1. can dündar'ın iç çatışmalarımızı çok güzel ifade ettiğini düşündüğüm burç:
zordur ikizler için tercih..
bir şehirde yaşarken, diğerinde aklım; o şehirler ki, çokta.. farkı yok birbirinden..
doymak bilmez bir çocuk gibiyim; yetinemiyorum.
ıslığım, bütün şarkıları aynı anda çalmak istiyor; uçurtmam, kainatın tüm semalarında birden kanat çırpmak..
her akarsuya karışıp gitmek geliyor içimden; hangisine karışsam, gözüm ters akıntıda.. halbuki her akarsu, aynı denize karışıyor sonunda..
hangi mektubu açsam, açılmayan için meraktayım..
kulağım çalacak telefonda; gelen telefonlardan, en sıkıldığım anda dahi..
kış boyu baharı iple çekmişken..
şimdi sonbaharı özlemem neden?..
çünkü yüreğimin iki yanına yerleşmiş ikizler, yıllardır durmaz tepişirler.
kalk gidelim derken biri.. halt etme otur diye eteğinden çeker diğeri..
biri karınca, öbürü ağustos böceği..
zordur ikizler için tercih..
bir yanını seçmek, çoğu zaman öbüründen de vazgeçmektir.
çünkü birini feda ettiniz mi, ikiz değilsinizdir artık..
sizi siz yapan, içinizdeki tepişmedir.
değeriniz, diğerinizdedir.
bütün haziran doğumlular bilir bunu..
o yüzden kıyamaz içinde tepişen ikizlerden birine.. ne kahkaha saçan neşeye; ne ansızın bastıran hüzne.. ne iyimser güne; ne karamsar geceye.. ne ciddiye; ne muzibe.. ne çocuğa; ne büyüğe.. ne sadeliğe; ne süslülüğe.. kıyamaz herhangi birini elleriyle öldürmeye..
bilir ki, yazılmış nice yazıda, dizilmiş onca notada, boyanmış bunca tuvalde, söylenmiş sözde, yakılmış türküde o tepişmenin sancısı vardır.
sancı durdu mu ne akarsu kalır ne ters akıntı.
ölü bir denizde tek kürekle döner durursunuz.
dedim ya; ikizler burcuyum..
ve bazen kızdırıyor sevdiklerimi bu huyum.
varsa bir kusurum; haziran doğumluyum.
ne garip şimdi bile bir yanım bunları yazıp mutlu ederken bendenizi "silde ciddi birşeyler yaz! " diye yırtınıyor ikizi.