1. türk edebiyatının şahane kadınlarından. sevgi soysal ile ikisinin gönlümdeki yeri apayrıdır. ikisinin anlatı tarzları farklı olsa da, bedene zuhur etme güçleri aynıdır. leyla erbil yöntem olarak psikanalizi alır daha ziyade arkasına, satır aralarına. tamamlanmamış kelimeleri, farklı anlamlarla kullanılmış, yerinden oynatılmış noktalama işaretlerini de sık sık görürsünüz yazdıklarında. psikanalizi kullansa da, bilinç dışına takılı kalmamıştır. mesela ben gerçekçi değildir, diyemem kendisi için, bence en az sevgi soysal kadar gerçekçidir yazdıkları, söyleme şekilleri çok farklı gözükse de. ne de olsa iki zeka küpü kadın bahsettiğimiz.
en enteresan taraflarından biri, asla ödül törenlerine katılmamasıdır. bu işin medyatik, popüler tarafından uzak durmuştur her zaman. hatta cüce romanında kendini eleştirir bile bu açıdan, "hiç mi göz önünde olmak istemedin leyla?" diye sorduğunu hissedersiniz. kitapla aynı tarihli, 2000- 2001 yılı ankara edebiyatçılar derneği onur ödüllerini kabul etmiştir. bütün hayatı boyunca takındığı tavrı sorgulayabilecek kadar cesur bir kadındır nazarımda bu sebeple. ben okurken "ah leyla ablacım" derim hep. o da benim samimiyetim kendisiyle (gizlinot: ehe). artık aramızda yok bu arada, ama bol bol kitabı var, okuyun, okutturun efendim. kendi anadilinizde okuyabileceğiniz en güzellerindendir çünkü yazdıkları.
romanları: tuhaf bir kadın (1971), karanlığın günü (1985), mektup aşkları (1988), cüce (2001), üç başlı ejderha (2005), kalan (2011), tuhaf bir erkek (2013)
öyküleri: hallaç (1961), gecede (1968), eski sevgili (1977)
edit: ukte sahibi sevgili (yazar: femme)