1. (gbkz: Gusto) kelime anlamı olarak beğeni, zevk demektir. Hamdi Tanpınar'ın spesifik, rafine zevklere sahip birini tanımlamak için kullanmasıyla farklı söz öbekleri halinde günlük konuşma literatürüne girmiştir. Ayrıca bir kadın giyim markasıdır.
Gustosuz olmak; rafine zevkleri olmayan, hatta alelade ve bayağı olan kişileri anlatırken kullanılan bir söz öbeğidir. Bugün bu başlığa, günlük olarak istanbul'un merkezi yerlerinde bulunan biri olarak gustosuz önemli bir kitlemiz olduğu isyanıyla ve belki de gustosuz birkaç kadını uyandırmak ümidiyle geldim.
Edit: Bu girdi gustosuzluğu moda bağlamında ele almaktadır. (gizlinot: Soru cevaptan sonra böyle bir editin daha doğru duracağını düşündüm.)
Evet, önemli bir kitlenin gustosu yok. Ya hu siz de sıkılmadınız mı göbekli kadınlarda yüksek bel pantolonun vahim görüntüsünü görmekten? Siz de sıkılmadınız mı tesettürlülerde pantolon tunik kombinleri görmekten? Siz de sıkılmadınız mı croplu ezberlenmiş 3-5 kombin arasında yaşamaktan? Ben çok sıkıldım! Aynı adidas nike oldschool ayakkabıyı her gün 50 kişide görmekten çok sıkıldım! Ne bir özgünlük var ne bir yenilik ne bir cesaret...Ofis çalışanı olan kadınlar bir tık daha iyiler bu konuda çünkü etek, elbise giyme özgünlüğünü gösterebiliyorlar. Değişik aksesuarlara yönebiliyorlar, ne bileyim rafine çanta ayakkabı kültürleri var falan.
Bunun bütçeyle ilgisi var mı, yok. Çünkü nike ayakkabılara ulaşım o kadar da kolay değil, bir çifti minimum 1k. İmitasyon mu dediniz? Aynı paraya başka güzel parçalar da var mesela? Kısaca bahanelerinizi bir kenara bırakın. Gustosuzsanız gustosuzsunuzdur. Bunun tek açıklaması sizsiniz. Görüyorum ben trendyolda şurda burda ne güzel parçalar var. Değişik etekler, elbiseler, kumaşlar var. Moda tüyoları veren binlerce YouTube kanalı var, pek çoğu da işinin ehli insanlar. Her şeye erişiminiz var gözünüzü seveyim, neden hala birkaç parça arasında sıkışıyorsunuz... Çıldıracığım ayol!