1.
kişinin istese de kozmetik malzeme alamama durumudur.
sıra sıra indirimler, boy boy promosyonlar, raf raf kampanyalar olsa da kozmetik mağazasından eli bomboş çıkmaktır.
bir süredir başıma gelen durumdur.
evde o kadar çok malzemem var ki neye elimi atsam hali hazırda benzer üründen elimde 93893539 tane olduğunu düşünüp yavaşça yerine koyup ayrılıyorum.
2.
son zamanlarda bende var olan durum. sevdiğim markalar yeni bir ürün piyasaya sürdüğünde içimden hakkında yapılan yorumları okumak, bloggerların ürünle ilgili fotoğraflarına ve yazdıklarına göz gezdirmek geçiyor. ama sadece bu kadar. elimdeki ürünler bitmeden üzerine yenilerini ekleme fikrini düşünmek bile bana kendimi kötü hissettiriyor. buna ilk karar verdiğimde ara ara kozmetik sitelerine girip sepete ürünleri ekleyip sonra vazgeçiyordum. artık sadece bakmakla yetiniyorum çünkü canım gerçekten satın almak istemiyor. ve buna en önemli katkının, youtuberların o sayısız makyaj alışverişi videolarını izlemeyi bırakmam olduğunu düşünüyorum.
3.
tokluk deyince insanların kafasında şu belirmesin. sağ çekmecemde marc jacobs'lar, sol çekmecemde chanel'ler diorlar falan. hayır. elimdeki nyx'ten, vay efendim golden rose'dan, maybelline'den, the balm'dan, flormar'dan da bıkabilirim. nedeni de şu, yok şu indirimi, yok bu indirimi, yok şu marka yeni ürün çıkarmış diye aldım aldım aldım ve şu anda bir de bunları koymak için aldığım makyaj malzemesi organizerında, kenarda kullanılmayı bekleyen bir sürü ürün olduğunu gördükçe, yıldım. yani demek ki, bana yetiyormuş bu kadarı. benden çok daha geniş bir koleksiyona sahip olan bir birey bıkmayabilir elbette. benden daha çok makyaj aşığıdır, cüzdanı daha kalındır, umrunda değildir, olabilir. saygı duyarım. ama ben sıkıldım. elimdekileri verimli kullanıp yeni şeylere yönelmek istiyorum. bu nedenle renkli kozmetik almayı bıraktım. iyi de yaptım. jeffree star ürünlerini çok merak ediyordum zamanında. bir de onlara bulaşmadan, yasaklanan yurtdışı alışverişi ile instagram satıcısına iki katı para vermeden veya risk alıp yurtdışından getirtmeye çalışmadan önce bıraktığım da iyi oldu. şu an organizerda duran en abarttığım renkli kozmetik ürünü olan birçok ruj ve oje bana bakıyor. e onları da biri kullanmalı sonuçta. bu nedenle daha da suyunu çıkartmadan, durdum. her gün birini sürsem bile, beni epeyce bir süre idare eder. bozulana kadar bitiremediklerim de bana bir ders olur, bir daha renkli kozmetikte müsriflik etmem. darısı takı sevdamın başına diyeceğim ama onlarda kullanım ömrü de yok -_-' neyse demem o ki, bu yolda kendime başarılar diliyorum.
4.
Bende asla olmayandır :d
5.
pat mcgrath rujların tamamına sahip olduğumda bana da inşallah geleceğini düşündüğüm şey. yani bunlarla da olmuyorsa ben doğuştan açım diyeceğim, öyle böyle güzel değiller.
6.
her kozmetik delisi faninin, aralarında ben de olmak üzere, gün gelip de tadacağını ümit ettiğim şeydir. allah bu dünyadan gözümüz de gönlümüz de kozmetiğe doymadan gitmemeyi nasip etsin her birimize inşallah. .
parfüm, maskara ve oje bu 3 şeye gözüm doyarsa eğer bana havada karada ölüm yok demektir zaten. geriye kalanlar için gözüm biraz doydu sanki. indirimde alacak bir şey bulamayıp ya da içimden artık gelmeyip de ayıp olmasın diye 1 tane oje alıp çıkıyorsam, bende biraz olsun tokluk hissi oluşmaya başladı gibi geliyor. o ojeyi de almadan çıktığım gün oldum diyeceğim ya bakalım daha ona yolumuz var ne de olsa :)
7.
yaklaşık 6 yıldır özellikle high end kozmetik ürünü sevdamla başlayan bu kozmetik hastalığı serüvenime bu sene son verdim. hastalık diyorum çünkü bu doyumsuzluğun başka bir açıklaması olamazdı. insanın 20 tane ruju ya da allığı olmasına gerek olmadığını anladım; hem maddi olarak rahatladım hem de kendimi o eşya kalabalığını görmedikçe daha özgür hissediyorum. bundan sonra da elimdeki ürünler bittikçe kozmetik olarak uygun fiyatlı ürünleri tercih etmeyi düşünüyorum şahsen pahalı kozmetik ürünlerin bu zamana kadar bir farkını göremedim. illa ki böyle bir merakınız varsa da yatırımınızı cilt bakım ürünlerine yapmakta fayda var.
