yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (9)
    • medya (2)

    1. (link: http://http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Hayao_Miyazaki Hayao miyazaki) Japon anime cizeri, senaristi, yonetmeni ve produktorudur. Ucaklara , boceklere ve domuzlara animelerinde bolca yer verir. (gbkz: ghibli ) studyosunun kurucularindandir. En bilinen filmleri sunlardir:

    (gbkz: Mononoke Hime ) - princess mononoke

    (gbkz: Kaze no tani no Nausicaa ) - Nausicaa of the valley of the wind

    (gbkz: Tenkuu no shiro Laputa) - Laputa castle in the sky

    (gbkz: Majo no takkyuubin) - Kiki's delivery service

    (gbkz: kurenai no buta )Porco rosso

    (gbkz: Tonari no totoro ) - my neighbor totoro

    (gbkz: Sen to chihiro no kamikakushi ) - spirited away

    (gbkz: Hauru no ugoku shiro ) - howl's moving castle

    (gbkz: Gake no ue no ponyo ) - ponyo on the cliff

    (gbkz: Kaze ga tatteru ) - the wind rises

    Ve heidi basta olmak uzere daha niceleri...

    18 kasım 2014 18:52 18 kasım 2014 18:53

    2. 1941 doğumlu Japon anime ve manga sanatçısı. 4 erkek kardeşin ikincisi. Anneleri onlar küçükken omurilik veremi sebebiyle 8 sene kadar hastanede yatmış. Hatırlarsanız Komşum totoro filmindeki kız kardeşlerin annesi de hastanedeydi ve miyazaki bir konuşmasında eğer kardeşler erkek olsaydı çizmenin çok daha zor olacağını söyler.

    Lisede izlediği bir animasyondan sonra anime ve mangalarla ilgilenmeye başladı. Daha sonra toei animasyon şirketinde alt mevkilerin birinde çalışmaya başlayan miyazaki, yeteneği sayesinde fark edildi ve yükseldi, aynı zamanda birlikte (gbkz: studio ghibli)'yi kurduğu ortağı isao takahata ile burada tanıştı.

    Eserleriyle japonya'da oldukça sevilen miyazaki'nin dünyaya açılmasının ilk aşaması (link: http://66.media.tumblr.com/83a7820957294ed28a680ecf249866bd/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo1_r2_250.gif Nausicaä of the Valley of the Wind ) (gizlinot: rüzgarlı vadi) olsa da gerçekten tanınması 2002 yılında (link: http://66.media.tumblr.com/d2233d1beabd43def0ace40569dc062f/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo6_250.gif Princess mononoke) ile gerçekleşti. 2001 yılında (link: http://66.media.tumblr.com/f92ff6d29c9da4507db35caf13225241/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo7_250.gif spirited away) (gizlinot: ruhların kaçışı) ile en iyi animasyon oscar ödülünü kazandı. Ama miyazaki reis ödülü almaya gitmedi çünkü amerika'nın ırak'a girmesini onaylamıyordu ve konuşmasında bundan bahsetmemesi konusunda uyarılmıştı.

    Aslında eminim birçoğumuz miyazaki'yi bilmeden tanıdık çünkü kendisi takahata ile birlikte o ünlü çizgi dizi (link: http://images4.static-bluray.com/products/20/27281_2_large.jpg heidi)'nin yaratıcılarından. Ayrıca (link: http://66.media.tumblr.com/f304230b9546e790895ef09874bd2053/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo2_r1_250.gif laputa: castle in the sky) (gizlinot: gökteki kale), (link: http://67.media.tumblr.com/bbc6b5636aa7e8ca4be5f0ecb179ada8/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo3_r1_250.gif my neighbor totoro) (gizlinot: komşum totoro), (link: http://67.media.tumblr.com/27390ca35f1b10b9977e0241251711a4/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo4_r1_250.gif kiki's delivery service) (gizlinot: küçük cadı kiki), (link: http://67.media.tumblr.com/0b7d6590d367704b1a98204684f3b6ed/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo5_r1_250.gif porco rosso), (link: http://66.media.tumblr.com/b52d54fa6c1d8f7f289e50f0a544037d/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo8_r1_250.gif howl's moving castle) (gizlinot: yürüyen şato), (link: http://66.media.tumblr.com/7d44425133cc4a7fc18857aa8d53cdb5/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo9_r2_250.gif ponyo) (gizlinot: küçük deniz kızı ponyo), (link: http://67.media.tumblr.com/eb39374f1ae0ec8dff5ff580a1ca6908/tumblr_nlq70auiEr1qc5rbmo10_r1_250.gif the wind rises) (gizlinot: rüzgar yükseliyor) diğer en bilinen eserleri.

