1.
ben de bu aralar içinde bulunduğum durumu yazmak istiyorum. uzun olabilir baştan söyleyeyim:)
lise ve ortaokul hayatım boyunca başarılı bir öğrenci değildim. en temel sebebi de üst üste gelen başarısızlıklarım sonucu yapamam hissi oluşmasıydı. ama bunu tetikleyen asıl sebep ise kıyaslanmam. ne olursa olsun çocuğunuzu asla ama asla kıyaslamayın. zaman zaman annem babam, zaman zaman da hiç alakası olmayan insanlar yaptı. ve beni en çok yaralayan da zaten o insanlar oldu. çünkü ebeveynlerimin hangi sebeple yaptığını anlayabiliyordum ve ne olursa olsun benden vazgeçeceklerini düşünmüyordum. ama dışarıdan bakan bir göz beni başarısız olarak nitelendiriyorsa gerçekten bir sorun var gibi düşünüyordum. bu benim belki de şuan ki durumuma bile mal oldu. üniversiteye başlamam, derslerimi,okulumu, arkadaşlarımı sevmemle aslında 'ben bunu yaparım' dediğimde yapabildiğimi öğrendim. ailemden uzakta, kötü bir eğitim serüveniyle yeni bir döneme başlamıştım ama kimse ders çalış sınavın yaklaştı demeden ya da hesap vermeden iyi bir şekilde okulumu bitirdim. bana göre iyi bir şekilde çünkü o insanlar için vasat durumdayım hala. sonra mastera başladım. zor bir ders ya da ödev karşısında yine çok tökezlemeden iyi bir şeyler elde ettim. ve tek sebebi kendime güvenmem oldu. hiç bir şekilde yapamam diye düşünmedim. ben üniversite hayatımı en büyük kazanımım olarak görüyorum. çünkü hem kendim tanıdım hem de istediğimde yapabileceğimi öğrendim. fakat son üç dört aydır tamamen tepetaklak oldum. etrafımda olan, iyi okullarda okumuş, güzel işleri olan insanlarla kıyaslanmaya başladım, mesleğim karalanmaya başladı, master ne ki çok gereksiz denmeye başladı. ya da benimle aynı işi yapan birinin aldığı maaş belliyken, yaşıtım olan ve ayda 10 bin lira kazanan insanlar bana sürekli anlatılır oldu. hatta 10 bin lira için fena para değil bile dendi. tam bunları unutuyorum, sağıma soluma bakmamalıyım derken bu sefer benim iş arama sürecim başladı. karşılaştığım saçma yorumlar yüzünden gerçekten o kadar etkilenmişim ki daha yaptığım başvuruların ikinci gününde kimse dönmedi diye ağlayacak duruma geldim. asla kendimi motive edemiyorum. kendime söylediğim sözlere de pek inanmıyorum. gelecekten umudum o kadar yok ki bu ara ne yaparsam yapayım olmuyor. sanki tüm hayallerim yerle bir oldu gibi. şimdi sorabilirsiniz 'bu kadar basit bir şey mi seni üzdü, insanlar aylarca iş arıyor ' diye. biliyorum. bana birilerinin söyleyeceği her olumlu cümleyi zaten biliyorum ve kendime söylüyorum ama moralim yine bozuk. çünkü üstümde bir yetersizlik, bu zamana kadar ne yapabildim ki, keşke zamanında böyle yapmasaydım, iyi bir işim olmayacak hissi var.
kendi kendini motive edebilmenin en iyi yolu güzel hedeflerinin olması. uzun vadeli ya bir kaç kilo vermek gibi hedefler. ama yapamıyorsanız bu bir dönem de olabilir. çünkü bazen insanın canı sadece boş boş oturmak istiyor. hayat hep bir yükseliş, her gün bir meydan okuma değil. bunu hatırlayarak kendinizi yıpratmayın.
eğer bana benzer bir durum yaşıyorsanız da mesaj kutumu ziyaret edin çünkü artık aynı sorunu aynı kişilerle konuşmak çözüm değil benim için. kendime olan inancımı ve gelecek ümidimi kaybettim.
