hoşlanılan kişinin umut veren sıradan davranışları

1. şüphe varsa şüphe yoktur lafını akla getiren.

2. Daha bugün -nedendir bilinmez(gizlinot: (:)- ekşi'deki hali aklıma gelmiş başlıktır. gerçi benim bildiğim, gördüğüm tek bir umut veren davranışı dahi yok çünkü uzakta. Şimdi var oluşu, yok efendim nefes alışı diyenler olacaktır -ki bu sonuncusu çağrışım açısından hiç hoş değil- ama bilemiyorum. Beyimizin doğum günü yaklaşıyor, cesaretimi toplayıp kutlayacağım(gizlinot: ovv ne cesaret di mi:D), ona herhangi bir geri dönüş alırsam, mesela "tşkler" gibi, bayağı umut verecek bana insafsız.(gizlinot: swh)

3. Prim vermeyeceğim davranışlardir.

Bende bu şans varken "şüphe varsa doğrudur" önermesi hiçbir anlam ifade etmez çünkü gider istisnayı bulurum.

Sonrası kendi kendine gelin güvey işte

Hiç lüzumu yok

4. bana bakmıştı. aynı okulda geçen iki yılın sonunda. orada öylece durup onu izliyordum. son kez görecektim. bana bakmıştı.

aradan 6 yıl geçti.

5. Hangi silgiyi sevdiğinizi fark etmesi.

Lise son sınıf. önceden sadece isim olarak tanıdığım erkek kişisi o sene tm'ye geçtiği için bizim sınıfa gelmiş. Ön sıramda oturuyor. Çocuk çok utangaç. Lisemiz büyük ve köklü bir lise, çevre illerden gelen erkek öğrenciler yatılı kalıyor, o da yatılı. Sınıfta neredeyse hiçbir kızla konuşmuyor. Sadece benimle. Son sene olduğu için herkes harıl harıl test çözerken sürekli arkasını dönüp dönüp bana bakıyor, gelip yanıma oturuyor, yapamadığı soruları hep bana soruyor. Bana karşı bir ilgisi olduğunu hissettikçe daha çok hoşlanıyorum.

Bir gün yine boş derste test çözerken silgimi bulamadım, arkadaşımdan silgi istedim. Bana faber castell'in mavi silgilerinden verdi. Bunu gören canımın içi "irene bunları sevmiyo ya o sadece siyah faber castell silgileri kullanır." Dedi. Dediği de doğruydu, ben hep o siyah silgilerden kullanıyordum. Hangi silgiyi sevdiğimi fark etmiş, daha ne olsun.

17 yaşındaydım. Üniversite sınavı için rapor aldık, sınava hazırlandık, ben ilk sene kazandım, başka bir şehre okumaya gittim, o evine döndü, ilk sene tercihleri tutmadı, mezuna kalıp bu sene kazandı. (gizlinot: çocukluk hayali olan benim kampüşümdeki bölümü 0.3 puanla kaçırdı, apayrı bir şehre gidecek.) neredeyse iki yıl geçti, o tarihi binadaki eski sınıfımızı, arka arkaya olan sıralarımızda bana dönüp gülüşünü, bir de bir kere sarılmıştık işte onu unutamadım. Ne zaman siyah silgi görsem o günü hatırlarım.

6. hepsi yalan dolan !

hoşlanan adam alır karşısına konuşur.

ohooo yoksa biz ne sinyaller görüp friend zone'a düştük.

biz de içten içe ağladık ama eşe dosta random güldük be kardeşim.

7. Bir de hoşlanılan kişinin her davranışını umut verici bulup gazlayan yancılar vardır. Siz zaten tuvalete gitse "ay kesin benden hoşlanıyor. orada da sıçmayacak cesaretini toplamaya gitti bi kere tamam mı" diyecek durumdasınızdır. Ara sıra acaba hiç alakası yok mu kendi kendime çalıp oynuyor muyum dediğiniz anda da bu arkadaşlar devreye girer "dün kantinde beni gördü yanımda sen yoksun diye şaşırdı soran gözlerle baktı bana" "kesin aşık yanıyor açılması an meselesi", "yanındaki kız mı? Ay olamaz o çok paçoz kesin sınıf arkadaşı falandır" gibi cümlelerle (gizlinot: zamanında birebir hepsini duydum) gaz verdikçe verirler.

Gaza gelmeyelim! Hoşlanan insan da eşşek değilse bariz bir şekilde belli eder, gelir açıkça söyler, bir şekilde bilirsiniz yani. Uzun zamandır her hareketinden bir anlam çıkarıyorsanız o iş olmaz. Zaten gerçekten o kadar süre sizi kıvrandırdıysa varsın olmasın.

8. o davranışları olumlu anlamamak için her şeyi yaparım sonradan üzülmeyeyim diye ama gereğinden fazla uğraşması,gözlerimin içine bakıp durması,yalnız kaldığımızda gerçekten kendi gibi davranması... ben neler diyorum ya kafayı yemişim

9. yaşıyor olması

10. kantinde çay ısmarlaması. ilişkimizin gidebildiği en ileri nokta buydu maalesef. belki bir gün yine karşılaşırız.