yeni
popüler
sorular içinde ara
yeni soru sor
son sorular
son cevaplar
kategoriler
  • süslü
  • moda alışveriş
  • kuaför & güzellik merkezi
  • sağlık
  • spor
  • gönül işleri
  • aile arkadaş ilişkileri
  • cinsellik
  • eğitim & kariyer
  • seyahat
  • pet
  • sanat
  • bürokrasi
  • diğer
girdi yaz
medya ekle
  • linki kopyala
  • şikayet et
  • girdiler (16)
  • medya (0)
tarih
oy (güzelinden)

1. Bu başlığı nasıl isimlendirsem bilemedim. İtiraf olarak görmedim. O yüzden o başlığa yazmıyorum. Hayatımızla ilgili yeni kararlar almada ve uygulamada nasıl başarılı olabiliriz, o konuda biraz dert yanmak ve size danışmak istedim.

Eminim size de oluyordur. Özellikle yeni yılda, yeni bir okula başlanacağı zaman, mevsim geçişlerinde veya insana hayatın kısa olduğunu hatırlatan bir şey olduğunda. Hani yeni kararlar alırsınız ya, şunu yapacağım, bunu yapacağım. Onun dışında da hayatınızda bir arınmaya gidersiniz. Okumadığınız kitapları, giymediğiniz kıyafetleri, kullanmadığınız kozmetikleri vermek istersiniz. Size her şey fazla ve gereksiz gelir. Sanki asıl ihtiyacınız olan şeyler yokken siz hayatınızı gereksiz şeylerle doldurmuşsunuzdur. Canınız sıkkınken kendinizi alışverişe vermişsinizdir. Bana hep olur. Geçirdiğim evre ise genelde şöyle oluyor.

Bahsettiğim durumlardan biri oluyor. Sonra ben odama sığamamaya başlıyorum. Her şey üzerime geliyor sanki. Bir sıkıntı yaşıyorum yaklaşık bir hafta.

Sonra bir şeyler yapmaya karar veriyorum. Sıkılmakla olmaz bu iş diyorum. Varlığı beni rahatsız eden şeyleri odamdan çıkarıyorum. Bunlar genelde kullanmadığım kıyafetler ve kozmetik ürünleri oluyor. Eşe dosta dağıtıyorum.

Yaşadığım ortamda bir arınmaya gidince sanki düşüncelerim de berraklaşıyor. Bu sefer hayatımla ilgili düşünmeye çalışıyorum.

Ben gerçekten tembel bir insanım. Evden dışarı çıkmayı pek sevmem. Ayrıca demir eksikliği de var, özellikle yazın pek enerjik bir insan olduğum söylenemez. benim düşüncelerim evde yatarken hayatta neleri kaçırdığım üzerine oluyor genelde. Evde de tam yatıyorum bu arada. Evde işe yarar bir şeyler yapsam üzülmeyeceğim. Bir de kafamı cidden kozmetik ürünlerim ile bozuyorum. Makyaj yapmayı çok seviyorum, bloğumu seviyorum. İnsanlara faydalı olacak şeyler paylaşmayı seviyorum. Ama bazen fazlalık bana sıkıntı veriyor. İhtiyacımdan en az beş kat fazla ürünüm olması (makyaj ürünü olarak) beni deli ediyor.

Sonra yeni kararlar alıyorum. Genelde şu tarzda oluyorlar.

-Daha çok kitap okuyacağım.

-Sevdiğim insanları daha fazla göreceğim.

-Daha çok yer gezeceğim.

-Bir hobim varsa ona zaman ayırmaya çalışacağım.

-Derslerime daha fazla çalışacağım.

-İhtiyacım olmadıkça kozmetik almayacağım.

-Gereksiz alışveriş yapmayacağım.

-Elimdekileri bitirip yenisini almayacağım.

-Bloğumla daha çok ilgileneceğim gibi.

Sonra ben bu hayatımdan çıkardığım fazlalıklarla mutlu oluyorum. Kendimi ferahlamış hissediyorum. Özellikle kozmetik konusunda nasıl hissettiğimi kozmetik alışveriş bağımlıları çok iyi anlarlar. Ben bunları ne yapacağım diye daralıyorum. Eskisini çok sevsem de yeni geleni kullanırken o çok sevdiklerimi kullanamıyorum. Bu kısır döngü bir türlü bozulmuyor.