    Hayao miyazaki çoğunlukla eserlerini yaratırken bir senaryo metni kullanmaz, o çizdikçe senaryo şekillenir. Mesela (link: http://67.media.tumblr.com/4019119d98c7a4ed22f6005df5a6eb1c/tumblr_nu9hgaKFWE1tj0a58o1_540.gif ruhların kaçışı)'nı nasıl metinsiz yaptığını hala aklım almıyor. Kendisine japonya'nın walt disney'i lakabı genelde yakıştırılır ama bundan pek hoşlanmaz çünkü disney dünyasının hikaye anlatımında sorunlar olduğunu düşünür. Deli gibi sigara içer -günde 30 tane kadar- hatta (link: https://youtu.be/yFIE-ISqNoU şu) videosunda hem ağzından sigarasını düşürmüyor hem de metni değiştirdiğinden bahsediyor (gizlinot: yirim). Filmlerinde %10'dan fazla bilgisayar müdahalesi istemez, ayrıca sahnelerin değiştirilmesine veya kesilmesine müsaade etmez. Miramax, princess mononoke'ye amerika gösterimi için müdahale etmek istediğinde onlara bir üstünde "no cuts" yazan bir katana göndermiş.

    Filmlerinde genelde ana karakterler kadındır ve kadın karakterler bizim alışık olduğumuzun dışında zeki, cesur ve beceriklilerdir (gizlinot: princess mononoke)(gizlinot: Nausicaä of the valley of the wind)(gizlinot: spirited away)(gizlinot: laputa)(gizlinot: küçük cadı kiki)(gizlinot: komşum totoro). Bununla ilgili erkeklerin zor durumlarda daha ilkel içgüdülerle hareket ettikleri ama kadınların daha duygusal yaklaştıkları, dolayısıyla belki biraz destek alarak ama tek başlarına kadınların her işin üstesinden gelebildiği minvalinde bir açıklaması (link: http://brightwalldarkroom.tumblr.com/post/138976543102/many-of-my-movies-have-strong-female-leadsbrave var).

    Uçaklara karşı aşırı ilgili ve bilgili. Marksist düşünceden etkilenmiş ama yanlış hatırlamıyorsam bundan artık o kadar emin değildi çünkü esas olarak çizdiği ilk karakterlerden biri (gizlinot: rüzgarlı vadi) halktan biri değil, bir prensesti.

    çizdiği karakterlerin neredeyse hiçbiri tamamen kötü değil. Yürüyen şatodaki witch of the waste bile kötü sayılmaz yani, öyle düşünün.

    2004'te yürüyen şato, 2013'te rüzgar yükseliyor oscar adayı oldu ama adaylıkla kaldı. 2014'te akademi tarafından miyazaki'ye onur ödülü verildi.

    Çılgınlar gibi link verdiğim dev bir yazı oldu ama söylemek istediğim şu: ben bu siteye üye olduğumdan ve akabinde bu başlığı gördüğümden beri sürekli hayao miyazaki'yi anlatmak istiyorum ama yapamadım bir türlü. Sürekli yazıp sildim, hiçbiri tam olmamıştı, bu da dahil. Artık yazmam lazım deyip aklıma ne gelirse yazmaya karar verdim çünkü ben bu adamı çok ama çok seviyorum. Tanışmak istediğim (gizlinot: ama tanışırsam ne diyeceğimi bilemediğim) sayılı insanlardan. Efsane hayal gücüyle, çizimleriyle, karakteriyle benim gerçekten saygı duyduğum ve inanılmaz sevdiğim biri, kelimelere dökemiyorum ama içimde de tutamıyorum. Ekşide filmleriyle ilgili "çizgi filmden çok daha fazlası ama çizgi film naifliğinde" şeklinde bir yorum vardı, yüzde yüz elli katılıyorum. Şu hayatta hiç miyazaki filmi izlemediyseniz, benden söylemesi, gerçekten çok büyük şeyler kaçırıyorsunuz demektir.

    26 kasım 2016 02:03

    3. Hayal gücü konusunda aşmış, en sevdiğim filmlerin yaratıcısı dahi amca. Anıme sevmeyen sevgilime bile anımeyi sevdirmiştir . Kış günlerinde iç ısıtıyor resmen, izleyin izlettirin.

    26 kasım 2016 08:05


    4. hayal gücüne, çizimlerine , anlatım şeklinin etkileyiciliğine bayıldığım manga ( çizgi roman) sanatçısı , anime konusunda tartışmasız bir numara. howl's moving castle ve spirited away en severek izlediğim fimleriydi. filmlerinde kullandığı temalar resmen büyüklere ders verir nitelikte , hele ki film müziklerine ayrı hayranım. bu arada fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanmayan biriymiş bu da kendisiyle ilgili enteresan bir bilgi.

