777.
eski ders kitaplarımı temizlerken lisedeyken kullandığım ders kitabının sayfalarının birine "şimdi aklımıza bile gelmeyen şeylerin bir zamanlar delisiydik, biliyor musun?" yazmışım.
evet, gerçekten hatırlamıyorum. beni ne kadar değersiz hissettirdiklerini anımsamak dışında hatırladığım hiçbir detay yok. ne keskin kırıcı bir söz ne bir sima. yastığa başımı koyduğumda sadece kalbimin sesini duyuyorum.
163.
Besbelli belirli bir yönetici kesimin ideolojik saplantıları dolayısıyla programa konulmuş herkese zorla seçtirilen -sözde- seçmeli dersimiz Osmanlıca. her dakikasından nefret ettim ve bir saniye bile dersi dinlemedim ve sınavına çalışmadım. şu sıralar ikinci yabancı dil için programlarına almanca yerine arapça dersini koyan okulların adını da çok duyuyorum. böyle bir okulda eğitim görsem de en nefret ettiğim ders arapça olurdu şüphesiz.
950.
Bu mesajı okuduğunda neler hissedeceğini bilsem de bunu sana yazmaktan başka bir çarem kalmadı. Seni içimde bitirebilmek için birçok yolu denedim, ama olmadı ne yaptıysam. Yazacağın cevabı -ya da yazmayacağın şeyi- çok iyi biliyorum çünkü bana hiçbir zaman farklı gözle bakmadığını ve bakma ihtimalinin de olmayacağını da biliyorum. Kendi adıma ipin ucunu bir yerde kaçırdım, ben böyle bir insan değildim, bir insana kendimi bu kadar açmaz beni tanımasına izin vermezdim. Sen beni tanı istedim. Sende ne gördüğümü de tarif edemem çünkü şu noktadan sonra bir anlamı da yok. Anlayabileceğinden çok, anlamak istemediğini biliyorum. Sana karşı hislerim en başında bana bir peri masalının baş kahramanı gibi hissettirmişti, iliklerime kadar mutluydum. Senin gibi mantıkla hareket eden birine bu da saçma geliyordur, “hiçbir şey yaşamadan ne mutluluğu”; ama dedim ya, anlatmam imkansız. Kendime anlatmam da zor oldu zaten. Ama artık canım acıyor. Yürüdüğüm yolda karşıma çıkmanı beklemekten, onu paylaşsam yazar mı demekten, yaşadığın şehre her gittiğimde acaba paylaşımımı görür ve görüşmek ister misin diye düşünmekten çok yoruldum. Beni az çok, hatta maalesef benden kaynaklı çok tanıdın, ben bu ilişkilerde taktik maktik yapabilen biri değilim, sana karşı da hep şeffaf oldum. Emin ol taktiklerle ilerleseydim şu an bu kadar miserable bir halde olmazdım. Hayatıma başka birini alır, çivi çiviyi söker der ve yoluma devam ederdim. Birilerine bir şeyler hissetmeye çalışsam da yapamadım, çünkü attığım her adımda gölgen benimleydi, içimdeki ses de senin adını fısıldamaktan vazgeçmedi hiçbir zaman. Benim hakkımda ne düşünürsün bilmiyorum, ama ben maalesef bu mesajın sende ne hissettireceğini çok iyi biliyorum. Buluştuğumuzda bana kadınları çok iyi tanıyorum demiştim, sen bana fırsat vermesen de ben de senin gibi erkekleri çok iyi tanıyorum. Sana bunu vermemeyi çok istedim ama kendimle daha fazla savaşacak gücüm kalmadı. Bazen tokat gibi çarpan bir “hayır” hayali umutlar yeşertmekten iyidir. Bana hiçbir zararın olmadı bu arada, ben ne yaptıysam kendime yaptım. Bu yüzden bu mesajı bir suçlama değil de bir purification olarak almanı çok isterim.
Neyse, yine okuyacağından fazla yazdım. Buraya kadar okuduysan daha önce dediğin gibi başını çoktan unutmuşsundur :) İçimde uyandırdığın o ilk baştaki bütün güzel hisler için sana teşekkür ederim, hayatımda kalbimin çarptığını ilk kez hissettim. Ama sonrası için diyecek çok bir şeyim yok. Çünkü sonrasında sen yoksun, ben ve senden yarattığım bir kahraman var. Çoktan yazılıp bitirilmesi gereken bir hikayeyi bu kadar uzattığım için sadece kendimden özür diliyorum. Hayat sana ne getirirse getirsin iyi olmanı, mutlu olmanı dilerim. Hoşçakal.
238.
walden - henry david thoreau
Henry david thoreau'nun walden gölü çevresinde yaşadığı 2 yıla dair görüşlerine yer verdiği felsefi bir kitap. Kitabı bölüm bölüm kategorilere ayırmış, kendisinin birçok konudaki düşüncesini kitapta birleştirmiş. Ama bence okunması çok zor bir kitap, kasım başından beri elimde olmasına rağmen henüz yarısına gelebildim.
237.
coco mellors - cleopatra and frankenstein : o kadar zor ve yavaş ilerliyorum ki gözüm sürekli kindle'ın ilerleme yüzdesine kayıyor, bitirebilirsem mutlaka editleyeceğim
236.
kristin hannah - bülbül
reading slumptan çıkmak için film gibi bir kitap okumam gerektiğine karar verdim. doğru tercih sanırım dün 100-120 sayfa civarı okumuşum bile.
235.
Vedat ozandan kokular kitabı. Keyifli keyifli akıcı bi dille anlatıyor bu bitsin serinin diğer kitaplarını da alırım
234.
Sana gül bahçesi vadetmedim
233.
Fantastik-bilim kurgu kitapları severim.
Frank herbert - Dune okuyorun şu an.
Kitabın ilk yarısı gerçekten konuya giremeyiş yüzünden başımı ağrıttı. Şu an iyi ilerliyor.
232.
Saramago - isaya göre incil