yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (15)
    • medya (0)

    1. en basitinden çamaşır yıkamak bile dert :/ ama naparsın el mahkum kalırsın

    12 eylül 2015 19:15

    2. (yazar: Ashley88) başlığı okurken, tüm aklımdan geçenleri yazmış.(gizlinot: O kadar yazmış ki, canım yurdum öğrenci köyüne kadar) (gizlinot: mughetto şok :d) eğer öğrenci köyü gibi iki kişilik odalarda kalma şansınız varsa, bu cidden güzel bir deneyim. Ben de üniversitedeki en güzel anlarımı, oda arkadaşımla geçirdim. (gizlinot: Tabii, kendisini bulana kadar kaç oda arkadaşımı gırtlakladım, sayamam :p)

    daha önce hiç tanımadığınız biriyle/birileriyle, aynı yaşam alanını paylaşmak, ortak sorumluluklar edinmek; açık ve net bir biçimde sizi değiştirmekte, olgunlaştırmakta. Sabrı, paylaşmayı, başkasının alanında kendinize alan yaratmayı, katil olma noktanızı/sinirinizi idareli kullanmayı (gizlinot: valla bak :p) öğreniyorsunuz.

    Böyle anlatınca biraz korkunç gibi. ama geriye dönüp baktığınızda, size ve insan ilişkilerinize çok şey kattığını görüyorsunuz. (gizlinot: En azından ben gördüm :d) Çok değişik bir macera, sanırım özleyeceğim.

    12 eylül 2015 22:54

    3. kalınan yurda ve birlikte kaldığınız insanlara göre özlemle ya da nefretle anabileceğiniz bir tecrübe olabilir bu. üniversitede ilk yılımda 12 kişilik, sonraki üç yılımda da 6 kişilik odada kaldım ben. zaman zaman sorunlar da yaşadık yaşamasına ama ben yurtta kalmayı ilk günden itibaren çok sevdim. mezun olup yurttan ayrıldıktan sonra hala yurtta olan arkadaşlarımın odalarına kaçak girip kaldığım da oldu, kendi evim olmasına rağmen. o kadar özlüyordum. ve şuan "en iyi arkadaşım" dediğim arkadaşım 4 yıl boyunca oda arkadaşım olmuş olan kişidir.

    yalnız her şeyin her zaman toz pembe olmadığını da bizzat yaşayarak öğrendim. insan 3 yıl aynı odada kaldığı, yediğinin içtiğinin ayrı gitmediği insanı yurttan çıkıp aynı evde oturmaya başlayınca hiç tanımamış olduğunu da fark edebiliyor, hayatındaki en büyük kazıklardan birini o kişiden yiyebiliyor.

    13 eylül 2015 14:10


    4. Bir buçuk yıl dayanabildiğim olay. ANkara'da Balgat yurdu diye geçen asıl adı tahsin banguoğlu yurdunda kaldım. Toplam dört bloktu, 2 blok kız, 2 blok erkek. Yemekhane binası ortak, tüm binalar da aynı geniş bahçe içinde yer alıyordu. Odalar 8 kişilikti ve demir dolaplar, bir masa ile iki sandalye dışında hiçbir şey sığmıyordu. Bizim odamız 4. kattaydı ve telefonu kantinde yani -1. katta kilitli kutularda şarj ediyorduk. Katlardaki tek prizlerde şarj etmeye çalışırdık kaçak göçek :) Tuvaletler aşırının da aşırısı pisti, duşların kapısı yojtu perdeyle ayrılıyordu. Duşların içinde kullanılmış pedler bulmak en sıradan olaydı. Ayrıca 4. kata sıcak su çıkmadığı için 1. kattaki duşlara iniyorduk.

    Yurdumun genel özelliklerini geçersem hayatımda geçirdiğim en eğlenceli yılımdı diyebilirim. Şartları resmen mide bulandırıcıydı ama evden getirdiklerimizi hep birlikte yemek, yemekhanedeki bakışmalar, flörtleşmeler, bahçede çekilen halaylar mükemmeldi.

    Bu kadar güzelliğe rağmen sadece bir buçuk yıl kalabildim. Ve o güzel günlerin bana mirası obsesyonlarım. Temizlik konusunda sıkıntılarım var, ortak tuvalet kullanımı vs. hayatımı çok zorlaştıran şeyler.