Her neyse ben bu kararlara da 1-2 ay uyuyorum. Daha mutlu ve sosyal bir insan oluyorum. Kendime yeni bir şey almıyorum. Hayatımla ilgili kararlar almış ve uyguluyor olmak hoşuma gidiyor. Sonra bir şey oluyor. Evde daha çok zaman geçirmeye başlıyorum. Bütün kararlarımı unutup kendimi yine kozmetiğe veriyorum. Sonra yine darlanma başlıyor bende. Sonra da bütün bu anlattıklarımı baştan yaşıyorum.

Kendi mce yaşadığım bu dönemleri anlatmak ve bu döngüyü nasıl kıracağım hakkında danışmak istedim süslüler.

Özellikle kozmetik konusunda çok dertliyim. Biraz sıkıldım mı veya üzüldüm mü veriyorum kendimi alışverişe. İhtiyacım olmayan şeyler alıp sonra da kendime kızıyorum.

Beraber project pan mi yapsak, adsız kozmetikolikler grubu mu oluştursak, ne yaparsak yapalım işte ben varım. Hep beraber az ile yetinmeyi, fazlasını istemeyip kimseye kanmamayı öğrensek. "Less is more" felsefesini hayatımıza uygulamayı başarabilsek. Bunun dışında da hepimiz kendi hayatımızı doğru şekilde gözlemleyip, kararlar alıp, bu kararları uygulamaya geçirebilsek.

Benim gibi süslüler yok mu?

Edit: Bu arada bu destansı yazımı okuyan süslüleri öpüyorum.

29 ağustos 2014 22:55 29 ağustos 2014 22:56

2. Reserved. burayı dolduracağım şimdilik sadece genelde bir kitap bir film sonrası gelen ilhamla daha kolay olduğunu söylüyorum.

30 ağustos 2014 01:09

3. genelde yıl sonu alınır. diğer yılın sonu tekrar hatırlanır. yapabileni tebrik ederim. aldığı kararları uygulayan insanları severim. bu dönemler genelde sancılı olur ama meyveyi alınca ele tatlıdır. ama o meyvenin de olgunlaşmasını beklemeli. olgunlaşmamış meyveler dışlanır, taşlanmaz.

biz de karar ağacı diye bi yöntem vardı. finans derslerinde. sınavda soru olarak çıkarsa, eğer soru zor olursa bi ağaç çizip çıkmayı düşünürdüm. siz de böyle bi karar ağacı oluşturabilrsiniz. kararın size iyi yönlerini ve kötü yönlerini yazın. yaaa yapın bişi işte. başka yöntem balıkkılçığı. beyin ezmesi yapabilrsiniz ailenizle. eğer ısrarcı olursanız (azimle ......) evren de yardım eder size. evrene salın bi....

30 ağustos 2014 17:40


4. bu dönem ansızın ya da pek çok sebepten gelişebildiği gibi güvenilen dağlara kar yağan mevsime de denk gelebilmektedir. aynı yerden kırılmamak adına her şey gözden geçirilip, değişik kararlar alınır. o yönde, eskisinden biraz daha farklı bir insan olarak ilerlenir.

30 ağustos 2014 19:20

5. yapsam bile 2 dk sonra vazgeçiyorum kararlarımdan. sorunumun kaynağı da bu sanırım. aslında çok rahatsızım bu durumdan. eğer varsa iradesizler takımına beni de alın

30 ağustos 2014 20:38

6. Şimdiye kadar bir bilemediniz iki kez böyle bi gaza geldim. Şu hayatta yeni bir sayfa açma furyasına kapılacak oldum. İki gün sonra aldığım bütün kararları tekrar bir kenara attım. Olmuyor efendim ölçerek tartarak yeni kararlar alamıyorum, akışına bırakıyorum sonra bi bakıyorum ki pek çok şey değişmiş hayatımda

