6.
oldukça tanınan ve popüleritesini sonuna kadar hak eden büyük sanatçı.
animeler oldukça eğlenceli, masum, heyecan verici, maceralı görünse de bazı teorilere göre alt metinde çok başka olaylar dönüyor.
örneğin komşum totoro:
totoro'nun aslında ölüm tanrısı olduğu, ve onu gören insanın ölümünün habercisi olduğunu düşünülüyor. aslında totoro' da işlenen hikayenin o dönem çok ses getiren bir cinayet vakasını anlattığı söylenir.
cinayet şudur; 1963 yılının 1 mayıs'ında 16 yaşındaki yoshie nakata kaçırılır. kaçıran kişi kızın sağ salim geri dönmesi için fidye ister. bunun üzerine polisler bir plan kurar. 2 mayıs' ta büyük kız kardeş polislerin planına göre fidye miktarı kadar sahte parayı alıp sözleşilen yere gider ve fidyeciye teslim eder. bu sırada etraf polis kordonuyla sarılıdır ancak fidyeci durumdan bir şekilde şüphelenir ve kaçmayı başarır. ardından 4 mayıs'ta küçük kardeşin cesedi bir çiftliğin yakınında ve yanlış hatırlamıyorsam bir gölette bulunur. daha sonra cesedi gören abla ilkin hayalet bir kedi gördüğünü söyler. muhtemelen cesedi görmenin travmasıyla böyle demiştir. ve bu yaşananlara dayanamayarak kısa süre sonra abla da intihar eder. bu olay polisin beceriksizliğinden dolayı yaşanmış kabul edilir ve halk tarafından büyük tepki görür. ( bir önceki ay da benzer bir kaçırılma cinayet vakası olmuş ve polis yine eline yüzüne bulaştırmıştır. )
bu cinayetin totorayla çok bariz bağlantıları vardır. iki kız kardeşin ölümüyle sonuçlanan "sayama olayı" mayıs ayında gerçekleşmiştir ve tesadüfe bakın, totoro' daki kız kardeşlerin ikisinin de isminin anlamı mayıs'tır. ( abla Satsuki japoncada mayıs demektir, kardeş Mei'nin japonca telaffuzu May yani İngilizcede mayıs şeklindedir. )
mei kaybolduğunda abla çiftlik yakınındaki gölette mei'nin sandaletini bulur ancak bunun kardeşinin sandaleti olduğunu inkar eder ve çaresizce totoro' yu arar. ( cinayet olayında da ceset bu şekilde bulunmuştur. animede de aslında mei'nin orada boğularak öldüğüne inanılır. zaten ardından totoro'yu aramak, yani ölüm tanrısına gitmek de ölümü ve ablanın sonunu destekler niteliktedir. )
hikayede kedi otobüsü gibi bir şey vardı.alice harikalar diyarındaki kediye benzeyen cinstir kedi. ve aslında onun, çocukların bu dünyadan ayrılışını sembolize eden bir şey olduğu düşünülür. sayama olayında da büyük kardeş intiharından önce bir kedi hayaleti gördüğünü söylemişti hatırlarsanız.
ayrıca animenin sonlarında, bu kaybolmanın ardından gelen sahnelerde kızların gölgesi yoktur. bu da onların birer hayalet olduğunu, ölümlerini anlatır.
ben internette biraz araştırma yapıp bunları öğrenince tekrar totoroyu baştan sona izlemiş ve ağlaya ağlaya bitirmiştim. her şey bir komplo teorisi de olabilir. sonuçta ghibli bu teoriyi inkar ediyor ama bu kadar ortak nokta olması benim için tesadüften öte bir şey.
spirited away' i bu kadar ayrıntılı açıklamayacağım çünkü bu girdi ızdırap verecek kadar uzayacak. o yüzden özetle aslında ruhların kaçışı da masum bir hikaye değildir. aslında chihiro'nun kendini bulduğu ruhlar dünyası bir fuhuş dünyasıdır. aç gözlü anne babanın eylemleri sonucu chihiro tek başına ruhlar dünyasında bulur kendini. girişte kapının üzerinde "yu" diye çevrilen bir ifade vardır. yu, sıcak su demektir ve japonyada ( ve hatta türkiyede de ) hamam - yani sıcak sunun bulunduğu yıkanma alanı- fuhuş için olan yerlerdir. orada çalışan kadınlara yuna deniyordu. yuna da hamam kadını demektir. animedeki kocakarının adı da yubaba idi, yani oranın yöneticisi - pezevenk gibi bir şey -.
Chihiro'nun adı değiştirilmişti hatırlarsanız. normalde de hayat kadınları genelde takma isimler kullanır. ve yubaba Chihiro'nun kimliğini/ ismini aldığı için Chihiro bir türlü çıkamıyordu oradan. tıpkı hayat kadınlarının pasaportlarının/ kimliklerinin alınıp esir tutulması gibi.
sürekli Chihioro' ya bir şeyler vermeye çalışan No-face' in de aslında bir müşteri olduğu çok açık. seks için kıza parayı temsil eden şeyler sunuyor çünkü ve chihiro hep kaçmaya çalışıyor bu istenmeyen durumdan.
zaten miyazaki de bunu kabul eder ve bir röportajda "modern dünyanın en büyük temsili seks endüstrisidir ve japonyanın kendisi de birebir bu değil midir? " der.
sonuç olarak uzatmayacağım diyerek yine bin tane şey yazdım ama ruhların kaçışı bir pedofili, fuhuş ve çocuklara yapılan terör hikayesidir.
ayrıca howl'un yürüyen şatosu yanlış hatırlamıyorsam 3 kitaplık bir seri ve ilgilenen varsa mutlaka alıp okusun. inanılmaz güzel bir seriydi. yazarı Diana Wynne Jones.
umarım ilgili olalar için güzel bir girdi olmuştur. bu bilgilerle tekrar izlerseniz aslında bambaşka bir anime izleyeceğinizi göreceksiniz.