sürekli şu döngüde: edward bellayı üzmekten ne kadar korktuğunu veya kendisinin korkunç bir canavar olduğunu söyler, bella bende mi sorun var der, edward bella'nın bu kadar olayları yanlış anlamasına hep şaşırır ve sürekli kendini kötü edward'ı kahraman görmesiyle onun masumiyetine aşık olur, onu hiç hak etmediğini falan düşünür.

onun dışında edward'ın sürekli düşünce okuması bir noktadan sonra çok can sıkıcı oluyor, kitap uzadıkça uzuyor özellikle bella james'le görüşmeye gittiğinde. keşke yazar yeni ay'ı edward'ın ağzından yazsaydı, ayrı oldukları süreçte edward'ın neler hissettiklerini bilirdik. 

son olarak girdimi bella'ya verilmesi gereken tepkiyi veren tek kişi olan lauren'la bitirmek istiyorum süslüler. james'ten bella'yı korumak için cullenların zibilyon tane plan yaptığını öğrenen lauren "nasıl yani bella için mi? o da milyonlarca insandan sadece bir tanesi ne özelliği var ki" diye şaşkınlıkla düşünür. lol.(gizlinot: swh)