    Muhabbeti on numaradır, dibine kadar sapıtmak, dayanışma harikadır fakat temizlikle ilgili yaşadığım sorunlar, mantar kapmam, migren ağrılarım gibi etkilerini düşününce çooook zor şartlarmış diyorum.

    Bir çocuğum olsa yurtta kalmasını istemezdim sanırım.

    13 eylül 2015 17:56

    5. 2 yıl süre ile edindiğim yaşam tarzı. Ardından bir arkadaşımın yanına eve çıktım. Sonra ondan ayrıldım yine başka bir arkadaşımlayım. Gelelim neler olduğuna...

    Ben özel yurtta ve tek kişilik odada kaldım. Hatta ilk sene senelik 6000 tl, ikinci sene 7500 tl verdik. Sonraki sene 9000 istediler ve hizmetleri azalttılar, el salladık kendilerine.

    Toplam 5 kişi daire gibi bir alanda yaşadık. Yani yurt koridorunda bir kapı var. Kapıyı açıyosunuz içerde küçük bir koridor ve ona açılan 4 kapı var. 3 kapı oda, 1 kapı banyo idi. Diğer odalar 2 kişilikti. Yurt ise 65 kişilikti sanırım. Bu sayılar neden önemli? Çünkü samimiyet bu sayıya göre değişiyor.

    Bizim yurtta bi süre sonra herkes kanki olmuştu. Birbirini tanımayan, ismi bilinmeyen kimse yoktu. Ama 2 kız bile bence bir ortama fazlayken 60-70 kızın olduğu yerde salt huzur beklenemez.

    Ortak çamaşır kurutma alanından bir bikini takımım ve bir bluzum çalınmıştı. Yönetime gittiğimde "sen de keşke çamaşırlarını odanda kurutsan" diye tepki almıştım. Ardından yurt sahibini aradım ve bana 50 tl indirim yapacağını söyledi. Ne ayıp. Ne yazık. Ama o salak aklımla tamam demekten ötesine geçememişim. (Çalınan eşyalarım belki 50 tl bile etmezdi ama bikinimi tayland'tan almıştım. Para ile çözülecek iş değildi)

    Bir arkadaşımız sorunluydu ve sifon çekmekten sanıyorum acizdi. Tuvalette böyle sorun olabiliyordu. Ama temizlik günlük olarak yapıldığından sıkıntı çekmedik.

    Minibar gibi buzdolabımız vardı. Herkes herkesin eşyalarını kullanıyordu. Nefret ederim böyle bir şeyden. O küçük koridorumuza bildiri asmıştım. Tüm kızlar odama gelmişti sonra. Zaten bi daha da konuşmadılar benle. Hani dertleri olayı çözmek değil beni dışlamak.

    Duvarlar çok inceydi ve sesten uyunulmuyodu bazen. Gece boyu kakara kikiri bitmiyodu. Genelde kapılarını çaldığım için yine sevemediler beni.

    Neyse bunlar insanına göre değişecek şeyler ama gürültüye, şımarıklığa tahammülünüz varsa katlanabilirsiniz, yoksa ev arkadaşı bulmaya bakın. Ama hazır olun onlar da rezil çıkabiliyor.

    Hırsızlık böyle yerlerde normal karşılanıyor. Eşyalarınızı korumaya alın. Değerli şeyleri ortada bırakmayın.

    En memnun kaldığım şey yemeklerdi. Harika bi aşçımız vardı. Hala onun yaptığı brokoli çorbasını nasıl yaparım diye düşünüyorum.

    13 eylül 2015 19:21

    6. gecen sene basladigim ve bi aksilik cikmazsa onumuzdeki 3 sene devam edecegim yasam bicimi. benim icin kabustan cok eglenceli bi sey ve bayagi memnunum. soyle ki;

    odada 6 kisiyiz. ama oyle tek oda gibi cumbur cemaat degil de iki oda bi salon bi banyolu ev gibi dusunun. mutfagimiz yok ama buzdolabimiz falan var. 3er kisilik iki ayri yatak odasi oldugu icin kimse kimseye karismiyor pek fazla. bu da bi cok sorunu engelliyor. ama sansimiza hepimiz birbirimizle gayet iyi anlastik. o yuzden kiz yurdunda yasamak benim icin eglendigin arkadaslarinla birlikte yasamak gibi.

