1. uzakdoğu tatilimde koreliler ile ilk etkileşimimi yaşadım. devasa şapkaları, suratının yarısını kapatan gözlükleri ve bembeyaz ciltleriyle hakikaten enteresanlardı. asla güneşlenmiyorlar, asla denize girmiyorlar, uçuş uçuş elbiselerinni, çiçekli şapkalarını giyip kumsala geliyorlar. selfie çubukları ile birkaç fotoğraf çektikten sonra koşarak palmiye ağaçlarının gölgesine saklanıyorlar :D
inanılmaz bir güzellik takıntıları var. gittiğimiz dünyanın en salaş deniz ürünleri lokantasında (balık pazarında bulunan kendi ürünlerini satın alıp getirdiğin ve pişirttiğin bir yer dediğimde gözünüzde daha iyi canlanacak o salaşlık) hemen hemen hepsi dior pudralarını, chanel maskaralarını çıkarıp makyaj tazelemeye başladı. ben şok. gruptaki erkekler de pudralarını sürmeye başlayınca ben şok şok şok. çok acayipler.
neyse, sonra merak edip birkaç video izledim kendilerine ve güzellik rutinlerine dair, özet şu:
cilt bakım rutinlerinde en az 9-10 ürün var. jel, maske, tonik, essence dedikleri bir şey, serum, nemlendirici, göz kremi falan falan gidiyor.
yüzlerine masaj yapmaya bayılıyorlar. sürekli bir masaj hali. çorba kaşıklarını buzdolabında bekletip arka kısmıyla masaj yapıyorlar. kırışıklıkları önlediği, cildi daha genç gösterdiği söyleniyor.
şu yaprak şeklindeki maskeleri sürmeden önce yüze bal sürüyorlar, üstüne maskeyi yapıştırıyorlar. kış ayları için muhteşem bir fikir gibi geldi bana, balın nemlendirme mucizesini düşünürsek.
şu bizim kebap yapmakta kullandığımız çöp şişlerin ucunu yakıyor, (ısıtmak daha doğru bir tabir sanırım) dumanı dağıttıktan sonra kirpikleri kıvırmak için kullanıyorlar. rimel sürer gibi, aşşadak yukarıya. kirpik kıvırıcı sonrası yapılıyor bu. rimel sonrası bir kez daha üstünden geçiyorlar bu çubukla.
bronzer'ı sadece yüzün çevresine sürüp daha küçük bi yüz yaratıyorlar.
ve yüzyılın icadı: minik beyaz etiket şeklinde sivilce bantları var. yapısı nasıl bilmiyorum ama hem sivilceyi daha çabuk küçültmek ve iyileştirmek hem de görünümündeki o kızarıklık ve çirkinliği kapatmak için kullanılıyormuş.
sabah uyanınca yüzde buz gezdirmek hem gözenekleri sıkılaştırıyor hem de daha pürüzsüz bir makyaja zemin hazırlıyormuş. bu da bir diğer sırları.
hemen hemen tüm bitki çaylarının poşetlerini (çayını bir güzel içtikten sonra) yüzlerinde gezdiriyorlar. özellikle yeşil çay. kafein ve antioksidan içeriği sayesinde daha sağlıklı bir cilt... diyolar.
vee bir diğer harika buluş: uyku maskeleri. siz uyurken çalışan, yüzünüzü nemlendiren, ferahlatan yumuş yumuş yapan uyku maskeleri. jel gibi düşünün. kuruyor birkaç dakikada, sabah yıkıyorsunuz. kabak maskesi bunlardan biri. niye getirmezler ki böyle ürünleri buralara?
başlığı canlı tutacağım zira ben bayağı heyecanlandım. çok enteresan şeyler biliyor bu minik beyaz insanlar. :)
*ilk editimi aklıma gelen diğer şeyler yüzünden ilk 10 dakikada yaptım sanırım. heyecanımı mazur görün. :)