3.
bizde neden ses getirmedi gerçekten çok güzel bir soru. bu yüzden kendimce birkaç nokta var benim gözüme çarpan. niye hareket olarak kaldı başlayalım o zaman.
ilki biz tecavüz kelimesini tam olarak kafamızda oturtamıyoruz bence. yani kelime arapça kökenli ya, belki de o yüzden. onun için hukuk sistemimizde, kanunda tanımlanan cinsel saldırı, daha doğrusu 'nitelikli cinsel saldırı' ifadesini daha sık kullanmanız gerek ilk etapta. çünkü o daha somut bir şey oluşturuyor akıllarda. tecavüze uğramak da yine aynı kalıbın yarattığı bir handikap. sonuçta kimse kendi isteğiyle, kendiliğinden yaşamıyor bunu. ortada rıza dışı bir eylem ve bunu gerçekleştirmek suretiyle sınırını aşan bir kişi var en başta çünkü. saldırı diyoruz zaten buna o nedenle de.
buradan yola çıkarak direkt şu kanıya varmak gerek aslında. bunu yapan kişi kendi kişisel alanı içindeki sınırlarını aştığı için bir suç işliyor. bu fikrin toplumun her kesiminin anlayabileceği şekilde net ifadelerle yayılması gerek. bu şekliyle yayılsın ki; ortada kimse o ona meyletmiş, bu bundan nem kapmış da bir anda oluvermiş gibisinden saçmalamasın. tecavüzü destekleyen, bir anlık gaflet gibi ifadelerle açıklayacak beyanlar dolaşmasın ortalıkta. bu suçun haklı gösterilebilecek hiçbir nedeni yok çünkü.
ve yine eğer biz buna suç olarak bakıyorsak, böyle bir suçun failinin hiçbir surette haklı çıkmaması, bununla paralel bir yargılama sistemimizin de olmaması gerekiyor çünkü. bunun için de en başta kanunun kendi yarattığı birtakım boşluklar olmamalı böyle durumlarda.
mesela ilk aklıma gelen tck madde 103'teki durum. yani çocukların cinsel istismarı suçlarında 12 yaş tartışması. az çok bunu herkes duymuştur. bir süre basında çok yer aldı, çok konuşuldu bu durum çünkü. yine 13 yaşında 26 kişinin tecavüz ettiği n.ç davası da başka bir örnek. mağdurun rızası gibi saçma sapan bir şey konuşuluyordu mesela ne kadar trajikomik değil mi? çocuğu cinsel istismarcısıyla evlendirmek de burada günlerce konuştuğumuz yine bir başka konu.
bunlar sadece belli açıdan bakıldığında bile birkaç minik örnek. ve bizim hukuk sistemimiz de böylesi açıklarla dolu ne yazık ki. niye tecavüz ettin?, cinsel dürtülerini niye kontrol etmedin? bunları demek yerine, neden tecavüz edildin, üstünde ne vardı, dudağındaki kırmızı ruj muydu hmm o zaman sen tahrik edici bir unsur kullandın şekline dönüşürse konu kimse de çıkıp bana da tecavüz ettiler demiyor. daha doğrusu diyemiyor suçlanırım, yanlış anlaşılırım, utanırım, ailemin sevdiklerimin yüzüne bakamam gibi yanlış düşünceler yüzünden. suçlu ve mağdur kavramları, suça aracılık eden unsurlar bizde fena halde yer değiştirmiş durumda çünkü. bir anlık boşluğuma geldi, ben tecavüz etmedim o benim namusum, sevdiğim kadın, ben işinde gücünde bir insanım diyenlerin sözde yarattıkları iyi hal de üstüne tuz biber oluyor haliyle.
yani işin özünde kafalar karışık hala. suçluyu korumak, affetmek, sahte beyanlara iyi hal diye bakmak ve en önemlisi kadını, çocuğu, hayvanı yani mağduru değil de, güçlüyü koruyup sırtını sıvazlayan insanlar olduğu sürece daha birçok kadın ve çocuk susmak durumunda kalır. haklı susuyor, suçlu konuşuyorsa da zaten baştan sona her yanımızı kanserli hücre misali sarmış olan yanlışlıklar silsilesi de sürüp gidiyor böylece.