    13 eylül 2015 22:37

    7. üniversitenin ilk sene kyk çıkmayınca özel yurda yazılmak zorunda kaldım

    yurdun girişi ortak,1 bloğu kızların,1 bloğu erkeklerin idi.

    *banyoda bebeğini düşüren oda arkadaşı, (düşürdükten sonra öğrendim tabi)

    *erkek tarafından kız tarafına yangın merdivenlerinden atlayarak gelen cüneyt arkınlar,

    *yerlerde ülkenin bütün kellerine yetecek kadar saçlar,

    *odaya geldiğimde yatağımda uyuyan hizmetliler,

    * yabancı uyruklu hizmetli ile çaycı amcanın kattaki boş bir odaya girdiklerini görüp,gece boyunca müstehcen seslerini asdfghjkl :)))

    ay benden uzak!! dedim ve 5 dklık yol yerine, 2.5 saatlik yolu seçtim.

    kendi odam,kendi evim,yanımda anam. söylenmeden,mis gibi çekiyorum yol çilesini.

    8 aralık 2015 00:56


    8. geçen sene ankaraya gelince okulun 2 kişilik öğrenci evlerinde (gizlinot: okulun yurdu da var ama 4 kişilik odalar, öğrenci evleri 2) kalmaya başladım hala daha kalıyorum ve sadece geçen sene 6-7 tane oda arkadaşı değişti (gizlinot: ay benim yüzümden değil onlar daha yakın arkadaşlarıyla çıktılar ) gerçekten çeşit çeşit insan var, kimisi çok güler yüzlü pozitif olabiliyorken, çok pis olan, dağınık olan, şizofreni ilacı kullanan tiplere de denk geldim bkz: şimdiki oda arkadaşım

    bizim odamızda banyo vardı o yüzden hastalık kapmadım ve kıllarını aldığı jileti kıllı bi biçimde benim yüz sabunumun üstüne koyan bi pis hariç çok büyük sorunlar yaşamadım ama tabikide çizgilrinizi çekmeniz, bu bölüm senin bu da benim demeniz gerekiyor çoğu şeyde.

    mesela o oda arkaşımın pisliği, dağınıklılığı beni çok daha titiz temiz bir insan yaptı, gerçi biraz takıntı yolunda ilerliyor gibi ama asdfg

    bu seneki oda arkadaşım umutsuz vaka, gerçekten şizofreni ilacı kullanıyor asla konuşmuyor falan bende konuşmuyorum tek iletişimimiz merhaba merhaba bütün gün oturup kızartmadan dondurulmuş şekilde nugget, bi tencere puding ya da abur cubur yiyor, bulaşıklarını asla yıkamıyor (gizlinot: tencerelerini yıkamadan kullanıyor, çay-kahveyi aynı bardaktan içiyor, bulaşık çıkmasın diye yemekleri tencereden yiyor vs ) asla odadan çıkmıyor (gizlinot: derslere bile gitmiyo o derece ) ve çok kötü kukuyor bütün gün tam anlamıyla osura osura uyuyor falan ve ben bundan memnun muyum hayır ruhum sıkılıyor ama el mecbur çekmek zorundayım bende çözümü iletişim kurmamakta buldum

    benim için çok çok eğlendiğim çok sevdiğim bi deneyim değil ve hep hayalimde eve çıkmak vardı ama kampüsüm ankaranın bi ucunda (gizlinot: hacettepe-beytepe kampüsü ) ve bilen süslü varsa ulaşım gerçekten zor melih basgan sağolsun o yüzden imkanım olsa ailem hadi eve çık dese bile eve çıkacağımı sanmıyorum çünkü söylenildiği gibi evin sorumluluları çok farklı ve fazla, ama imkanı olanlar için güzel bi deneyim kesinlikle

    8 aralık 2015 01:13

    9. erkek yurdunda yaşamaktan daha zor bir deneyim bence bu, çünkü erkekler çoğu şeyi takmayıp görmezden geldikleri için gül gibi geçinip gidiyorlar, biz detaycı olduğumuzdan kafamıza göre birini bulmak kat kat zor.

