1. bu başlıkta seksizm yapma niyetim yok, idrar yarışı da yapmayacağız. erkeklerin ve kadınların, farklı alanlarda farklı yetenek ve zekalara sahip olduğunu ve birbirlerini tamamladıklarını düşünürüm. bir cinsiyet diğerinden üstün ya da aşağı değildir.
ama bu cümleyi bir kadın söyledi bana. "erkekler daha zeki bizden, bunu kabul etmek lazım." dedi. kendisini yetiştirmiş biridir kendisi, en azından öyle olduğunu sanıyordum bu cümleyi duyana dek. ama bir üniversiteden mezun olmak çoğu zaman cehaleti alsa da eşekliğe pek bir katkısı olmuyor. bir süre tartıştım kendisiyle ama bazen birinin gözlerine bakarsınız ve anlarsınız ki, ne sizi dinlemek ne de bu konuyu sorgulamak istiyor. anlarsınız ki, umut yoktur ve konuyu uzatmazsınız.
biz kadınlar, kendi kendimizi dibe çekmekte gerçekten çok başarılıyız.
"neden tüm bilimadamları erkek? tüm filozoflar? matematikçiler?" sorusunu sordu sonra. kendisini aşağılama konusunda bu kadar ısrarcı olanını görmemiştim hiç. toplumsal baskılar, ataerkil yapılar, sosyolojik analizler, tarihte kadının yeri gibi konulara giremezdim bu kişiyle.
konuyu süslülüğe ve güzelliğe de bağlayacağım, temadan uzaklaşmadım.
günlük "biz ne yapıyoruz böyle kendimize?" diye sorgulama videonuz (link: https://www.youtube.com/watch?v=XP3cyRRAfX0 burada). Ama izlemeye üşenenler için özet:
kızınızı "güzel kızım, prensesim" diye seversiniz. doğaya merakla yaklaşınca "o cici elbisen kirleniyor ama" dersiniz. bir canlıya yaklaştığında "ama mikrop kaparsın" diye korkutursunuz. okul ödevini "of yeter şununla uğraştığın" diye engellersiniz. sonra kızınız günün birinde "bilim fuarı etkinliği" posterine bakar ve posterin yapıştırıldığı camın yansımasında rujunu tazeler.
4. sınıfta kızların %66'sı matematik ve fen derslerinden hoşlandığını dile getirirken, mühendislik alanlarında uzmanlaşanların sadece %18'i kızdır.
tamam, kabul. süslenmek, özgüven, aşk, meşk, sevdiğin çocuğu tavlama, saçlarının ahenkle dans etmesi ve senden etkilenen erkekleri direklere falan çarptırman, kolundaki kıllar, rujunun kırmızı tonunun cilt alt tonuna uyması falan...
ama sizce bir yerde güzellik adına yeterli'den aşırı'ya mı kaçıyoruz hatunlar? yani güzelliğin, zekadan daha öne çıktığı bir dünyada; bu dünyaya uyum sağlamak adına bizim de güzelliğe taparak bu dünyanın yanlış sistemlerine bir çark daha eklememiz ne kadar doğru? nereye kadar 273629 milyonuncu yeni mac rujlarımızı alarak hayatımızı harcayacağız? tamam, erkekler de atom parçalamıyor ancak en azından bu konuda (sixpack sahibi olucam diye biskolata erkeklerine dönüşenler hariç) bizden daha zeki olduklarını kabul etmeli miyiz?
erkeklerden farklı alanlarda daha yetenekli ve zeki olduğumuz alanların gün geçtikçe daraldığını düşünüyorum. gerçi kadın diye sınırlamamak lazım, insanoğlunun yetenekleri ve zekasının sistematik olarak daraltıldığı bir dünyada yaşıyoruz. televizyondaki programlar, okumamız için piyasaya sürülen kitaplar, dinlediğimiz müzikler, gündem konuları, izlememiz için çekilen filmler gün geçtikçe daha basit, daha ucuz, daha zahmetsiz, daha kolay anlaşılır, daha az zeka gerektiren, daha boş malzemelere dönüşüyorlar.
beynimiz kıvrımları olan büyük bir kastır. vücudumuzdaki kasları geliştirmek için her gün nasıl bir önceki günden daha fazla mekik çekmemiz, daha uzun süre spor yapmamız vs gerekiyorsa, beynimizin kaslarını da geliştirmek için beyni öncekinden daha meydan okuyucu bilgilerle sarsmak ve şaşırtmak gerekiyor. ancak şu anki sisteme göre, her gün giderek azaltıyoruz beynimizi kullandığımız ve onu zorladığımız anları... bu da giderek daha basit düşünmemiz, daha basit şeylerden hoşlanmamız anlamına geliyor. daha kolay yönetilebilen, en büyük derdi "pembe alt tonlu beyaz değilim :(" olan koyunlara dönüşüyoruz.
biz... ne yapıyoruz kendimize böyle?