1. Doğu-batı veya batı-doğu istikametinde gerçekleşen uzun uçak yolculuklarında birden fazla zaman dilimi (time zone) geçildiği durumlarda varış noktasındaki yerel saat vücudun biyolojik saatiyle uymaz. Bu durumda jet lag yaşanır. Yani vardığınız yerde daha öğlen saatleri yaşanırken sizin gecenin bir saati olmuş gibi uykunuz gelir, yada tam tersi hava kararır saat ilerler ama bir türlü uyuyamazsınız. Uyku problemlerinin yanısıra beslenme ve boşaltım problemleri de yaşanabilir.
İstanbul-tokyo uçuşunda jet lag olacağız tedbir alalım diyen arkadaşı dinlemeyip “ne jetlag’i olm jet lag zenginlerin uydurmasıdır bana bir şey olmaz” demiş, hatta uçakta oturduğum koltuğun kenarına küçücük “ jet lag zenginin fakire zulmüdür” yazıp imzalamıştım. uçakta bilinçli kesim bol su tüketmeye çalışırken ben keriz içkisi diye alkole abanmış, tuvalete yakın yerde oturduğumuzdan gece boyu ayakkabılarını çoktan çıkarıp terlik veya uçakta dağıtılan çoraplarla koridorda yürüyen veya tuvalete gidenleri izleyerek “bu ne lan teraviye giden dedeler gibi ekiki kukuku” diye gülmüştüm. İstanbul saatiyle 18:00’de başladığımız yolculuk 12 saat sürdü. İndiğimizde kolumdaki saat 06:00’yı gösterirken tokyo’da çoktan 13:00 olmuştu. Bir önceki gün 07:00’de uyandığımdan ve uçakta da toplam 5 saat uyuyabildiğimden 23 saatte 5 saat uykuyla havaalanına ayak basmış oldum. Otele yerleşene kadar da 2 saat daha geçti. Sonra saat 16:00 civarı “ben akşam yemeğine kadar 1-2 saat uyuyayım sonra alemlere akarız” diyerek yattım ve ertesi gün akşam 18:00’de uyandım. Uyandığımda saat 18:00 olduğundan henüz 2 saat uyuduğumu sanıp “gördüğünüz gibi jet lag diye bir şey yoktur” demiş ve değişen tarihi gösteren arkadaşıma zor da olsa inanıp jet lag’in varlığına iman etmiştim.
Ukte (yazar: elmo)