1. Ahlaklı olmadan ahlakçı olanlar gibi, insan olmadan dindar olan bir toplumda yaşadığımız gerçeğini hatırlatmış başlık.
- süslü
- moda alışveriş
- kuaför & güzellik merkezi
- sağlık
- spor
- gönül işleri
- aile arkadaş ilişkileri
- cinsellik
- eğitim & kariyer
- seyahat
- pet
- sanat
- bürokrasi
- diğer
- girdiler (4)
- medya (0)
cinsiyet: | kadın |
cilt alt tonu: | cool |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | koyu kestane |
saç kalınlığı: | kalın telli |
kepekli saç: | hayır |
ten rengi: | buğday tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | koyu kahverengi |
saç şekli: | dalgalı |
saç tipi: | kuru |
2. cehalete kapılmamak, okumak, araştırmak. her şeyi, inandığımız, inanmadığımız, elimize geçen her şeyi okumak... merak etmek, arkasında ne olduğunu anlamaya çalışmak...
insan sadece her konuda bilgisi olursa insan olabilir. diğer türlü hiçbir acıyı anlayamaz...
benim de anlayamadığım çok şey var. anlayamadığım çok acı var. okuyorum. ne olursam olayım, beni ne olarak görürlerse de görsünler umrumda değil. bu dünyada bazı gerçekler var. kilit gerçekler. işte onları anlamadığımızda asla 'insan' olamıyoruz.
cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | buğday tenli |
göz rengi: | açık kahverengi |
yaş: | 30 |
cilt alt tonu: | nötr |
saç rengi: | koyu kestane |
3. "Tüm kalbimle şuna inanmaktan kendimi alamıyorum: Birkaç istisna dışında, sevgili insan kardeşlerim beş para etmez, değersiz varlıklardır."
Freud
yaş: | 34 |
4. Engin Geçtan tarafından yazılmış bir kitap. psikoloji, kişisel gelişim kategorisine sokmak yanlış olmaz sanırım. kendini gerçekleştirmek gibi kafamda tam tanımı olmayan bazı kavramlara ışık tuttuğu için beğendim. öte yandan kadınlara ve kadınların cinselliğine dair çok freudcu düşünceleri var (ön sevişmeden hoşlanan kadının (gizlinot: kitapta okşanmak diye tabir edilmiş) olgun olmayan kadın olarak nitelendirilmesi gibi). zaten kitabın başında hangi akımlaradan ve kimlerden etkilenerek kitabı yazdığını söylerken freud'a da atıfta bulunuyor. 80li yıllarda çıkan bir kitap bu arada, yazıldığı devrin de etkisi yadsınamaz kanımca (gizlinot: haha edebiyatçı modu). beğendiğim bazı kısımları buraya alıntılayacağım. audible'dan dinlediğim için ordaki bölümlendirmeye göre not düşüyorum, kitabın orijinalindeki bölümlendirme daha farklı olabilir.
“Cocukluk donemlerinde surekli yonetilmis ya da gerekli rehberlikten yoksun birakilmis kisiler, kendi secimleriyle degil tehditle gudulenirler. Burda tehditle anlatilmak istenen gercek bir tehlikenin yaklasmasindan cok bir insanin yapmasi gereken isleri son dakikaya birakmasi gibi orneklerdir. Toplumumuz bireylerinde oldukca yaygin bir bicimde gorulen bir olgu da kendi zamaninin yonetim sorumlulugunu ustlenmeyi ogrenememis olmaktir. Ne var ki eyleme gecmeyi ertelerken organizmanin harcadigi enerji o eylemi gerceklestirerek harcayacagi enerjiden cok daha fazla oldugu gibi kisinin kendine saygisinin azalmasina da neden olur. Cunku en sonunda eyleme gecmek zorunda kaldigimizda bu artik kendi secimimiz olamaz. Kendi secimimizin disinda suruklenmis olmanin bedeliyse mutsuzlukla odenir. Hepimizin icinde var olan tembele de firsat tanimaliyiz ama zamani iyi secerek. Bazi durumlardaysa eyleme gecmekten tumden vazgecer, ‘yapamam ki’, ‘beceremem ki’ gibi gerekceleri kullaniriz. Oysa bir seyi denemeden beceremeyecegimizi nasil bilebiliriz. Yenilgiyle yuzlesme korkusuna tutsak olmaksa daha buyuk bir yenilgidir. Ustelik ‘yapamam ki’ gerekcesiyle gerceklestirmekten kacindigimiz davranislarin cogu aslinda yapmak istediklerimizdir, yapmak istemediklerimiz zaten aklimiza gelmez.” (bolum 8)
