kanıt

1. şu anda hangi kanalda tam bilmiyorum ama eski bölümleri geceleri kanal d de yayınlanıyor. gerçek olaylardan esinlenmiş. cinayetlerin çözülmesini anlatıyor.

2. "Hiçbir cinayet kusursuz değildir,arkasında mutlaka iz bırakır" böyle miydi bu söz ?

3. Lise zamanlarımda annemle beraber izlediğim beni o yıllara götüren dizidir. YouTube'a tüm bölümleri yüklenmiş. Cıvık aşk hikayeleri, töre,namus olmaması, insanı geren bir atmosferi olması, günümüz saçma dizilerine kıyasla izlenebilir kılıyor. Belgesel tadında, kafa dinlendirmesini, iş yaparken veya akşam dinlenirken izlemeyi seviyorum. Şu saçma sapan karantina günlerinde iyi geliyor. Henüz 10. Bölümündeyim ama izlemeye devam ederim. Girdimi sir Arthur Conan doyle' ın boscombe vadisi hikayesinde yazdığı söz ile noktalıyorum.

" Hiçbir şey ortada görünen kadar aldatıcı değildir."

4. Keşke yeni bölümleri çekilse dediğimdir... Ayrıca ilk kez Türkiye'de bir diziyi tadında bıraktılar-yönetmen değişikligi gibi nedenlerden bittiği gibi bir şey hatırlıyorum ama emin değilim

5. bence türkiye'de yapılan en mantıklı ve güzel dizi çalışmalarından biriydi. gece tekrar bölümleri çıkardı televizyonda, heyecanla izlerdik kardeşimle. normalde polisiye asla izleyemem ama o kadar mantıklı, merak uyandıran ve şaşırtan kefifli bir diziydi ki.

6. Bir polisiye hayranı olarak çok sevdiğim dizidir. Bitmesin diye izlemeye kıyamıyorum ama merak da ediyorum. Maalesef her kaliteli Türk dizisi gibi hak ettiği değeri bulamayıp kaldırıldı. Sebep olarak Suçluların bu dizi sayesinde bir şeyler öğrenip arkalarında kanıt bırakmamaları vs gibi şeyler söylendi ama tam olarak kaldırılma sebebini bilmiyorum . Eğer gerçek sebep bu olsaydı kanıt ateş üstünde'yi çekmez ya da diğer polisiye dizileri, suç belgesellerini de kaldırırlardı.

Kısa ve öz. Aşırı dramatik sahneler yok. Sürekli değişen ve birbirine aşık olan başroller yok. Karakterler her bölüm bıçaklanıp vurulmuyorlar, özel hayatlarına da çok girilmiyor. Mesela Rizzoli&isles da sevdiğim bir dizidir ama onda sonlara doğru karakterlerin özel hayatları polisiyeden daha fazla yer kaplamaya başlamıştı ve beni sıktı açıkçası.

Ayça karakterini de hiç sevemedim. Diyalogları ve hareketleri çok yapaydı. Oyuncu da çok kötüydü. Mimiksiz oynamak için kendini zorlamış resmen. Gördüğüm en kötü oyunculuk performanslarındandı.

Onun dışında figüranların oyunculukları pek iyi değil. Bazı diyaloglar da aşırı yapmacık. Yani iki kişi konuşuyor ama ikisi aynı odada değilmiş, birbirlerini duymuyormuş gibiler. Normal bir konuşma akışı yok.

başkomiser Orhan karakteri ise bambaşka. Şu ana kadar polisiyelerde gördüğümüz "agresif ve şiddete meyilli" polis tipinin dışında bir karakter. Kibar, nazik, anlayışlı vs derken bu liste uzar gider. Çizgi roman sevmesi de harika bir özellik. Fangirl gibi davranmaya başladım. Neyse, kısacası en sevdiğim karakterlerden biri ve 10/10 ideal eş adayı.

Keşke dizinin çekilen ama yayınlanmayan bölümleri yayınlansa. Sonuçta 2012 yılında internet dizileri o kadar yaygın değildi hatta yok denecek kadar azdı. Şimdi ise öyle değil. O yayınlanmayan bölümleri YouTube'a bile koysalar yeter, baya izlenir.