konservatuvar

1. bero'nun uktesine gelsin

devlet konservatuvarı için konuşacak olursak alabileceğiniz en iyi sanat eğitimini verir. girişi çok zordur, girdikten sonra bitirmesi de ayrı bir zordur. kesinlikle herhangi bir kurs ya da sanat merkeziyle, özel kurumlarla alakası bile yoktur. verdiği eğitimin değerini yıllar geçtikçe daha da iyi anlarsınız.

ama genelde insanlar konservatuvar ve güzel sanatlar üniversitesini karıştırır. güzel sanatlar adı üzerinde üniversitedir, liseden sonra üniversite giriş sınavı ve özel yetenek sınavıyla girilir; konservatuvar ise yarı zamanlı ve tam zamanlı olarak ayrılan, tam zamanlısı ortaokulda başlayıp devam eden çok daha kapsamlı bir eğitimdir, buraya baştan başlarken sadece yeteneğe bakılır. ara yıllardan girmek mümkün olsa da üniversite düzeyinden başlanmaz. yarı zamanlı her konservatuvarda ve her bölümde yoktur, buraya girmek de tam zamanlı bölümler kadar olmasa da ciddi derecede zor ve rekabetçi bir süreçtir. ayrıca mezunları, diplomaları sayesinde özel kurumlarda ders verebilme yetkisine sahip olur.

ben istanbul'daki mimar sinan ve istanbul üniversitesi konservatuvarları üzerinden anlatmaya çalıştım, diğerleriyle arasında küçük farklar olabilir ama genel sistem aynıdır.

2. Her bölümü için farklı şartlar gereken kurum. Ben müzikle alakalı bölümlerle ilgili bilgi vereceğim zira bale ve tiyatro bölümüyle alakalı pek bilgim yok.

Her çalgı grubunun ayrı ayrı yaş grubu vardır. Örneğin yaylı çalgılara tutup lisede giremezsiniz, almazlar. Aynı şekilde üflemelilere de... genelde 12-13 yaşında yani ortaokul döneminde başlanır.

Lisans düzeyinde girilebilecek iki bölüm vardı en son- biri şan diğeri gitar bölümü- yani üniversite sınavına girip barajı geçersiniz sonra da yetenek sınavına girersiniz ve dört yıl okuyup bu iki bölümden mezun olabilirsiniz.

Bunun dışında asla ama asla genelleme yapamayacağım kurumlardır. Örneğin hacettepe üniversitesi devlet konservatuvarındaki şan ve gitar bölümünün yetenek sınavlarının pek kaliteli olduğunu söyleyemeyeceğim. Dolayısıyla öğrenciler de iyi değil. Ama yaylı bölümü efsanedir mesela. Örneğin bilkent' in flüt hocası Türkiye' deki en iyi birkaç flüt hocasından biridir.

Veya size her konservatuvarda torpil dönmediğiyle ilgili garanti veremem. Bazılarında öyle bir döner ki doğru dürüst duyamayan insanlar buralardan mezun olurken bazılarında bırakın torpili, bölüm başkanının çocuğu olsanız giremezsiniz.

Maalesef yeni Türkiye' yle birlikte, senfonilerdeki müzisyenlerin bir türlü emekli olmaması, yeni mezunlara kadro verilmemesi, fazlaca torpil dönmesi gibi sebepler yüzünden şu an konservatuvar mezunlarının hatrı sayılır bir kısmı işsiz. İşsiz derken bazıları özel müzik evlerinde üç beş kuruşa ders veriyor, bazıları albüm kaydı olsa da çalsam, biraz para kazansam diye bekliyor ve artık çoğu mezun olduktan sonra formasyon alıp müzik öğretmenligi yapıyor. Dolayısıyla da eğitim fakültesi mezunu müzik öğretmenlerinin haklarını gasp ediyor. Onları suçlayabiliyor muyum? Hayır. Herkes ekmeğinin peşinde. Adam istihdam edilemiyor napsın?

Kısacası bundan 20- 30 yıl önceki gibi bir sistem olsaydı eğer size çok daha farklı şeyler anlatabilirdim ama maalesef durum bundan ibaret.

3. Yıllar yıllar öncesinde okuduğumdur, İ.Ü.D.K.