2.
Motive edecek biri olmadığı zaman mecbur kaldığın durum. İnsan akıllı bir varlık olduğundan sanırım, beyin bir süre sonra moral bozukluğunu ve depresyonu kabul etmiyor. Bu ne demek? Kendi kendini motive edememek birilerinin seni motive etmesi ihtiyacını doğuruyor ve ben insanın dünyaya tek gelip, tek gideceğine inanırım, etrafımızda ki herşey aslında bir nevi sona ulaşmamız için yol hazırlayan piyonlar.
Doğduğumdan beri şişko biriyim ve hiç bi zaman aşırı özgüvenli olamadım çünkü neler neler duydum mesela sırf kilo hakkında. İlk okulda birisi soba borusu gibi bacakların var bile demişti. Olmadı, motive edemiyordum kendimi. Bir süre sonra baskılayıp unutmaya çalışıyor ve aslında tüm bunların gerçek olmadığını düşünüyorsunuz. Sonra bişey size tüm b*ktan şeyleri hatırlatıyor ve sonuç yıllarca sürecek olan depresyon.
Peki kendi kendini nasıl motive ediyorsun?
Bir süre sonra ölümcül tehditler kapını çalmaya başladığı zaman. İyileşmek istediğini söylüyor beynin, ya da başarman gerektiğini her neyse. Sonra yavaş yavaş düzene sokmaya çalışırken herşeyi tam öldürücü darbe geliyor, ne bileyim mesela anlarsınız ya umduğunuz dağlara kar yağdı gibi. İşte tam burda bunalıma girmeniz gerekirken vücut artık fazla bunalımdan o kadar dolmuş oluyor ki, hâlâ herşeyin duzelebilecegi konusunda kendinizi motive etmeye çalışıyorsunuz. Yani aslında bu bence vücudun ruhsal bir tepkisi, ama biz bunu çıkarmayı başaramıyoruz ta ki vücut depresyona dur deyinceye kadar. Bu kadar derin bir başlık mıydı bi fikrim yok fakat kendi kendini motive etmek bana tüm bunları hatırlattı yeniden.
Tavsiye vermek gerekirse de kendinizden başka hiç bişeyin değerli olmadığını , hayatın mucizelerle dolu olduğunu söyleyin kendinize. Ve mümkünse 'asla' kelimesini hayatınızdan çıkarın. Herşeyin olabileceğine inanmak en büyük motivasyon yöntemidir zannımca. Onun dışında bilimsel şeyleri psikoloji alanı ile ilgilenen süslüler verebilir diye düşünüyorum.
19 mayıs 2017 17:20
19 mayıs 2017 17:22
3.
Sık sık yaşadığım olaydır. Bilirsiniz ki genelde hep bir şeyler yolunda gitmez ya da bende öyle bilmiyorum. Hemen kendime bir kriz planlaması yaparım. Benim temizlikle ilgili değişik bir takıntım var. Evimi temizlemek, kendime bakım yapmak ve hamam tadında banyo almak en güzel başlangıcım oluyor. Bir şeyi yapmak istiyorsam veya bir şeyin üstesinden gelmek istiyorsam öncelikle kendime olan zararlarını ve varsa faydalarını tartıyorum. (madalyonun öteki yüzünü analiz etmek çok önemlidir bence :) ) Daha sonra ulaşmak istediğim noktaya gelebilmek için yapmam gerekenleri düşünüyorum iyicene. Vazgeçtiğim veya yeni kazandıracağım şeyler ya da eylemler uygulaması zor mu? Hayır aslında değil diye daha basit bir şekilde bakıp en değerlim olan annemi düşünüyorum ve evladının mutlu olduğunu bilmesi bence bir anneye verilecek en güzel hediyedir. Geçmişe dönüp baktığımda zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğini görüyorum. Ve kendim için telefonuma bol bol not alıyorum. Tarih saat belirtirim ve tamamen (kendime bile) dürüst olurum. Geri dönüp baktığımda çok işime yarıyor :)
Çuvalladığım zamanlar olmuyor mu oluyor? Ama daima yeniden başlamak için sebebimi unutmuyorum.