    26 kasım 2016 16:06

    5. Hayao Miyazaki’nin emeklilik sürecini ve kendi kurduğu Studio Ghibli’yi anlatan bir film de var. ismi "the kingdom of dreams and madness". ben tüm filmlerini izledim hepsini ortalama 5-6 defa izlemişimdir. diyelim mutsuzum açar bi tanesini izlerim. ilk defa spirited away' i izleyerek başladım. sonra o dünyaya insan alışınca bırakamıyor(bu arada internetten anime izleme maceram miyazaki ile oldu :D ) kendisini tanımlayacak sadece bir sözcük kullanacak olsaydım tensai'dan ziyade yasashi olurdu. zaten filmlerinde onun kocaman kalbini görürsünüz. yarattığı karakterleri çocuğu gibi seviyor belli. zaten yüzünde müşfiklik akıyor. animelerinin hepsini seviyorum ve bende özel yeri vardır. ama en sık izlediklerim(galiba en çok sevdiklerim aynı zamanda) sırasıyla howls moving castle, kaze no tani nausicaa ve porco rosso. (bu üçünü ortalama 8-9 defa izlemişimdir. howl'u sayamadım zaten)

    bu arada filmlerinin müziklerinin büyük bir kısmı joe hisaishi tarafından bestelenmiştir.

    çok güzel bir eleştiri izlemek isteyenler için (link: https://www.youtube.com/watch?v=52raDbtNpa4 linki)

    bu arada miyazaki seven insanlarla direk bağlantı kuruyorum. onu seven birisi kötü olamazmış gibi.

    11 şubat 2017 01:37 11 şubat 2017 02:03

    6. oldukça tanınan ve popüleritesini sonuna kadar hak eden büyük sanatçı.

    animeler oldukça eğlenceli, masum, heyecan verici, maceralı görünse de bazı teorilere göre alt metinde çok başka olaylar dönüyor.

    örneğin komşum totoro:

    totoro'nun aslında ölüm tanrısı olduğu, ve onu gören insanın ölümünün habercisi olduğunu düşünülüyor. aslında totoro' da işlenen hikayenin o dönem çok ses getiren bir cinayet vakasını anlattığı söylenir.

    cinayet şudur; 1963 yılının 1 mayıs'ında 16 yaşındaki yoshie nakata kaçırılır. kaçıran kişi kızın sağ salim geri dönmesi için fidye ister. bunun üzerine polisler bir plan kurar. 2 mayıs' ta büyük kız kardeş polislerin planına göre fidye miktarı kadar sahte parayı alıp sözleşilen yere gider ve fidyeciye teslim eder. bu sırada etraf polis kordonuyla sarılıdır ancak fidyeci durumdan bir şekilde şüphelenir ve kaçmayı başarır. ardından 4 mayıs'ta küçük kardeşin cesedi bir çiftliğin yakınında ve yanlış hatırlamıyorsam bir gölette bulunur. daha sonra cesedi gören abla ilkin hayalet bir kedi gördüğünü söyler. muhtemelen cesedi görmenin travmasıyla böyle demiştir. ve bu yaşananlara dayanamayarak kısa süre sonra abla da intihar eder. bu olay polisin beceriksizliğinden dolayı yaşanmış kabul edilir ve halk tarafından büyük tepki görür. ( bir önceki ay da benzer bir kaçırılma cinayet vakası olmuş ve polis yine eline yüzüne bulaştırmıştır. )

    bu cinayetin totorayla çok bariz bağlantıları vardır. iki kız kardeşin ölümüyle sonuçlanan "sayama olayı" mayıs ayında gerçekleşmiştir ve tesadüfe bakın, totoro' daki kız kardeşlerin ikisinin de isminin anlamı mayıs'tır. ( abla Satsuki japoncada mayıs demektir, kardeş Mei'nin japonca telaffuzu May yani İngilizcede mayıs şeklindedir. )

    mei kaybolduğunda abla çiftlik yakınındaki gölette mei'nin sandaletini bulur ancak bunun kardeşinin sandaleti olduğunu inkar eder ve çaresizce totoro' yu arar. ( cinayet olayında da ceset bu şekilde bulunmuştur. animede de aslında mei'nin orada boğularak öldüğüne inanılır. zaten ardından totoro'yu aramak, yani ölüm tanrısına gitmek de ölümü ve ablanın sonunu destekler niteliktedir. )

    hikayede kedi otobüsü gibi bir şey vardı.alice harikalar diyarındaki kediye benzeyen cinstir kedi. ve aslında onun, çocukların bu dünyadan ayrılışını sembolize eden bir şey olduğu düşünülür. sayama olayında da büyük kardeş intiharından önce bir kedi hayaleti gördüğünü söylemişti hatırlarsanız.