31 ağustos 2014 18:23

7. uzunca zamandır inandığım şeylerin aslında gerçek olmama ihtimalinin olması gerçeğiyle yüzleşip artı olarak birkaç sene önce tanıdığım ve pek sevmediğim hatta aylarca ağlamama sebep olmuş (eski sevgilim değil, sadece canımın çok yanmasına sebep olmuş biri) birinin ani ölümüyle, hayatı sorgulamaya, ne yapmak istediğime, neyden vazgeçip neye devam edeceğime karar verme aşamasında kalmamdan dolayı bu hafta yaşadığım dönem.

tam bunlarla kafayı bozmuş kukuman kuşu gibi evde kendimi bi koltuktan diğerine atarken canımın sıkkın olduğu her zaman yaptığım gibi how i met your mother bölümlerinden rasgele birini açıp izlemeye başladım. açtığım bölümde anne olan karakter sevgilisinin ölümüyle sarsılıp kendini müthiş bir boşlukta hissediyor, napıcağını bilemez halde hayatı bomboş yaşıyor, bunları anlattığında karşısındaki karakter "komik bile olsa, basitçe bu hayatta ne yapmak istiyorsun, bunu sor kendine" tarzında birşey söylüyor. anne'de "dünyada fakirliği bitirmek istiyorum" diyor ve elinden geldiğince bunun için çalışıyor.

aynı soruyu bende kendime sordum "bu dünyada yapmak istediğim şey ne" diye. aklıma ilk gelen şey "çocukları mutlu etmek". bence hayattaki en büyük mutluluk bir çocuğun sevinmesini sağlamak, hayallerini gerçekleştirmek. bilinçaltı çok enteresan birşey gerçekten, sanki yıllardır bunu düşünmüşüm, planlamışım gibi aslında sadece adını bir kere duyduğum "bir dilek tut" derneği geldi hemen aklıma bunları düşününce. internet sitelerini inceledim, adını sadece bir kere duyduğum dernek tam da düşündüğüm şeyi yapıyormuş gerçekten de; 3-18 yaş arası özel durumu olan çocukların hayallerini gerçekleştirmek, en çok istedikleri dileği gerçeğe dönüştürmek.. hemen irtibata geçtim. önce kısa bir eğitim almam gerekiyormuş, bunun içinde ekim ayını beklemem, ama gönüllü listesine alındım bile.

hayat gerçekten kısa. kısa olmadığını düşünseniz bile değerli. hiçbir şey için beklemeyin, beklentilere girmeyin, mutluluğunuzu insanlara endekslemeyin, ne yapmak istiyorsanız yapın, canınızın sıkıldığı durumlarda elinizden geldiğince gayret edin, çalışın, konuşun.. olmuyorsa zorlamayın, vazgeçin, yüreğiniz temiz ve vicdanınız rahatsa emin olun zamana bırakmak en iyisi. ayaklı kişisel gelişim kitabı olma niyetinde değilim ama negatif duygu ve düşünceler asla ama asla hiçbirşey kazandırmaz insana, karşı tarafın kötülüğünü düşünmeye ayıracağınız enerji ve zamanı kendinizin iyiliğine harcayın, daha mantıklı bir yatırım. he bir de bol bol dua edin, kuşlara bile yol çizen, kalbimizi bizden iyi bilen adaleti asla şaşmayan bir Yaradan bizi yolsuz, yardımsız bırakmaz ya sanmıyorum :)

yeni kararlar alma döneminde olan tüm süslülere sevgilerle :)

31 ağustos 2014 19:25


8. insülin direncime savaş açtım. #direnquestionangel

1 eylül 2014 13:05

9. bu kararları hep çok mutsuz olduğum zamanlarda alma eğilimindeyim. peki ne zamana kadar uygulayabiliyorum onu bile hatırlamıyorum. ara ara gelir böyle kararlar sonra giderler. gelgitlerimiz var bizim.

1 eylül 2014 14:05

10. 15 eylül'den itibaren tam anlamıyla içine gireceğim dönem. sonucu ya çok iyi bitecek ya kör topal bir şeyleri yapmaya çalışmış biri olarak kendime kızacağım ama ikinci ihtimale şans tanımıyorum, elimden gelenin fazlasını yapacağım.

1 eylül 2014 15:36 1 eylül 2014 15:37