4.
şu sıralar yapamadığım.
genel anlamıyla düşüncelerimi ve fikirlerimi yönetebiliyorum.
ama bazen(mesela şu an) asla kendimi motive edemiyorum.
sanki her şey iyice kötü olacakmış gibi hissediyorum iyiye gideceğine inanamıyorum ve tüm karamsarlığımla bakıyorum olaya.
oysa ki kendi kendime her şey düzelecek, yoluna girecek, korkma diyorum ama içimdeki ses "sen kimi kandırıyorsun" diyor.
bu başlığı hortlatayım da girdileri okuyup feyzalayım
5.
İnsan ruhunu serbest bırakmalı. Ne isterse onu düşüneceğini bilmeli önce. Ayıp günah demeden. İnsanlar zaten yeterince bunaltıcı, baskıcı. Direkt olmasa da en direkt yollarla sizi zımparalıyor. Tam tersi siz bari bunu kendinize yapmayın ya da uzun sürmesin bu fasıl. Sonra geçiş dönemleri, etkilenmez anlar çıkıyor ortaya... Kendimi en çok elbette sevdiğim şeyleri alarak motive ediyorum. Bu bazen bir kalem olabiliyor ya da bir duş jeli. Önemli olan madde değil de bunu kendiniz için yapmak. Yoksa gözü doymaz insan evladı ne alsa doymaz bir yapıya sahip neredeyse. Yaş aldıkça daha ben'cil bir yaşama adım attım. Yalnız olmaktan inanılmaz keyif alıyorum, bazılarının evde nasıl tek kalıyorsun insan sesi duymadan soruları komik geliyor artık. Çünkü kendimi dinlemeyi seviyorum ben cidden. Belki de işin özü ; kendini dinleyebilmek.. Bırakın başkaları ne derse desin, siz kendinizi dinleyin.
6.
"Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."
- Tarkovski
7.
"sizi kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. kendi kendinize ışık olun." buddha
8.
“Issız yerlerde kendin için bir evren ol!” Tibullus
9.
Lisede babamı kaybettiğim dönem, okul arkadaşlarımın fazlaca kaba, medeniyetsiz ve alaycı tavırda olmaları. aynı zamanda ilişkimde ve evde yaşadığım büyük problemler. Böyle bir dönemden geçip başa çıkabilmiş isem "başka şeylerin de üstesinden gelirim ben" diyorum hep kendimi çok kötü hissettiğimde. Ve biliyorum, herkes öyle zorlu, öyle ağır dönemlerden geçip buna dayanıyor ki, aslında hiçbirimizin üstesinden gelemeyeceği bir şey yok hayatta.
10 eylül 2017 00:31
10 eylül 2017 00:32
10.
bu konu hakkında iyi olduğumu düşünüyorum, birkaç kelam etmeye geldim bu yüzden.
hazır bahar geliyorken basit görünen fakat etkili olan motivasyonumu yazmak istiyorum.
gaz şarkılar eşliğinde yürümek. bir sınava mı hazırlanıyorsunuz, diyet motivasyonuna mı ihtiyacınız var, yataktan kalkmak için bir neden bulamadığızı mı hissediyorsunuz? gaz şarkılar eşliğinde yürüyün. depresif bünyelere ilaç gibidir.
yürüyecek yer bulamıyor musunuz? koridorda yürüyün. evin önünde yürüyün. koşu bandında yürüyün.
ben şu şekilde uyguluyorum, kendim ile ilgili önemli şeyler yapmak istediğim zaman spotify ve ekşi sözlük en gaz şarkılar başlığından yardım alarak güzel bir liste hazırlarım. sonra mekan fark etmeden klip çekermiş gibi havalı havalı yürürüm. içimden “ben şunları yaptım, şöyle yapıcam” derim. gelecekten görmek istediğim kesitleri kafamda canlandırırım. hem form tutarım, hem kendi ruhumu ferahlatırım. en güzel terapi yöntemidir kanımca.
15 şubat 2018 23:43
21 şubat 2018 23:32