“Zaman zaman yanlış yorumlandığını gözlemlediğimiz "kendini gerçekleştirme" kavramına burada bir açıklık getirmeyi gerekli görüyoruz. Bu, bir insanın biçimsel olarak ya da bazı toplum normlarına göre giderek yükselen bir başarı çizgisini gerçekleştirmesi anlamını taşımaz. Kendini gerçekleştirme,kendini yaşamayı göze alabilecek yürekliliği gösterebilmeyi ve kısır döngülerden özgürleşebilmeyi tanımlar. Bu bölüme kadar anlatılanlar okuyucuya, insanın kendisini gerçekleştirme yollarını hangi nedenlerle ve nasıl kapatmakta olduğunu açıklama amacını taşımaktadır. Bir insanın kendi kısırdöngülerinin tümünü görebilmesi, gerçekleşmesi olanaksız bir durumdur. Böyle bir durumun gerçekleşmiş olduğunu varsaysak bile bu, o insanın kısırdöngülerinden arınabileceği anlamını taşımaz. Ama yine de kendine dönük yıkıcı mekanizmalarının kökenini tanıyabilmek, insanın kendisine ilişkin bilinmeyenlerinin sayısını azaltır ve onu rahatlatır. Ancak asıl önemli olan, bu mekanız maların nedenlerinden çok, "nasıl" işlediğini anında görebilmektir. Psikolojik tedavi yöntemlerinin çoğu bireyin "nasıl yanıldığını" anında görebilmesine yardımcı olmayı amaçlar.” (bolum 11)
“Ozellikle kati ve baskici bir ortamda yetismis insanlar icin zaman icinde bulunulan anin degerlendirilecegi bir varolus boyutu olmaktan farkli bir bicimde tuketilmesi ve bitirilmesi gereken bir nesne gibi kullanilir. Ornegin boyle bir insan arabasiyla bir yere gitmek icin yola ciktiginda onun icin onemli olan sey bir an once gidilecek yere ulasmaktir. Arada gecen zamansa sindirilerek yasanmaz. Dolayisiyla yasamin tumu de yerine getirilmesi gereken gorevler dizisi olarak tuketilir. Gun aksami etmek icin, okul bitirmek icin, cinsel iliski orgazma ulasmak icindir. Boyle bir insan seferberlik durumundadir, kendisine surekli gorev uretir ve bir turlu gevseyemez. Kendisinden kaynaklanan bir tehtidin surekli baskisi altinda oldugundan gevsedigi anda bosluga duser ya da suclanir. Dolayisiyla, kendi benligini algilamaya da firsat bulamaz. Insanlar vardir, yemegi tadina varamadan hizla tuketir, ya da asansorun gelmesi icin birkac dakika bekleyecegi yerde derhal merdivenlere yonelir, hem de isinlanmiscasina cikarak. Nereye yetismeye calistiklari sorusunun cevabi, yasamin amaci olumdur ilkesinde bulunabilir. Bir baska deyisle, bu insanlar yasamlarini bir an once bitirme ve olume ulasmak istercesine tuketme egilimindedirler. ..... Cocukluk yillarini gerekli destekten yoksun ya da baski altinda geciren kisiler o donemde baslayan gerilimi ve alarmi yetiskinlikte de surdururler. Sanki zihinlerine yerlestirilmis ve surekli emirler veren bir aygitin tutsagidirlar. Bu insanlarin dusunceleri kati ve kategoriktir. Kendilerini ve cevrelerini surekli yargiladiklari icin icsel yasantilarini algilama olanagindan yoksundurlar. Dolayisiyla, nerden gelip nereye gitmekte olduklarini da degerlendiremezler. Bir baska deyisle bu olerek yasamayi ya da yasarken olmeyi tanimlar. Yasama etkin bir bicimde katilmayi ogrenememis kisilerin dis dunyadaki nesnelerle ve diger insanlarla iliskileri de ortalama insandan onemli farkliliklar gosterir. Aslinda insan ve cevresi tek bir butundur ve bu beraberlik bir surec olarak yasanir. Ama bazi insanlarda surecin yerini sahip olma egilimi alir. Surec acik uclu bir olgudur, bir yasanti yeni bir yasantinin dogmasina neden olur ve bu boylece surer gider. Ornegin bir kadinla bir erkegin iliskisi surec olarak yasandiginda giderek zenginlesir. Cunku beraberlik korkusuzca yasanir ama guvenlik saglamak icin iliskiye gecen insanlar icin surec belirsizliklerle dolu ve urkutucudur. Bu nedenle baslayan surecleri en kisa zamanda baglamak ve bir sonuca ulastirmak isterler. Bu da surecin oldurulmesi anlamina gelir. Kendilerini ve birbirlerini beraberlikleri icine kapatma egiliminde olan kisiler sureci yasamanin sagladigi canlilik ve zenginlikten yoksun kalir ve olum iliskilerinin tutsagi olurlar.” (bolum 12)
cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | esmer |
cilt tipi: | kuru |
saç rengi: | siyah |
saç kalınlığı: | ince telli |
yaş: | 35 |
cilt alt tonu: | nötr |
göz rengi: | açık kahverengi |
saç şekli: | düz |
saç tipi: | yağlı |