    ayrıca animenin sonlarında, bu kaybolmanın ardından gelen sahnelerde kızların gölgesi yoktur. bu da onların birer hayalet olduğunu, ölümlerini anlatır.

    ben internette biraz araştırma yapıp bunları öğrenince tekrar totoroyu baştan sona izlemiş ve ağlaya ağlaya bitirmiştim. her şey bir komplo teorisi de olabilir. sonuçta ghibli bu teoriyi inkar ediyor ama bu kadar ortak nokta olması benim için tesadüften öte bir şey.

    spirited away' i bu kadar ayrıntılı açıklamayacağım çünkü bu girdi ızdırap verecek kadar uzayacak. o yüzden özetle aslında ruhların kaçışı da masum bir hikaye değildir. aslında chihiro'nun kendini bulduğu ruhlar dünyası bir fuhuş dünyasıdır. aç gözlü anne babanın eylemleri sonucu chihiro tek başına ruhlar dünyasında bulur kendini. girişte kapının üzerinde "yu" diye çevrilen bir ifade vardır. yu, sıcak su demektir ve japonyada ( ve hatta türkiyede de ) hamam - yani sıcak sunun bulunduğu yıkanma alanı- fuhuş için olan yerlerdir. orada çalışan kadınlara yuna deniyordu. yuna da hamam kadını demektir. animedeki kocakarının adı da yubaba idi, yani oranın yöneticisi - pezevenk gibi bir şey -.

    Chihiro'nun adı değiştirilmişti hatırlarsanız. normalde de hayat kadınları genelde takma isimler kullanır. ve yubaba Chihiro'nun kimliğini/ ismini aldığı için Chihiro bir türlü çıkamıyordu oradan. tıpkı hayat kadınlarının pasaportlarının/ kimliklerinin alınıp esir tutulması gibi.

    sürekli Chihioro' ya bir şeyler vermeye çalışan No-face' in de aslında bir müşteri olduğu çok açık. seks için kıza parayı temsil eden şeyler sunuyor çünkü ve chihiro hep kaçmaya çalışıyor bu istenmeyen durumdan.

    zaten miyazaki de bunu kabul eder ve bir röportajda "modern dünyanın en büyük temsili seks endüstrisidir ve japonyanın kendisi de birebir bu değil midir? " der.

    sonuç olarak uzatmayacağım diyerek yine bin tane şey yazdım ama ruhların kaçışı bir pedofili, fuhuş ve çocuklara yapılan terör hikayesidir.

    ayrıca howl'un yürüyen şatosu yanlış hatırlamıyorsam 3 kitaplık bir seri ve ilgilenen varsa mutlaka alıp okusun. inanılmaz güzel bir seriydi. yazarı Diana Wynne Jones.

    umarım ilgili olalar için güzel bir girdi olmuştur. bu bilgilerle tekrar izlerseniz aslında bambaşka bir anime izleyeceğinizi göreceksiniz.

    11 şubat 2017 13:52

    7. Spirited Away ile gönlümü çalmış yönetmen.

    Kızımla izler olduk bazı filmlerini : Komşum Totoro, Küçük Cadı Kiki, Küçük Deniz Kızı Ponyo.

    12 şubat 2017 01:52


    8. Miyazaki'yi resmen babam gibi görüyorum, bu konuda o kadar ciddiyim ki. Kuzenimle defalarca izlediğimiz "gökteki kale" en sevdiğim animesidir. Geçen bulup CD'sini almıştım ama şu an bulamıyorum, o da ayrı bir üzüntü sebebi benim için...

    Şu an iki tane totoro'lu kar kürem var. ışıklı ve müzikliler. Allah'ım, Çok özledim. Gece gece açıp izlesem mi...

    26 ocak 2018 02:00 26 ocak 2018 02:02

    9. Ruhların kaçışı, ponyo ve howl’un yürüyen kalesini ne zaman yalnız, mutsuz, hüzünlü hissetsem yada yağmur yağarken evde boş duruyor olsam açar izlerim. Özellikle ponyo beni hem hüzünlendirir hem mutlu eder izlerken. 

    Miyazaki’yi içindeki çocuğu hâlâ taşıyanlar kesinlikle izlemeli diye düşünüyorum. 

    Rengarenk karakterleri ,anlattıkları ve anlatış şekliyle animasyondan çok birer masaldır. Hem öğretir hem izleme zevkine vardırır. 

    27 ocak 2018 01:25