1. Ukte: zeyfashion
Uzun bir yazı olacaktır. Başlığa ilgisiz olanların anasayfasını işgal ettiğim için peşinen özür dilerim.
Öncelikle geçtiğimiz hafta (26 Eylül) dünya kontrasepsiyon günü herkese kutlu olsun. Bugünün çıkışı dünya sağlık örgütünden olsa da, Türkiye aile planlaması derneğinin gerekli desteği verdiği söylenebilir; en azından kayıtsız kalmıyorlar.
Konu önemli. Bu önemin çünküsü de kabarık bir listeye sahip. Bizim coğrafyada bu zamana kadar hayli kısık sesle dillendirildiği için bu tarz konular, tabu olmaya ve doğru sanılan yanlışlar olarak zihinlerde yer bulmaya mahkum.
Yöntemlerden ve bu işin neden çok önemli olduğunu kendimce belirtmeden evvel, çevremdeki en yakınım olan annemin bu konudaki söyledikleri memleketin 30 yıl önceki manzarası hakkında bilgi veriyor, onu paylaşayım: onların zamanında düğünden bir iki gün önce, teyzesi ya da halası tarafından geline cinsel bilgiler verilirmiş. Korunma yöntemlerinden bahsedilir, cinsel ilişki anlatılırmış. Elbette bu eğitim, gelinin mutlak suretle bakire olduğu kabulü üzerinden yapılmakta imiş. Cinsel bilgi edinecekleri başka bir araç yokmuş (özellikle kadınlar için) varsa da yaygın değil ve tek kaynakları “tecrübeli” teyzeler, halalarmış (anne değil, anne ile bu tarz konular konuşularak aradaki resmiyet zedelenmemeli diye düşünülüyordu herhalde).
O günlere bakınca, o kadar konuşulamaz, gizli saklı ve sadece evlenecek bir kadının erişebileceği bu bilgiler ışığında cinsellik, cinsel hastalıklardan korunma ve toplumun nüfus planlaması filan sağlanmaya çalışılmış. Mastürbasyon yok sayılmış olacak ki, kendini keşfeden her kadının içten içe bu istekten dolayı suçlu hissetmesi ve hiç dışa vurmayışı bundan olsa gerek. Cinselliğinin farkında olma, internet imkanının yüzü suyu hürmetine sağlanıyor şimdilerde. Ha o az mı sakat? Değil. Ancak Yanlış inanışları hap bilgi olarak akılda tutmaktan fazla imkana sahibiz, burası çok açık.
Doğrusu nasıl olurdu? Yanlış inanış, adına kültür-gelenek-görenek denilen bir örtüden ve kişisel değerlerden sıyrılmış formal bir eğitim ile tabii ki. Bilimsel bilginin her bireye eşit oranda nüfuz etmesi ideal olan.
Korunmanın ne kadar gerekli ve önemli olduğunun vurgusunu aile planlamasının paylaştığı şu verilerle anlamak mümkün: Türkiye'de, her yıl 1.9 milyon gebelik gerçekleşmekte, bunların 550.000'i (%30) istenmeyen gebelik. 350.000 gebelik kürtajla sonuçlanıyor ve kimsesiz çocuk sayısı 800 bin civarında. Tüm bu sayılar her yıl üzücü bir tablo olarak karşımızda. Dolayısıyla korunma yöntemleri ile ilgili toplumcanak sınıfta kaldığımız acı bir gerçek.
Bireylerin istedikleri zaman, istedikleri sayıda (yani planlı programlı şekilde) çocuk sahibi olmalarının yolu, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kaçınmanın ve kürtaj olmak zorunda kalmamanın yolu korunmadan geçiyor.
Geleneksel yöntemlerden takvim ve anne sütünün koruyuculuğuna duyulan inanç sanırım en popüler iki cevap. Bir de geri çekilme var tabii başımızın belası. Bu tarz yollarla korunmaya çalışmanın hayırlı sonuçlar vermeyeceği herhalde aşikardır.
Modern yöntemler ki asıl bilmemiz ve uygulamamız gereken metodlar: hormonal yolla (haplar), vajinaya yerleştirilen bir araçla (spiral), ilişki sırasında kullanılan bariyerle (kondom) ve cerrahi yolla (tüplerin bağlanması) korunma sağlanabilir.
Hormonal yolla ya da vajinaya yerleştirilen bir araçla korunma güvenilirliği yüzde yüze yakındır. Pratikliği tartışıladursun, kadınların beden sağlığına negatif etkilerinin konuşulduğu bir zemin yoktur hala dünyada maalesef. erkekler için Doğum kontrol hapının yokluğu / nadirliği, kadın haklarına vurulmuş en büyük darbelerden biridir benim gözümde ve kimse de çıkıp bu zalimliğe karşı direnç göstermiyor. Neyse. Bu iki yöntemin uygulamasından vazgeçilmesinin ardından doğurganlık tekrar kazanılır.
Kondom: Modern yöntemler içinde erkekleri doğrudan meşgul eden yegane yöntem bu sanırım. Bu sebeple şikayetleri saymakla bitmez. Halbuki tek eşliliğe saygı duymayan bir erkek için daha pratik, ulaşması kolay bir korunma metodu yoktur. Güvenilirliği için %99 küsur denir, kalan boşluğu gebelik hikayeleriyle dolduran örnekleri yok değildir; yanlış boy kondom seçimi ya da uygulama yanlışlığı sebebiyle olduğunu asla bilemeyeceğiz elbette
Son olarak cerrahi yöntem. Yine yeniden bir kadın uygulamasıdır. Yumurtayı taşıyan tüplerin bağlanması ile sağlanır. Doğurganlığı kalıcı şekilde engeller. Geri dönüşü yoktur. Cerrahi işlem gerektirdiği için masrafı fazladır.
Son olarak doğurganlık önlemenin dışında cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kaçınmanın en iyi yolu elbette tek eşlilikten geçiyor. Sonraki en iyi yolu ise bariyer; yani kondom. Boy boy olan kondumun penise uygununun seçilmesi hayati önem taşıyor. Kayganlaştırıcı kullanımının kondomu zedeleme ihtimali var, yine riskli. Ama ihtiyaç varsa kayganlaştırıcıya su bazlı olanlarının tercih edilmesi öneriliyor. Meyve aromalı kondomlar oral seks için pazarlanıyorlar daha çok, araştırdığıma göre vajinal seks için tercih edilirse mantar enfeksiyonu riskinden bahsetmek mümkün(müş).
Herkese cinsel hastalıklardan ve gebelik riskinden uzak sağlıklı cinsel hayatlar dilerim