8.
artık herşeye bakıp inceleyip aman olmasa da olur,ya da aynısı var zatenci olarak bu gruba girmiş oldum sanırım.bir de tabi çoğu ürünün işlevsizliğini farkedince insanın alası gelmiyor.hala gezip bakmayı incelemeyi çok seviyorum,high end ürünlerim yok,alabilme imkanım da yok dolayısıyla drugstore u artık kuruttuğuma bana ekstra bişey katmayacağına inanarak iyice elimi eteğimi çektim.hatta makyajımda da sadeleşmeye gittim böylece.elimdeki ürünler bitse de indirimsiz gidip almıyorum önceki gibi çünkü biliyorum ki en az yarı fiyata düşecek yani o ürün ya da eminim arada pek farkı olmayan ve daha ucuzu mevcut.insanın kafasını rahatlatan bir olaymış bu tokluk hani bir nirvana gibi anlatmaya da gerek yok ama eminim herkes az çok bunu tadacaktır zamanla,kozmetik merağı böyle birşey.
9.
son 7-8 aydır bende de olan tokluktur. yeni ürünler ilgimi çekmiyor. makyaj standlarında gezmek bile hoşuma gitmiyor artık. ihtiyaç alışverişi yapıyorum sadece ve özellikle indirim zamanlarını bekliyorum. ben bu durumu favori ürünlerimi buluşuma bağlıyorum. yani cildimle ve benle tam anlaşan bb kremim, rimelim, şampuanım, eyelinerım, highlighterım, birkaç renkte yetecek kadar rujum ve allığım var. neden başka marka ya da çeşide yöneleyim ki diye düşünüyorum. zaten bakımım da şu saydığım ürünlerden ibaret. yetiyor da artıyor...
10.
Sektörün dayattıkları ile kendi ihtiyaçlarınız arasındaki farkı anladığınız zaman oluşabilecek bir histir. Piyasadaki tüm ama tüm ürünler bizim ihtiyacımız olduğu için o reyonunda durmuyorlar. Onlar o reyonda durduğu için bizim ihtiyaçlarımız oluşuyor.
Makyaj,moda,teknoloji vs her sektörde bu böyle. Sürekli yeni ürünler, yeni ihtiyaçlar üretemezlerse kendilerine bi kazanç sağlayamazlar.
Bence kozmetik tokluğu hiç ürün almamak ya da yeni çıkan ürünleri almamak değil de, zamansız olarak kullanabileceğimiz ürünleri almak. Bana göre zamansız ürün temel renkler değildir, kişiden kişiye değişebilir. Benim için pembe bir rujken başkası için metalik bir ruj olabilir. Modası geçse bile sürmek isteyeceği bir rujdur, olabilir.
Yani her türlü alışverişinizde kıstas şu olsun; modası geçse yine de giyer miyim?
Ben bu kozmetik tokluğuna henüz ulaşamadım malesef benim için makyaj bi hobi o yüzden yeni şeyleri denemekten alıkoyamıyorum kendimi fakat giyim konusunda bi tokluğa ulaştım bu kadar şey yazmam da bu yüzden.
Hepimiz insanız tabiki kafamız bişeye takılır ne olursa olsun onu bi şekilde satın alırız. Örnek vermek gerekirse biara mom jeanlere çok takmıştım, çok da beğeniyorum ve rahatlar ama modası geçse, sokakta kimse giymese ben ne kadar sevsem de onu giyip çıkamam yani bir kaç yılda kendisiyle vedalaşacağımı biliyorum o yüzden sadece 1 tane aldım. Ama başkası tarz sahibidir, 10tane mom Jean alır, kendine yakıştırmıştır kimin ne diyeceğini umursamaz, sürekli giyer...
Highlighter konusunda da böyle düşünüyorum. Ben de çok seviyorum ama düşününce çok saçma bir şey yüzümüzü parlatıyoruz!? Er ya da geç highlighterların tarih olacağını, çocuklarımızın torunlarımızın gençlik fotoğraflarımızı görünce o pasparlak yüzümüze güleceğini tahmin ediyorum.
Sanırım bu modalar giyim sektöründe daha hızlı değişiyor, kozmetikte bu değişimler daha yavaş oluyor. Aman nerden nereye geldim. Kısacası bence kozmetik tokluğu bilinçli alışveriş yapmaktır