    iki yıl bir apartta yaşadım, tam olarak yurt sayılmaz.1+1 daire şeklinde olup her odada 2 kişi kalan 4 kişilik banyolu mutfaklı bir ev olarak düşünün. kaldığım insanlarla ilk senemde deneyimsizlikle samimi oldum, sonra sorunlar yaşadık bir sürü. saatler sürüp ders çalışmayı engeleyen telefon konuşmaları, kapıları her seferinde çarpmalar, leş gibi bir banyo, adam gibi yapılmayan temizlikler. kızın birinin o kadar saçı dökülüyodu ki, odama gelmediği halde yatağımdan bile saçı çıkıyordu artık paranoyak olmuştum, bulaşık süngerinde saç, mutfak lavabosunda saç, halılarda öbek öbek saç. bir de siyah ve kalın telliydi saçları. toplamazdı, umursamazdı baya da saygısız bir insandı. ikinci sene biraz akıllanıp samimi olmadım yeni gelen insanlarla, onlar daha da beter çıktı gerçi. oda arkadaşım ise her şey kendi kontrolünde, onun istediği gibi olsun isteyen bir manyaktı, en son onla da ipler koptu tabi. aparta gitmemek için kütüphanede yatttığım oldu. eve ilk çıktığımda evimdeki tek eşya bir çekyat, bir perde açılır kapanır bir masayken geceleri sırf orda kalmamak için gelip evimde yatıyordum, artık psikolojim bozulacaktı sözlük

    şimdi ufacık bir evde erkek arkadaşım ve kedimizle kalıyorum, hem sevdiğim adamla hep beraberim, hem de birbirimizi daha iyi tanıyıp daha samimi olduk böylece. o tımarhaneden de kurtuldum. oh

    8 aralık 2015 20:59

    10. 4 yıl lisans 2 yıl da yüksek lisans (gizlinot: hâlâ bitiremedim o ayrı) sebebiyle altı yıl yurtta kaldım. Bunun dört yılı dört ya da beş kişilik odalarda geçti. Türlü türlü insanla tanıştım. Çok sevdiklerim de oldu, hiç hoşlanmadıklarım da...

    Ama öyle bir tanesi vardı ki, hatırladıkça tüylerim diken diken olur hâlâ. Dört kişilik odada olduğum yıllardan biri. Ben ve iki arkadaşım bir önceki sene de aynı odada kalmıştık ve ufak tefek sorunlar hariç pek bir şey yaşamıyorduk. Sonra bir kız geldi ki aman allah' ım! Bir insan düşünün ki haftada bir duşa giriyor, okula gittiği kıyafetlerle uyuyup ertesi gün o kıyafetlerle tekrar okula gidiyor; sabun, ıslak mendil, tuvalet kağıdı gibi hiçbir temizlik malzemesi almıyor ve asla kullanmıyor, kirli çamaşırlarını temizlerin arasına koyuyor. Hattâ şu kadarını söyliyim; yarım dönem aynı odada kaldık ve sadece bir kere çamaşır yıkattı.

    Bir Bayram tatili zamanı hepimiz valiz hazırlıyoruz, bu arkadaş dolabını açtı ve... böyle bi koku olamaz, kendimizi dışarı zor attık. Sonra baktık bu iş böyle olmayacak, alalım karşımıza düzgünce konuşalım dedik. Ama kırılıyoruz Kibarlıktan, yine de kalbini kırmamak için uğraşıyoruz. Biz kibar ve saygılı bir şekilde derdimizi anlatmaya çalıştıkça o tripten tribe girmeye başladı. Bu arada başka odalardan birkaç tane kanka edinmiş, bizi onlara kötülüyor. Tabii diğer kızlar neler çektiğimizden bihaber. Bilmiyorlar ki hatun masasına dökülen leblebileri iki aydır temizlemedi, poposunu bile silmiyor.

    Biz dayanamadık daha fazla, yurt idaresine şikayet ettik ve odası değiştirildi. Yurt anılarımın en unutulmaz insanlarından biridir kendisi.

    8 aralık 2015 21:59 8 aralık 2015 22:02