1.
bende de olan hastalık.. çok severim kitapları, ve kitaplara verdiğim paraya acımam, içim sızlamaz.
ama aynı parayı kozmetiğe versem vicdan azabı çekerim..
bazıları kitapları sadece satın alır, okumaz koyar bir kenara, allahtan onlardan değilim..
2.
bende var olan hastalık (demek istemiyorum aslında).hastalıkların en güzeli, bağımlılıkların en tatlısıdır. ama bence burada unutulan bir şey var. kitap okumak kadar kitap seçimi de benim için oldukça önemlidir. okuyanlara saygı duyup arada sırada ben de okuyorum ama bestsellerde veya yeni çıkanlarda amip gibi çoğalan aynı tarzdaki sığ ve sadece eğlence amaçlı kitapları okumak bana çokta kitap tutkusu gibi gelmiyor. insan kitap okurken her zaman iyi vakit geçirmeyi düşünmemeli, kendini zorlamalı, zaman zaman da pragmatik davranmalıdır.bunu neden mi yazıyorum, bu garip yanılsamayı küçük yaştakilerde (ortaokul-lise) çokça görüyorum, elbette bunun büyük versiyonu da yok değil. o vampir kitabından bu vampir kitabına koşmak, ya da o saray kitabından (yazarının güvenilirliği olamayan sadece popüler olduğu için yazılanlarını kastediyorum.) bu saray kitabına koşmak sizi olduğunuz yerden pek de ileriye götürmeyecektir. gerçi okuma oranı bu kadar düşükken bu bahsettiğim noktalar çok okunan ülkelerde takılması gereken sorunlar olabilir diye de düşünmüyor değilim. çoğu kitabın maliyetinin çok üstüne satılıp, türkiyenin genel ekonomik durumuyla alakasız fiyatlarla çıkması ve insanları korsana yöneltmesi, korsanda da fazla seçenek olmaması cabası. ayrıca her türlü tüketimde olduğu gibi bu tüketimin de kendimize değil kapitalizme katkısı olduğunu düşünüyorum. okunmayacak ya da yıllar sonra okunacak kitaba para vermek anlamsız. çünkü sadece rafta duran kitabın kapitalizmden başka kimseye faydası yok.
13 ağustos 2014 12:03
ed.13 ağustos 2014 13:26
3.
bana öyle geliyor ki, birileri "bağzı" kitapları bestseller olmaları için allıyor pulluyor reklamlıyor. yoksa "kardeşimin hikayesi" gibi (gizlinot: yazar burda kötü şeyler söylemek istiyor ) bir roman (sırf, içinde temple grandin'in icadı olan kucaklama makinesi geçiyor diye satın almıştım.) nasıl best sell etsin. (gizlinot: bu kitaba maruz kalanlara şifa niyetine temple grandin'in resimlerle düşünmek kitabını tavsiye ederim. )
tanım: alınan kitap okunuyorsa hastalık değildir.
13 ağustos 2014 12:49
15 ekim 2014 15:21
4.
hiçbirşeyi eskisi kadar yapamamam gibi bu da o durumda malesef. 24 saatin bana yetmediği son zamanlarda kitaplara da eski önemi gösteremiyorum. sayenizde önerilen kitaplardan bir liste hazırladım kendime. maaşımı aldığım ilk hafta kitapçıda bulacağım kendimi. bu ay kozmetik yok söz veriyorum. (gizlinot: swh)
13 ağustos 2014 12:55
13 ağustos 2014 12:56
5.
eğer aldığınız kitapları okuyorsanız, kütüphane, arkadaştan ödünç alma, ikinci el kitap gibi alternatif yolların en az birini de kullanıyorsanız kitap satın almak hatsalık değildir. kitapları seven birinin normal davranışıdır. büyük ihtimalle kitapların kapağı veya popüler olup olmadığı sizin için o kadar da önemli değildir.
bu kitabın eski baskısı var ama bu kapağı da bende olsun, arkadaşım da vardı ama ben başkasının kitabını okuyamam yeni isterim, kütüphaneyle kim uğraşacak, ikinci el kitap çok pis, sevimsiz filan diyorsanız, kitapları okumaktan çok onlara sahip olmak da önemliyse ve hatta kitaplar bir çeşit dekor malzemesiyse kitap satın almak sadece tüketim hastalığının çeşitlerinden biridir. diğer bir çeşidi için (bkz: kozmetik alışveriş bağımlılığı). övünülecek tarafı yoktur.
6.
alınan kitaplar okunduğu sürece güzel bir hastalıktır.
7.
Alışveriş bağımlılıkları içinde en iyisi, en olması gerekenidir
8.
Heh bu bende var işte. Bu yüzden babamla az papaz olmadık. Çünkü kitapçıya girince kitaplar o kadar çekici geliyor ki asla belli bir kitabı almak için girmiyorum resmen beni baştan çıkartsınlar diye özellikle giriyorum 5-6 tane kitap alıp çıkıyorum. Kitap okumayı da çok seviyorum ama dürüst olmak gerekirse bu kitapları okuyacağım için almıyorum sadece sahip olmak arzusuyla alıyorum. Japoncada bunun için bi kelime var: Tsundoku (gizlinot: Satın aldıktan sonra bir kitabı okumayıp diğer okunmamış kitapların arasına koymak)
9.
Eskiden bende de bu hastalık vardı.
Sürekli kitap alıp alıp dururdum lakin bu aralar kitap okumaya zamanım olmuyor, bazı geceler çok canım istiyor ve okuyorum 40-50 sayfa. Ama artık özellikle gidip kitap almıyorum çünkü okunmayı bekleyen kitaplarım çok :/
10.
Bu hastalık bende de var,sebebi de açık aslında. Kendime ait gerçekten iyi kitapların dolduracağı bir kütüphane oluşturmaya çalışıyorum.
Okuduğum kitapların beni ne kadar geliştirdiğini bildiğim için harcadığım tek kuruşa bile üzülmüyorum,mesela kozmetik için hep acaba almasam mı? ne gerek var? diye düşünürken kitaplar için hiç böyle düşünmüyorum,aldığım kitapları okuyabildiğim içinde mutluyum 2 haftada 4-5 kitap alarak devam ediyorum bu hastalığa(?)
Birde emanet kitap almayı hiç sevmiyorum,bende okuduğum kitabı en azından 1-2 yıl sonra tekrar okuma isteği olduğu için.
Kitaplarımı vermeyi de sevmiyorum,aslında cimri bir insan değilim ama şu ana kadar verdiğim 10 kitabın anca 2 tanesi tekrar elime geçtiği için kendimi haklı görüyorum :)